Devlet Yardımları ve Rekabet Otoritelerinin Konumu
Mustafa PARLAK
Rekabet Kurulu Başkanı
Devlet yardımları ya da eski anılışı ile teşvikler ülkelerin kalkınma ve sosyal refah yolunda başvurdukları önemli bir araçtır.
Nitekim çok yakından siyasi ve iktisadi ilişkide bulunduğumuz Avrupa Birliği devlet yardımlarının en yaygın olduğu bir
bütünleşmedir. ABD'de serbest piyasa ekonomisi kuralları en açık ve etkin bir biçimde benimsenmesine rağmen kamunun belli
alanlarda müdahale ettiği görülmektedir. Japonya veya Kore gibi Uzak Doğu'nun kalkınmış ülkelerinde kamu müdahalelerinin
yaygın olduğu bilinmektedir. Ancak hesapsız, aşırı ve programsız kamu müdahalelerinin teşebbüsler arasında rekabeti bozduğu da
tartışılmayacak kadar açık bir hadisedir. İşte bu nedenle uluslararası örneklerde görüldüğü gibi devlet yardımları rekabet
otoriteleri tarafından izlenmekte ve denetlenmektedir. Bu denetim polisiye bir denetim şekli değildir. Rekabet otoritesi devlet
yardımı gören teşebüslerin kullandıkları fonların gerçekten kullanılıp kullanılmadığını araştıran ve adli yargıya ait olan bir
denetimi elbette ki öngörmemektedir. Devlet yardımlarının rekabeti kısıtladığı ölçüde rekabet otoritesinin yetki alanına
girdiği görülmektedir. Bu bağlamda yardım programları yürürlüğe konulmadan önce rekabet otoritesinin görüşÃ¼ne
başvurulmaktadır. Rekabetin kısıtlamadığına karar verilen yardım programları rekabet otoritesi dışında ayrı bir birim tarafından
uygulamaya konulmaktadır. Bundan sonraki aşamalarda rekabet otoritesi yardımı alan kuruluşları izlemekte ve kullanılan devlet
yardımlarının bir envanterini tutmaktadır. Türkiye'de izleme ve denetleme fonksiyonunu gören bir birim olmadığı gibi bu görev
4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun ile Rekabet Kurulu'na da verilmemiştir. Ancak ülkemizin uluslararası taahhütleri
bu işlevi gören idari ve mali özerliği haiz bir kurumun ihdas edilmesini öngörmektedir. Bu anlamda da ileri sanayileşmiş ülke
örneklerinde olduğu gibi Türkiye'de rekabet otoritesi konumunda olan Rekabet Kurulu devlet yardımlarının izlenmesi ve
denetlenmesi işlevi görebilecek en uygun kurum konumundadır ve bu göreve yetişmiş kadroları ile hazırdır