• Koruma Önlemleri Hukuku / Yayınlarımız

  • TÜRKİYE’NİN DAMPİNGLİ VEYA SÜBVANSİYONLU İTHALATA KARŞI ÖNLEMLERİ

    • Sayfa : 2/2
      <12

    2. MEVZUAT UYGULAMALARI VE YAPILAN İŞLEMLER


    2.1. Uygulamalar


    Halen uygulamalarımız, DTÖ Anti-Damping Anlaşması’na uyumlu İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Mevzuat hükümleri çerçevesinde şekillendirilmektedir.


    İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Mevzuat hükümleri çerçevesinde bugüne kadar 17'si gözden geçirme soruşturması olmak üzere toplam 133 adet damping soruşturması başlatılmıştır. Bu soruşturmalardan 59'u dampinge karşı vergilerin uygulanmaya konulması ile sonuçlandırılmıştır. Halen 22 adet dampinge karşı vergi yürürlükte bulunmaktadır.


    DTÖ verilerine göre damping uygulamaları açısından ülkemiz bir dönem dünyada 6 ncı sırada; OECD verilerine göre ise eski Doğu Bloku ülkelerine en çok önlem uygulayan ilk üç ülke arasında yer almıştır.


    Bu noktada, dampinge karşı uygulamalar kapsamında oluşan deneyimin sonuçlarının, diğer ülkelerin uygulamaya koyabilecekleri dampinge karşı vergilerin ihracatımızı olumsuz etkilememesi veya olası etkisinin asgari düzeyde tutulmasını teminen özel sektörümüzün kullanımına açık hale getirildiğinin ve bu uygulamanın da bir ölçüde ihracatın teşvik edilmesi anlamına geldiğinin belirtilmesinde fayda görülmektedir.


    2.2. İşlemler


    İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Mevzuat çerçevesinde bir damping soruşturması sırasında yapılan işlemler sırasıyla aşağıda özetlenmektedir.


    2.2.1. Başvuru


    Dampinge ilişkin inceleme, dampinge konu ithalattan zarar gördüğünü iddia eden gerçek veya tüzel kişilerin, İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Yönetmelik’in 19 uncu maddesi hükümleri çerçevesinde dampingli ithalat ile yerli üretim dalı üzerindeki zararı ve ikisi arasındaki illiyet bağını gösterir bilgi ve belgeler ile birlikte İthalat Genel Müdürlüğüne yazılı olarak müracaat etmesi halinde başlatılmaktadır. Bunun yanı sıra mevzuat gereğince damping incelemesinin re’sen de yapılması mümkün bulunmaktadır.


    Ancak, İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Mevzuat hükümlerine göre re'sen hareket edilmesi halinde de söz konusu İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Yönetmelik 19 uncu Maddesinde tanımlanan dampingli ithalatın varlığı, bu ithalattan kaynaklanan yerli üretim dalı üzerindeki zarar ve ikisi arasındaki illiyet bağına ilişkin bilgi ve belgelerin otoritenin elinde mevcut olması gerekmektedir.


    Bu bağlamda, konunun uluslararası boyutu da göz önünde tutularak, dampinge karşı başvuruların hazırlık safhasında yerli üreticilere veya bunları temsil eden meslek teşekküllerine teknik ve hukuki destek de sağlanmaktadır.


    2.2.2. İnceleme


    Başvurunun incelemesi aşamasında, dampinge konu ithalatın ve bu ithalattan kaynaklanan zararın varlığı konusunda yeterli delillerin tespiti ile başvurunun üretim dalı tarafından veya üretim dalı adına yapıldığının belirlenmesi gerekmektedir. Bu kapsamda, başvurunun üretim dalı tarafından veya üretim dalı adına yapılmış sayılabilmesi için, başvuruyu destekleyen üreticilerin toplam benzer ürün üretiminin; başvuruyu destekleyen ve başvuruya karşı çıkan üreticilerin toplam benzer ürün üretiminin % 50’sinden fazla olması ve toplam Türkiye benzer ürün üretiminin % 25’inden az olmaması şartına bağlanmıştır.


    2.2.3. Soruşturmanın Açılması


    Genel Müdürlükçe yapılan incelemenin en çok 45 gün içinde tamamlanmasını müteakiben soruşturmanın açılıp açılmaması konusunda İthalatta Haksız Rekabeti Değerlendirme Kuruluna teklifte bulunulur. Kurul’ca soruşturmanın açılmamasına karar verilirse durum şikayetçi tarafa bildirilir.


    Kurul soruşturma açılmasına karar verirse, ilgili ülke hükümetine bildirim yapıldıktan sonra soruşturmanın açılmasına ilişkin Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlanır.


    Daha sonra, ilgili taraflara başvurunun gizli olmayan özeti ile Tebliğin örneği gönderilir. Soruşturma sırasında; ihraç fiyatı, normal değer, damping marjı ve üretim dalı üzerinde oluşan zarar ile ilgili çalışmalar yapılmaktadır.


    2.2.4. Bilgilerin Toplanması


    Soruşturmanın açılmasından sonra, soruşturma konusu ülke menşeli söz konusu maddenin ihraç fiyatını, menşe ülkedeki normal değerini ve satış şartlarına ilişkin diğer özellikleri tespit etmek amacıyla ilgili ithalatçı ve ihracatçılara soru formları gönderilir. Soru formalarının 30 gün içinde cevaplandırılarak İthalat Genel Müdürlüğüne ulaştırılması gerekmektedir. İlgililerin süresi içinde başvurması halinde bu süre uzatılabilir. Taraflardan birinin verilen süreler içinde gerekli bilgiyi sağlamaması, yanlış bilgi vermesi, bilgi vermeyi reddetmesi veya soruşturmayı engellediğinin anlaşılması halinde, soruşturmayla ilgili karar mevcut verilere göre alınır.


    2.2.5. İhraç Fiyatı


    İhraç fiyatı; ihraç amacıyla satılan mal için fiilen ödenmiş veya ödenmesi gereken fiyattır.


    2.2.6. Normal Değer


    Normal değer; ihracatçı veya menşe ülkede tüketime konu olan benzer mal için normal ticari işlemler sonucunda fiilen ödenmiş olan veya ödenmesi gereken karşılaştırılabilir fiyatı ya da ihracatçı ülke veya menşe ülkenin iç piyasasında normal ticari işlemler çerçevesinde benzer malın satışlarının olmaması ya da bu satışların uygun bir karşılaştırma yapılmasına elverişli bulunmaması durumunda, benzer malın üçüncü bir ülkeye ihracatında temsil niteliğini haiz karşılaştırılabilir fiyatı veya menşe ülkedeki maliyetine makul bir kar marjının eklenmesiyle tespit edilen fiyatı ifade eder.


    İhracatçı veya menşe ülkenin iç piyasasında tüketime konu benzer mal satışları, bu satışların söz konusu malın Türkiye’ye satışlarının yüzde 5 veya daha fazlasını oluşturması halinde, normal değerin tespit edilmesi için yeterli sayılabilir. Ancak, uygun bir karşılaştırma yapılabilmesi için yeterli olduğu tespit edildiği takdirde daha düşÃ¼k bir oranda yurt içi satışlar da yeterli sayılabilir.


    2.2.7. Fiyat Karşılaştırması


    İhraç fiyatı ile normal değer arasında adil bir karşılaştırma yapılmasını teminen bu karşılaştırma, aynı ticari aşamada, tercihen fabrika çıkış aşamasında ve mümkün olduğu kadar yakın tarihler dikkate alınarak yapılır.


    Fiyat karşılaştırmasında; satış şartları, vergilendirme, ticari aşamalar, miktarlar ve fiziksel özelliklerdeki farklılıklar ile karşılaştırmayı etkileyen diğer farklılıklar göz önüne alınır.


    2.2.8. Damping Miktarı ve Marjı


    Damping miktarı; normal değerin ihraç fiyatını aştığı miktarı ifade eder. Bu miktarın ihraç fiyatının yüzdesi şeklinde ifade edilmesi ile damping marjına ulaşılmaktadır.


    Karşılaştırma sonunda, normal değer ile ihraç fiyatı farkının CIF ihraç fiyatına bölünmesiyle ihraç fiyatı bazında damping marjı belirlenir.


    2.2.9. Zarar


    Damping soruşturması çerçevesinde incelenen zarar kavramı, maddi zarar, maddi zarar tehdidi veya bir üretim dalının kurulmasının fiziki olarak gecikmesi konularını kapsar. Ãœretim dalı üzerinde oluşan maddi zararın tespitinde öncelikle, dampinge konu ithalatın hacmi ve iç piyasada benzer ürünün fiyatı ile bu ithalatın benzer ürünün yerli üreticileri üzerindeki etkileri incelenir. Bu kapsamda, ilgili üretim dalına ilişkin üretim, kapasite kullanımı, stok, satış, piyasa payı, fiyatların gelişimi, kar, yatırım hasılatı, nakit durumu v.b. gibi ekonomik göstergeler incelenir.


    Maddi zarar tehdidine yönelik değerlendirmelerde, dampingli ve sübvansiyonlu ithalatın yakın bir gelecekte önlem alınmadığı takdirde, maddi zarara neden olacağı sonucuna varılmalıdır.


    2.2.10. Yerel İnceleme


    Damping soruşturması sırasında ilgili taraflarca sağlanan bilgilerin doğrulanması amacıyla yerel inceleme yapılabilir. Bu inceleme gerek yurt içinde üretim dalı nezdinde gerekse yurt dışında ihracatçı/üretici firmalar nezdinde gerçekleştirilmektedir.


    2.2.11. Soruşturmanın Süresi


    Damping soruşturmasının süresi 1 yıldır. Bu süre gerektiğinde Kurul tarafından 6 aya kadar uzatılabilmektedir.


    2.2.12. Tarafların Dinlenmesi


    Soruşturma sırasında, tarafların veya İthalat Genel Müdürlüğünün talebi üzerine, taraflar tek tek veya birlikte Genel Müdürlükçe dinlenebilir.


    Dinleme toplantıları kamu dinleme toplantısı veya teknik toplantılar şeklinde düzenlenebilmektedir.


    2.2.13. Geçici Önlem


    Soruşturma esnasında, dampingli ithalatın varlığı ve zarara ilişkin ön belirlemeler yapılması halinde, soruşturma sonuçlandırılıncaya kadar üretim dalı üzerindeki zararın telafisine yönelik olarak Kurulca belirlenen damping marjı veya zararı ortadan kaldırmaya yetecek nispette teminatın geçici önlem olarak alınması Kurul’un teklifi üzerine Bakanlık makamının onayı ile alınabilir. Bu durum Resmi Gazete’de yayımlanmak suretiyle ilgililere duyurulur. Geçici önlemlerin geçerlilik süresi 4 aydır. Ancak, damping soruşturmasına konu malın Türkiye’ye ihracatının önemli bir kısmını gerçekleştiren ihracatçıların talebi halinde, bu süre, kurulun kararı üzerine Bakanlık onayı ile 6 aya kadar çıkarılabilir. Damping soruşturması sırasında, zararın önlenmesi için damping marjından daha düşÃ¼k oranda bir kesin önlemin yeterli olup olmadığının incelenmesi amacıyla, bu süreler sırasıyla 6 ve 9 ay olarak belirlenebilir.


    2.2.14. Taahhüt


    Soruşturma sırasında, ihracatçı fiyatlarını damping marjı kadar veya üretim dalı üzerinde oluşan zararın etkisini ortadan kaldırmaya yetecek düzeyde arttırmayı yada dampingli fiyatlı ihracatını durdurmayı teklif edebilir. Bu şekilde yapılan taahhüt önerisi Genel Müdürlükçe değerlendirilir. Diğer taraftan, Genel Müdürlükçe de taahhüt önerisi yapılabilir. Ancak, ihracatçı ve/veya üreticinin bu öneriyi kabul etmesi zorunlu değildir. Taahhütlerin kabul edilmesi halinde Kurul tarafından soruşturma durdurulabilir. Taahhütler, dampingli veya sübvansiyonlu ithalatın varlığı ve bu ithalatın zarara neden olduğu konusunda ön belirlemeler yapılmadıkça önerilmez ve kabul edilmez. Sübvansiyon soruşturmasında ihracatçının taahhüdü ilgili ülkenin onayı alındıktan sonra kabul edilebilir.


    2.2.15. Kesin Önlem


    Kesin önlem olarak dampinge karşı vergi yürürlüğe konulmaktadır. Bu vergi ya ad- valorem olarak (CIF değerin yüzdesi) yada spesifik olarak (miktar bazında) uygulanmaktadır. Soruşturma safhasında, dampingli ithalatın yapıldığına ve söz konusu ithalat nedeniyle üretim dalı üzerinde zarar meydana geldiğine ilişkin belirlemenin yapılması durumunda, konu hakkında ilgili taraflara menfaatlerini savunmalarına olanak tanıyacak şekilde bilgi verilir. Bunu takiben, Kurulca belirlenen ve Bakanlıkça onaylanarak kesinleşen damping marjı veya zararı ortadan kaldırmaya yetecek nispette dampinge karşı vergi şeklinde kesin önlem uygulamasına gidilir. Kesin önlem kararı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girer. Bu durum ilgili ülkeye bildirilir.


    Kesin önlem alınmasına karar verilmesi halinde daha önce geçici önlem alınmışsa bunlar kesin önleme dönüştürülür. Dampinge karşı vergi daha önce alınan teminattan yüksek ise fark tahsil edilmez, düşÃ¼k ise fark geri ödenir.


    2.2.16. Soruşturmanın Kapatılması


    Soruşturma sonucunda, soruşturma konusu ithalatın dampinge konu olmadığının veya bu ithalattan kaynaklanan zararın bulunmadığının belirlenmesi halinde, önlem alınmaksızın, soruşturmanın kapatılmasına Kurulca karar verilir ve geçici önlemler kaldırılarak alınan teminatlar iade edilir. Soruşturmanın kapatılmasına ilişkin olarak İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Mevzuatta, damping marjının % 2’den düşÃ¼k olduğunun tespiti veya soruşturma konusu ülkeden gerçekleştirilen dampinge konu ithalat miktarının benzer ürün ithalatının % 3’ünden düşÃ¼k olduğunun, birden fazla ülkenin soruşturmaya konu olması halinde ise, söz konusu ithalat payı % 3’ün altında olan ülkelerin toplam paylarının % 7 oranını geçmediğinin belirlenmesi hallerinde soruşturmanın kapatılacağı hükmü yer almaktadır.


    2.2.17. Önlemlerin Yürürlükte Kalma Süresi


    Yürürlükte bulunan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Mevzuat hükümlerine göre kesin önlem, dampinge konu ithalatın neden olduğu zararın etkisini ortadan kaldırmaya yetecek süre kadar yürürlükte kalır. Ancak, mevzuat hükümlerine göre dampinge karşı vergiler, yürürlüğe girdikleri veya gözden geçirme soruşturması yapılmış ise, damping ile zarar tespitini birlikte kapsayan en son gözden geçirme soruşturması sonucunda yürürlüğe girdikleri tarihten itibaren, 5 yıl uygulanabilmektedirler.


    2.2.18. Önlemlerin Gözden Geçirilmesi


    Kesin önlemlerle ilgili kararlar, soruşturmanın sonuçlandırılmasından itibaren en az bir yıl sonra ilgili taraflardan birinin talebi üzerine veya re’sen gözden geçirilebilir. Gözden geçirme talebinde bulunan taraflarca, gözden geçirmeyi haklı kılacak delillerin Genel Müdürlüğe sunulması gereklidir. Gözden Gözden geçirmeye karar verilmesi halinde yeni bir soruşturma açılır, ancak, bu durum daha önce alınmış olan önlemlerin uygulanmasını engellemez. Mevzuatta soruşturma döneminde önleme konu malı ihraç etmemiş taraflara, söz konusu bir yıllık süre sınırlaması olmadan gözden geçirme talebinde bulunma hakkı sağlayan hükümler yer almaktadır.


    2.2.19. DTÖ’ye Yapılan Bildirimler


    DTÖ Anti-Damping Anlaşmasının 18.5 ve Sübvansiyonlar Anlaşmasının 32.6 maddeleri hükümleri uyarınca, Ãœye Devletler tarafından Anlaşmaya uygun mevzuat ve değişiklikleri hakkında bildirim yapılması gerekmektedir.


    Ayrıca yeni anlaşmaların şeffaflık ilkesi ışığında her altı ayda bir, bir önceki altı ay içerisinde yapılan tüm işlemleri kapsayan bildirim ile geçici veya kesin önlem alınması halinde ise bu önleme ilişkin DTÖ’ye bildirim gecikmeksizin yapılmaktadır.


    2.2.20. İhtilafların Halli


    Gerek mevcut uygulamalarımızın gerekse gelecekte yapacağımız uygulamaların dayandıkları uluslararası hukuk normlarına uygunluğunun denetlenebileceği ve yaptırıma tabii tutulabileceği hususu DTÖ Anlaşmazlıkların Halli Mekanizması (AHM) çerçevesinde hükme bağlanmıştır.


    Anılan mekanizma iki çözüm sistemi öngörmektedir. Bunlardan birincisi istişare, diğeri ise panel ve temyiz sistemidir. Adı geçen mekanizma özet olarak, anlaşmazlığın taraflarının istişare sistemi kapsamında soruna çözüm bulmaları; bunun sağlanamaması durumunda ise panel kurulması ve panel kararlarına karşı temyiz organına başvurulabilmesi şeklinde işletilmektedir.


    Bu kapsamda, anılan mekanizma ile getirilen kararların bağlayıcılığı da sağlanmış bulunmaktadır. Zira, GATT 1947’de ön görülen sistemde panel kararlarının kabulü için tam mutabakat aranırken, anılan yeni sistem kararların reddi için mutabakat kuralını getirmek suretiyle DTÖ Anlaşmaları çerçevesinde ortaya çıkan problemlerin çözümü için yeterliliğini ispatlamış bulunmaktadır.


    DTÖ Anlaşmalarının yürürlüğe girdiği tarihten günümüze kadar yapılan istişare başvurularının, başlatılan panellerin ve temyiz organına götürülen panel kararlarının sayısı bu tespiti doğrular mahiyettedir.


    Sonuç olarak, bu mekanizma DTÖ Anlaşmalarına istinaden yapılan her uygulamanın şekil ve içerik olarak uluslararası hukuk kurallarına uygun olup olmamasına göre her zaman DTÖ platformuna taşınabilme ve çözüm aranabilme olanağını sağlamaktadır.

      Sayfa : 2/2
      <12