• Devlet Yardımları Hukuku / Yayınlarımız

  • Gümrük Birliği'nin Küçük ve Orta Boy İşletmelere Etkilerinin Teşvikler Marifetiyle Giderilmesi

    • Sayfa : 1/2
      12>

    Gümrük Birliği'nin Küçük ve Orta Boy İşletmelere Etkilerinin Teşvikler Marifetiyle Giderilmesi

    Prof.Dr.Arif ESİN

    İstanbul Ãœniversitesi Öğretim Ãœyesi

     

     

    Türkiye'nin, Gümrük Birliği'ni taahhütleri doğrultusunda ve zamanında gerçekleştirmesi gerekmektedir. Bu konuda gerek siyasi irade gerekse ulusal bir uzlaşma kamuoyunda oluşmuştur.

     

    Ancak Gümrük Birliği'nin küçük ve orta boy işletmelere etkileri açısından ve ülkemizin varlığı ve milli menfaatletlerimiz bakımından iki hususa önemle dikkat etmek ve çözüm bulmak gerekmektedir:

     

    o Birinci husus; Gümrük Birliği'nin küçük ve orta boy işletmeci kesiminin doğal ekonomik dengesini değiştiren ve haksız rekabet koşulları doğuran sonuçlar vermesinin önlenmesidir.

     

    o İkinci husus; bozulabilecek istihdam ve mesleki dağılım yapısının Gümrük Birliği'nin olası etkilerine paralel olarak dengelenmesi ve yeni istihdam alanları açılmasını sağlayıcı programların Gümrük Birliği ile eş zamanlı olarak yürürlüğe konulmasıdır.

     

    Türkiye'de iyi programlanmış bir Gümrük Birliği'nin ekonomiye büyük ivme kazandıracağı kuşkusuzdur. Özellikle ihracatçı sektörlere ve işletmelerine ciddi bir uluslararası rekabet şansı ve avantajı sağlayacaktır. Gümrük Birliği'nin makro dengelerde hızlı bir iyileşmeyi ortaya çıkaracağı ve doğrudan yabancı sermaye akımına yol açacağı tartışılmaz olgular arasında gelmektedir. Hal böyleyken bugün için tam tersi bir tablo ile karşı karşıya kalınmıştır. Sosyal dengeler kısa vadede bozulmuş, makro dengelerdeki düzelmenin ise ancak orta vadede olumlu etkileri beklenmektedir. Bu ise yatırımlarda artışa neden olacak ve istihdam yaratıcı etkiler gözlenecektir. Öte yandan sosyal dengelerdeki kısa vadeli bozulma ve orta vadeli olumlu etkiler bir dizi ciddi sorunu da beraberinde taşımaktadır: İyi planlanmış gümrük birliği süreçlerinde bile bu zamanlama uyuşmazlığı mevcuttur. Bu sorunun aşılmasındaki temel strateji, Gümrük Birliği programına paralel yürütülecek destek programlarının ciddi bir biçimde hayata geçirilişine bağlı kalmaktadır. Nitekim diğer Avrupa Birliği ülkelerinde buna benzer uygulamalara rastlanmaktadır.

     

    Destek programlarının yürürlüğe konulamaması durumunda ortaya çıkacak sosyo-ekonomik sorunlar siyasi irade üzerinde etkisini gösterecektir. Bu durumda da Gümrük Birliği konusundaki kararlılıktan tavizler verilirken, Gümrük Birliği etrafında oluşan ulusal uzlaşma hızla eriyecek ve yerini Gümrük Birliği karşıtı lobilerin doğuşuna bırakacaktır. Nitekim bugün gelinen tablo da budur.

     

    Gümrük Birliği'nin en önemli özelliği AB'nin bazı konularda mevzuatına uyumdur. Bu mevzuat uyumunun da başında rekabet hukukuna uyum gelmektedir. Rekabet hukukunun başlıca özelliklerinden birisi de teşviklerin Avrupa Birliği normlarına göre düzenlenmesidir.

     

    Bu durumda da Gümrük Birliği ile birlikte yürütülecek destek programlarının (örneğin, istihdam yaratıcı teşviklerin) Birlik mevzuatına uygun olarak düzenlenmesi gerekmektedir.

     

    Söz konusu ortamda küçük ve orta boy işletmelerin Gümrük Birliği'nden ötürü uğrayacağı kayıpların karşılanması amacıyla uygulanabilecek teşvik esaslı mali yardımlar Gümrük Birliği'ne destek programı çerçevesinde Avrupa Birliği ve GATT hükümlerine uyumlu olarak aşağıdaki biçimde düzenlenebilir.

     

    Burada önerilecek mali destekler halen Avrupa Birliği ülkelerinde mevcuttur.

     

    Avrupa Birliği ülkelerinde iki koşulda küçük ve orta boy işletmelerin teşvik edilmesi söz konusu olabilmektedir:

     

    o Özel haller sonucu oluşturulmuş mekanizmalar,

    o Normal koşullarda ekonomik gelişmeyi sağlayıcı ve uluslararası rekabete uyum icabı uygulanan aygıtlar.

     

    1. Özel Koşullara İlişkin Mali Yardımlar

     

    Avrupa Birliği ülkelerinde Avrupa Ekonomik Alanı Anlaşması yürürlüğe girerken, Tek Pazara geçiş sürecinde veya yeni bir üyenin kabulü sırasında veya bir sektörün yeniden yapılanması, vb. durumlar özel koşul kabül edilmiştir.

     

    Bu durumda da özel koşullarda devreye giren teşvikler için Türkiye'nin girdiği Gümrük Birliği programı özel koşul kabul edilebilir niteliktedir.

     

    Bu durumda oldukça sık başvurulan mekanizma üretim ve hizmet faaliyetlerini teşvik başlığı altında düzenlenmektedir.

     

    Buna göre gıda, imalat, ticaret, turizm ve zanaata dayalı üretim faaliyetlerinde yeni ve tevzii yatırımlar çerçevesinde mümül ve yarı mamül mal üretimine ve hizmet üretimine yönelik mali kaynaklı doğrudan teşvikler öngörülmektedir. Bu teşviğin mali mekanizmaları incelendiğinde:

     

    1.1 Öz kaynak kullanımı destekleme fonu

     

    Bu mekanizmaya göre;

    o 8 milyon $'a kadar olan yatırımların % 40'ı

    o 35 milyon $'a kadar olan yatırımların % 30'u nakdi yardım görmektedir.

     

    1.2 İndirimli faiz yoluyla finansman desteği

     

    Bu mekanizmadaki temel anlayış incelendiğinde:

    o Tutarı 8 milyon $' a kadar olan yatırımlarda % 30 faiz sübvansiyonu,

    o 8 milyon $' ın üstündeki yatırımlar için ise faiz sübvansiyon oranı % 40 olarak saptanmıştır.

    o Öte yandan eldeki stokların finansman maliyetinin (stoklara temel teşkil eden girdilerde kredili temin yolu kullanıldığı durumlarda) alınan kredi faizlerinin % 40' ı sübvanse edilmektedir.

     

    Kredi ve faiz sübvansiyonları 15 yıl süreli olabilmektedir. Ancak tek müteşebbise tanınan nakdi destek miktarının yıllık tutarı 500 bin $'ı aşması mümkün değildir.

     



    1.3 Normal koşullara ilişkin mali yardımlar

     

    Normal koşullar altındaki mali yardımlar, istihdam alanı açan, modernleştirme faaliyetlerine katkıda bulunan ve mesleki eğitimi arttırıcı hedeflere yönelik bir yapıda düzenlenmektedir.

     

    Bu mekanizmalara bakıldığında:

     

    1.3.1. Genç müteşebbisler

     

    Tarım, zanaat, sanayi, turizm ve hizmet sektörlerinde mal ve hizmet üretmeye yönelik varolan işletmelerin geliştirilmesi amacıyla l8-35 yaş grubuna giren genç müteşebbislere yardım amaçlanmaktadır. Ancak mali destek alacak genç müteşebbislerin ithal edilen malları üretmeye, enerji tasarrufuna yönelik esaslara özen göstermeye, yeni teknoloji edimini prensibini gözetmeye ve ileri yönetim tekniklerini kullanma zorunluluğu bulunmaktadır.

    Bu duruma haiz olanların, 5 milyon $' a kadar olan sabit yatırımlarına % 40 - % 60 oranında sübvansiyon uygulanmaktadır. Ayrıca bu yatırımlar için alınan kredilerin 10 yıl vadeli olarak normal faiz hadlerinin % 30'u sübvanse edilerek ucuzlatılmış kredi haline dönüştürülmesi söz konusudur.

     

    1.3.2. İşletme giderleri sübvansiyonu

     

    Diğer bir mali mekanizma ise işletme giderleri desteği olarak;

    o İşletmenin teşviği aldığı birinci yılda işletme giderlerinin bir milyon $' ı aşamamak kaydıyla % 75 'i; ikinci yıl için 750 bin $' ı aşmamak kaydıyla % 50'si sübvanse edilmektedir.

     



    1.4. Modernizasyon ve geliştirme sübvansiyonu

     

    Küçük ve orta boy işletmelerin modernleştirilmesi ve geliştirilmesi kapsamında aşağıdaki alanlarda mali yardım görmeleri mümkündür.

     

    A) Bilgi-işlem destekli küçük tezgahların satın alınması,

     

    B) Ãœretkenliği, verimliliği, kaliteyi arttırıcı ve yeni pazar araştırmalarını sağlayıcı faaliyet giderleri,

     

    C) AR-GE faaliyet giderleri,

     

    D) Risk sermayesinin esnaf ve sanatkara yönlendirilme giderleri,

     

    E) Modernleştirme çalışmalarına destek danışmanlık firmalarının giderleri,

     

    F) Kredi-Garanti kurumlarına olan primlerin ve zararın karşılanması,

     

    G) Modern işletme tekniklerine geçişle ilgili eğitim ve diğer giderlerin karşılanması, girmektedir.

    Yukarıda belirtilen alanlarda teşvik görmek isteyen küçük ve orta boy tanımı aşağıdaki şekilde yapılmaktadır:

     

    o Sanayi sektöründe faaliyet gösteren en çok 200 işgören kapasiteli ve sabit yatırım tutarı en fazla 20 milyon $' a kadar;

     

    o Hizmet sektöründe faaliyet gösteren en çok 75 işgören istihdam kapasiteli ve sabit yatırım tutarı en fazla 7.5 milyon $' a kadar olan, işletmeler söz konusu teşvik kapsamına alınmıştır.

     

    Türkiye'de varolan KOBİ'lerin ölçeği bu tanımın çok altında kalmaktadır. Bu durum ise Türkiye'ye ciddi bir avantaj sağlamaktadır. Böylelikle bu kesime yapılacak yardımlarda hiç bir Avrupa Birliği engeli ile karşılaşılması söz konusu değildir.

     

    Bu teşviğin mekanizmalarına bakıldığında:

     

    o Yatırımların 675 bin $'ı aşmamak kaydıyla % 37.5'i A kapsamında yer alan faaliyetler için kurumlar ve gelir vergisinin kredilendirilmesi şeklinde,

     

    o 120 bin $'ı aşmamak kaydıyla % 75' i B kapsamında yer alan faaliyetler için aynı türdeki vergilerin kredilendirilmesi şeklinde,

     

    o 750 bin $'ı aşmamak kaydıyla % 45 oranında C kapsamında yer alan faaliyetler için aynı türdeki vergilerin kredilendirilmesi şeklinde,

     

    o 300 bin $'ı aşmamak kaydıyla % 5 oranında D kapsamında yer alan faaliyetler için aynı türdeki vergilerin kredilendirilmesi şeklinde

     

    o E kapsamında yer alan yıllık 300 bin $'ı ve 3 yıllık l.3 milyon $'ı aşmamak kaydıyla giderlerin % 50'sinin sübvanse edilmesi şeklinde,

     

    o F kapsamında yer alan kredi-garanti kurumlarının garanti verdigi kredilerde zararla sonuçlanan faaliyetlerde kayıpların % 70 oranında karşılanması öngörülmektedir. Ancak bu zarar karşılama işlemi toplam yatırımın % 50'sini aşamamaktadır.

     

    o G kapsamında yer alan faaliyetler için yıllık 100 bin $'a kadar veya yıllık faaliyetlerin % 70' i sübvanse edilmektedir.

     

    Yukarıda sunulan mekanizmalar dışında KOBİ'lere ait işyerlerinin modernizasyonu ( E kapsamına giren faaliyetler ) konusunda 2 milyon $'a kadar olan giderlerin finansmanında kullanılacak kredilerin Merkez Bankası'nın önerisi ve Bakanlar Kurulu kararıyla düşÃ¼k faizle kullandırılması söz konusudur.

     

      Sayfa : 1/2
      12>