Değerli okuyucular, bu köşede ülkemizle ilgili hemen hemen her konu hakkında çeşitli zamanlarda değinmelerde, uyarılarda,
hatırlatmalarda bulundum. Her ne kadar Finansal Forum ülke ve dünya ekonomisi konularında ihtisaslaşmış, bir bakıma spesifik
olarak nitelendirebileceğimiz bir gazete olsa da, kimi zaman meçhul kahraman Bay Tillo'nun ateşli mektuplarıyla olaylara halkın
içinden birisinin bakış açısıyla, kimi zaman ise akademik bir üslupla gelişen ve süregiden olaylarla, gelişmelerle ilgili farklı
bir tarzda yorumladım olan biteni. rnrnGeçen süre içerisinde de ağırlıklı olarak Gümrük Birliği beraberinde gelen birtakım
oluşumların, ülkemizin ekonomik dinamikleri üzerinde yapacağı derinlemesine ve köklü etkilerin kaçınılmaz olduğu yeni rekabet
enstrümanlarının yapısal içerikleri ile ilintilendirerek, konuyu Türk ekonomi ve sanayi alemine azamii düzeyde izah etmeye
çalıştım. rnrnHal böyle olunca, hakim durum, uyumlu eylem, birleşme ve devralma gibi kavramların öneminin azımsanmayacak ölçüde
arttığı gerçeğiyle karşılaşıyoruz. Gerçektende, Rekabet Kurumu'nun göreve başlamasıyla birlikte sanayicimiz için eskiden yaşamsal
önem göstermeyen bu gibi kavramların birincil derecede ön plana çıktığını görüyoruz. Bu yargıya, 4054 Sayılı Rekabetin Korunması
Hakkında Kanun'a veya en azından bu yasamızla ilgili oluşan gündemi takip ederek de varabiliyoruz. rnrnRekabet Kurumu'nun 4054
sayılı Kanun marifetiyle yapacağı çalışmalarla ve oluşturacağı içtihatlarla, bu kavramlarla ilgili zihinlerde yer tutmuş eski
önyargıları ve hatalı uygulamaları revize edeceği durumu görülmektedir. Tabii, böyle bir oluşumun sanayimiz açısından sonsuz
yararları olduğu da bir gerçek. rnrnBu kavramlarla bilinmesi gereken en önemli ve en öncelikli olugu, bir ürün piyasasında hakim
duruma gelmenin 4054 sayılı kanunca yasaklanmadığı argümanıdır. Defaatle de sözettiğimiz üzere, yasa tarafından suç olarak
tanımlanan ve yasak olan durum, bu hakim duruma gelmiş yapılanmaların kötüye kullanılması durumudur. İşte bu noktada birtakım
insanların haklı olarak netleştirmek istedikleri noktalar ortaya çıkıyor. rnrnTürkiye'deki her sektörde görülebilecek ticari
alışkanlıkların ve "iş yapma" tekniklerinin Berlin duvarı misali bir anda yerle bir olacağını ve yerini 4054 sayılı Kanun'un
hükümleriyle uyumlu yöntemlerin alacağını söylemek ne kadar doğru ise bunun bir-iki ay içerisinde gerçekleşeceğini düşünmek o
kadar hayalperestlik olur. rnrn"Önce iyiydi de şimdi böyle mi olduk!" sesleri gelmeye başladı. Sözleşmeler tozlu raflardan inmeye,
ve Kanun'a uyumlaştırılan hükümleri de hatır gönül müşterilerini kırmaya başladı bile. rnrnTeşebbüs birliği toplantılarında artık
iki düşünülüp bir konuşulmaya başlandı. Kanun açık. rnrnSöylenecek bir tek söz var, rnrn"Önce iyiydi, ama şimdi böyle olduk..."