Cumartesi ve pazar günleri genellikle ekonomik gelişmeleri, hafif mizahi bir dille ele alarak okuyucuları, ekonomi ve iş hayatının
yarattığı sıkıntıdan bir nebze olsun kurtarmaya çalışıyorum. rnrn rnrnAma içinde bulunduğumuz bu günler mavra yaparak geçirilecek
günler değil. Çünkü Türkiye'nin ekonomik gündeminde en önemli yeri işgal eden Rekabet Kanunu ve bu Kanun çerçevesinde Rekabet
Kurumu'nun çıkardığı Tebliğler, bir an önce sanayicilerimiz ve iş alemi tarafından öğrenilmesi, uygulanması gereken yaptırımlar ve
kurallar getirmekte. rnrnBu düşünceden yola çıkarak dünkü yazımda ele almaya başladığım Rekabet Kurumu'nun Birleşme ve
Devralmalara ilişkin çıkardığı 1997/1 sayılı Tebliği derinlemesine incelemenin yararlı olduğuna inanıyorum. rnrn rnrnKanun
çerçevesinde Birleşme veya Devralma sayılan durumlar tanımlanırken, "kontrol etme" kavramının ne anlama geldiğinin çok iyi
anlaşılması gerekiyor. Özellikle, Birleşme veya Devralma durumuna ilişkin Rekabet Kurumu'na Bildirim de bulunulurken, kontrol
kavramının kusursuz olarak kavranmış olması ve Bildirimde eksiksiz biçimde belirtilmesi gerekiyor. rnrn rnrn1997/1 sayılı
Tebliğ'e göre kontrol, ayrı ayrı ya da birlikte fiilen ya da hukuken bir teşebbüs üzerinde belirleyici etki uygulama olanağını
sağlayan haklar, sözleşmeler veya başka araçlarla ve özellikle bir teşebbüsün mal varlığının tamamı veya bir kısmı üzerinde
mülkiyet veya işletilmeye müsait bir kullanma hakkıyla veya bir teşebbüsün organlarının oluşumunda veya kararları üzerinde
belirleyici etki sağlayan haklar veya sözleşmelerle meydana getirilebilir. rnrn rnrnYine, tebliğ çerçevesinde, bir teşebbüs
üzerinde ki hak sahipleri, bir sözleşme ya da anlaşma marifetiyle bu hakları kullanmaya yetkili kılınmış kişiler ve herhangi bir
yetkisi olmamakla beraber fiili olarak bu hak ve yetkileri kullanmakta olan kişiler veya teşebbüsler kontrol gücünü elde etmiş
sayılmaktadırlar. rnrn rnrn4054 sayılı yasa ve bu yasaya dayanılarak Rekabet Kurumu tarafından çıkarılan Tebliğlerde, Birleşme
veya Devralma sayılan haller net olarak tanımlanırken, birleşme veya devralma sayılmayan durumların da tanımları yapılmıştır.
Tanımları yapılan bu tür Birleşme veya Devralmalara tabi olan kuruluşların Rekabet Kurulu'ndan izin almaları gerekmemektedir.
rnrnRekabet Kurulu'ndan izin almayı gerektirmeksizin yapılabilecek Birleşme veya Devralma durumları; rnrn Olağan
faaliyetleri kendileri veya başkaları hesabına menkul kıymetlerle işlem yapmak olan teşebbüslerin yeniden satış amacıyla satın
aldıkları menkul kıymetleri, bu menkul kıymetleri ve bu menkul kıymetlerden doğan oy haklarının menkul kıymetleri çıkaran
teşebbüsün rekabet politikalarını etkileyecek şekilde kullanmamaları kaydıyla geçici olarak ellerinde bulundurmaları, rnrn
Tasfiye, infisah, ödeme güçlüğü, ödemelerin tatil edilmesi, konkordato, özelleştirme yapılması amacıyla veya benzeri bir
nedenle ve Kanun gereği bir kamu kurum ve kuruluş tarafından elde edilmesi. rnrn 1997/1 sayılı Tebliğin 2. maddesinde
belirtilen ve Kanun tarafından Birleşme veya Devralma olarak kabul edilip, Rekabet Kurulu'ndan izin almayı gerektiren hallerin
miras yoluyla gerçekleşmesi. rnrn rnrnBirleşme ve devralmalar meselesi daha uzayıp gidiyor. Fakat Bizim sütunumuz burada bitiyor.