• Gazete Makaleleri / Finansal Forum Gazetesi

  • REKABET HUKUKU ve ÖZELLEŞTİRME (2)

  • Dünkü yazımızda ÖİB'nin beyanını irdelemeye çalışmıştık. Aslında tüm kesimlerin üzerinde gerekliliğini tartışmadıkları iki olgu ve iki kurum mevcut. Birinci olgu Türkiye piyasalarında rekabetin tesisi, ikinci olgu özelleştirmenin başarıyla devamı ve birinci kurum Rekabet Kurumu, ikinci kurum da Özelleştirme İdaresi Başkanlığı. Şimdi 4054 ve 4046 sayılı yasaları da bunlara eklersek ve bunları hakkıyla uygularsak meseleyi rahatlıkla halledebiliriz. rnrn rnrnÖzelleştirme işlemleri, 4054 sayılı Yasa kapsamında bir teşebbüsün başka bir teşebbüs veya teşebbüs birliği tarafından kısmen veya tamamen devralınması işlemleridir. Her bir özelleştirme işleminde, devralan ve devredilenin toplam cirosunun 10 trilyon TL'yi veya toplam pazar paylarının Türkiye geneli veya bölgesel olarak % 25'i aşması halinde Rekabet Kurulu'na bildirilmesi yasal zorunluluktur. Bildirim tarihi, işlem tarihinden tercihen bir ay öncedir. Peki, bu durumda işlem tarihi nedir İşlem tarihi ÖİB'nin ihaleyi kazanan teşebbüsü belirlemesi değil, ÖYK'nın işlemi tescil tarihidir. Yani ihaleyi kazanan bildirimi derhal yapacaktır. Bu noktada oluşabilecek karmaşa da, Rekabet Kurulu'nun işlemi inceleme süresinin uzaması olabilir. Ayrıca Rekabet Kurulu işlemi onaylamayabilir, yani Rekabet Kurulu'nun özelleştirmenin ayağına bağ olma ihtimali oluşur. Bu, mevzuatın gereği olarak ortaya çıkan süreçtir. Fakat Kurul üyesi 11 akil adam doğal olarak Türkiye'nin en önemli meselesinin halline yeni bir engel oluşturmak istememektedirler. Bununla birlikte üyelerin yasal sorumluluklarını yerine getirmemeleri de beklenemez. O halde Rekabet Kanunu içerisinde çıkış noktası aranmalıdır. rnrnÇıkış noktası şudur: ÖİB, özelleştirilecek teşebbüsü ve bunun taliplerinin tümünü peşinen Rekabet Kurulu'na 1997/1 sayılı Tebliğ dahilinde Form-2 ile bildirir. Kurul peşinen bir inceleme yapar. 1997/6 sayılı Tebliğ buna cevaz vermektedir. Kurul ÖİB'nin ihale aşamasında hangi önlemleri alması gerektiği ve hangi taliplerin ihaleyi kazanması halinde Rekabet Kanunu'na göre işlemin yasak kapsamına girebileceğini peşinen bildirir. Böylelikle işlem sonrasında kaybedilmesi olası zamandan azami tasarruf gerçekleşmiş olur. İhale akabinde devralacak olan teşebbüs tespit edildiğinde, 1997/1 veya devralmanın niteliğine göre 1997/2 sayılı Tebliğ ile işlem Kurul'un izinine sunulur. Peşinen talipler ve işlemin niteliği hakkında incelemelerini yapmış olan Rekabet Kurulu ise, özelleştirme kararının kesinleşeceği tescil tarihine kadar, bu işleme izin verip vermediğini bildirebilir. ÖİB Rekabet Kurulu'nun işlemin niteliğine göre gerekli gördüğü tedbirlerin ÖİB tarafından alınmış olması halinde, işleme ilişkin nihai karar müsbet olur ve böylece ÖİB kendi yolunu kendisi tıkamaktan kurtulur. rnrnİşlemlerin karmaşık olduğunu kabul etmemek mümkün değil, tıpkı bir kanunun varlığını göz ardı etmek gibi. Bu yüzden ÖİB, Rekabet Kurulu ve işlem tarafı olan özel teşebbüsler üstlerine düşen yasal sorumluluklara harfiyen riayet etmeliler. Böylelikle hem kurumlar hukuk devletinin gerekliliklerini yerine getirmiş olurlar, hem özelleştirme politikası zedelenmez, hem de piyasalarda hakim kılınması ulusal hedef haline gelen rekabetçilikten taviz verilmemiş olur; ayrıca ÖİB Başkanı içine düştüğü teknik karmaşıklıktan teknik yöntemlerle kurtulur ve özelleştirmenin önünü açar. rnrnİşte hayat bu kadar basittir.