Bilgi Toplumu hizmetlerinin AB üyesi ülkelerdeki bireylerin özel hayatlarının gizliliğinin en iyi biçimde korunmasının sağlanması
amacıyla hazırlanan konuya ilişkin yönergede özel hayatın gizliliği ile ifade özgürlüğünü bağdaştırmak amacıyla, basın
mensuplarına ilişkin özel hükümler yer almakta. rnYönerge her türlü bilginin ancak uygun bir hukuki esasa dayandırılarak
işlenmesini öngörüyor. Yönergede 6 hukuki esas tanımlanıyor: Kişinin rızası, Sözleşme, Kanuni yükümlülük, Hakkında bilgi toplanan
kişinin hayati çıkarları ve Bilgileri elinde bulunduran ile hakkında bilgi toplanan kişi arasındaki meşru çıkarların dengesi. Bu
denge üye devletlere Yönergeyi uygulamaları açısından belirli bir serbestlik sağlıyor.rnTürkiye'nin İletişim Hukukundaki
düzenlemelerini incelediğimizde (İletişim Hukukuna ait düzenlemeler çok yakın tarihe dayanır ve bu nedenle kişisel hakların
korunması, tazmini, cevap ve düzeltme hakkı ile ilgili yaptırımlar yeterli ve tatmin edici düzeyde değildir) ne kadar yetersiz
olduğunu görürüz. Kişilik haklarının çiğnenmesine ve özel hayatın ihlaline karşı verilen cezalar caydırıcı değildir. Bu konuda
açılan davalar çok uzun sürede sonuçlanmakta ve hüküm davalı taraf tarafından uygulanmamaktadır. Bu nedenle Türkiye'nin kişisel
bilgilerin korunması ile ilgili düzenlemelerde değişiklikler yapması AB mevzuatına uyum sağlaması ve dolayısıyla bu yönergeyi
örnek alması gerekmektedir.rnYönerge, kişisel bilgilerin serbest dolaşımını güvenceye almak için gereken düzenleyici çerçeveyi
açıkça ortaya koyarken uygulama biçimine ilişkin hususları her üye devletin insiyatifine bırakmaktadır. Bilgilerin serbest
dolaşımı, uzaktan satış ve mali hizmetler gibi geniş bir müşteri tabanı olan ve kişisel bilgilerin işlenmesine dayanan her türlü
hizmet açısından da özel bir önlem taşıyor. Uygulamada, bankalar ve sigorta şirketleri kredi güvenirliliği ve kredi
sınıflandırması gibi son derece önemli konularda kişisel bilgileri işliyorlar.rnKişisel bilgilerin korunması konusunda, örneğin
kişilerin kendileri hakkındaki bilgileri incelemesine ilişkin olarak her üye devletin ayrı kurallar uygulaması durumunda, bu
bilgilerin özellikle elektronik ağlar üzerinden başka ülkelere aktarılması imkansız hale geliyor, bu ise son derece değerli yeni
bir pazar fırsatının yitirilmesine yol açıyor. rnYönerge'yle, AB içinde kişisel bilgilerin serbest dolaşımında karşılaşılan
engellerin ortadan kaldırılması için gerekli olduğu ölçüde kişisel bilgilerin korunmasına ilişkin ulusal mevzuatların birbirine
yakınlaştırılması amaçlanıyor. Böylece Topluluktaki herhangi bir ülkede kendisi hakkında bilgilerin hangi üye ülkede işlenmiş
olduğuna bakılmaksızın, başta özel hayatının gizliliği olmak üzere eşdeğer haklara sahip olacak.rnBugüne kadar, kişisel bilgilerin
korunmasına ilişkin ulusal mevzuatlar arasındaki farklar, kişisel bilgilerin korunmasına ilişkin 1981 tarihli Avrupa Konseyi
Sözleşmesine taraf olan üye devletler arasında bile kişisel bilgilerin aktarılması engelleniyordu. Örneğin, çok uluslu şirketler,
çalıştırdıkları elemanlar hakkındaki bilgileri farklı üye devletlerdeki yan kuruluşlara aktarmak istediklerinde sorunlarla
karşılaşıyorlardı.rnYarın devam edeceğiz.