Son zamanlarda 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un içini boşaltma çalışmalarına hız verilmiş bulunmakta. Çok kısıtlı
sayıda olsa da Kurum içerisinden de yandaş bulan ve rekabet arsızları tarafından organize edilen bu girişimin esas amacı Türkiye
ile Avrupa Birliği arasındaki uyumu bozmak, mevzuat uyumunda elde edilen ilerlemeyi geriye çevirmektir. Ayrıca Rekabet Kanunu'ndan
rahatsız olan tekel sevdalılarının, rekabet etmenin kar hadlerini düşürdüğüne inanan tapon mal tüccarlarının azmettirdiği bazı
kişiler Rekabet Kanunu'nun eksikliği var, şuna bir el atalım, zaten uygulamada aksaklıklar var teranesi ile yasanın içini
boşaltmaya çalışmaktalar.rnŞimdi 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un değişemez maddelerinden söze başlayalım. Bu
maddeler Kanun'un 2, 4, 5, 6 ve 56ncı maddeleridir. Bu maddeler kurucu Roma Antlaşması'nın 85 ve 86ncı maddeleridir. Bunların
lafzına dahi dokunduğunuzda Rekabet Hukuku'nda AB ile uyum son bulur. Bu maddeler Ankara Anlaşması'nın 16ncı ve Katma Protokol'ün
43üncü ve Gümrük Birliği Kararı'nın 32, 33, 39 ve 41nci maddeleri ile birebir aynıdır. Hatta Kurucu Antlaşma'dan hiç
değiştirilmeden Ortaklık Konseyi Kararı'na aktarılmış ve Türkiye'nin uluslararası taahhütleri arasında yer almıştır. Bu maddeler
ile oynamak bunların paragraflarını kaldırmak, maddelerin içini boşaltmak, örneğin OGT uygulamasından ya da fikri mülkiyet
haklarından geri adım atmakla eş değerde işlerdir. Bu maddelerin içi boşaltılır ya da kaldırılrsa AB Türkiye'ye yeniden hazır
giyim kotaları koyabilir ya da bir dizi damping soruşturması açabilir. 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un AB'ye
uyumlu çıkarılması karşısında bu iki hususta Türkiye'ye taviz verilmiştir. Şimdi bu müzakerelerin içinde bulunmayan çoluk çocuk
elinde Kanun tadil edilmeye çalışılmaktadır. rnBugün uygulamalardaki rahatsızlık Kanun'dan değil Kurumun iyi
yönetilememesindendir. Müfettiş zihniyeti ile yapılan yerinde incelemelerin tepkilere yol açtığı görülmektedir. Özel kesim Kurum
uygulamalarından rahatsızdır. Ancak Kurul kararlarını eleştiren hemen hemen yok gibidir. Rekabet Kurulu'nun adil kararları büyük
ölçüde Kurumun yanlış yönetimine dayalı uygulamalarını tahsih etmektedir. Hal böyleyken yasaya suç bularak başarısız yıllar
saklanmaya çalışılmaktadır. Bu benim yorumum değildir. Hatırlanacağı üzere AB Komisyon'unun Türkiye İlerleme Raporu'nda Rekabet
Kurumu'nun yaptığı soruşturmalarda idarenin kapasitesinin ve soruşturma kalitesinin arttırılması gerektiği yazılmıştır. Dönüp
kimse Türkiye'ye bu ayıbı taşıyanlardan hesap sormamıştır. rnTekrar ediyorum Kanun içerisinde istediğinizi yapabilirsiniz ama 2,
4, 5, 6, 56ncı maddelerine el süremezsiniz.