Bir süredir yatırım ortamının iyileştirilmesi için etkin rekabet politikasının ne olması gerektiği tartışılıyor.rnYatırım
Ortamının İyileştirilmesi Koordinasyon Kurulu geçtiğimiz yıl YASED, TOBB, TİM, TÜSİAD ve kamu kesiminin ortaklaşa çalışmaları
sonunda hazırladığı yasa ile uzunca bir süre gündemde kalmıştı. Nihayetinde bu çalışmaların önemli bir ayağını teşkil eden
düzenleme 5 Haziran 2003 tarihinde 4875 sayılı yasa ile yürürlüğe girmiştir. TİM adına bu Kurul'un üyeliğinde bulundum, yasa
taslağını hazırlayan ekibin içerisinde yer aldım. O dönemde YASED'den Şaban Erdikler meseleyi vergi boyutu, Abdurrahman Arıman
kurulması planlanan yatırım ajansının modeli, Yabancı Sermaye Gn.Md.'den Melek Us bürokratik işlemlerin azaltılması, ben de
rekabet hukuku boyutundan inceliyerek değişik kanun taslakları hazırlamıştık. rnHatta bu Kurul'un diğer bir işi de devlet
yardımları üzerine benzer bir yasa taslağı oluşturmak idi, diğer bir komite de bu konuda çalıştı, toplam 7 komite ve 2 özel komite
halinde hazırlanan çalışmalar 4-5 Ocak 2003 tarihinde Kızılcahamam'da Ali Babacan ve Rifat Hisarcıklıoğlu başkanlığında çok geniş
katılımlı bir toplantı ile sonlandırıldı. İki yılı aşkın çalışma sürecinde DPT, Gümrük Müsteşarlığı, DTM, Hazine, TCMB, Patent
Enstitüsü, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, birçok Devlet Bakanlığı, ve burada ismini saymayı unuttuğum tüm kamu kurum ve kuruluşları
Rekabet Kurumu dışında bu çalışmalara katıldılar. Yabancı sermaye bakımından yatırım ortamının iyileştirilmesi tamamen rekabet
hukukunun ve buna bağlı rekabet politikasının iyi uygulanmasına bağlıdır. Hal böyle olunca bu sürece Rekabet Kurumu'nun
katılmamasına rağmen o dönemin II.Başkanı Kemal Erol'ü gelişmelerden sürekli bilgilendirdim ve gerekli dokümanları Kurul'a temin
ettim. Yabancı sermaye ile yapılan görüşmelerde yatırımcıların istekleri ve beklentileri bir katolog haline getirilmişti. Ben
konum gereği rekabet politikasının iyi uygulanması bakımından nelere dikkat edildiği ve beklentiler üzerine çalışmıştım. rnYatırım
ortamının iyileştirilmesi için etkin rekabet politikasının ne olması gerektiği tartışılmalıdır. rnYabancı sermaye ile yaptığımız
görüşmelerde Rekabet Kurulu'ndan ilk beklentinin rekabet hukukunun iyi uygulanmasıdır. Kurul'un 4054 Sayılı Kanunu iyi
uyguladığından kimsenin kuşkusu olmamalıdır. Ancak Kurul'un bir diğer görevi de yasanın iyi çalışması için gerekli mevzuatı
çıkartmasıdır. İşte bu noktada 7 yıldır mevzuat tamamlanamamıştır. Yatırımcı rekabet piyasalarında hukuki güvence beklemektedir,
tıpkı fikri mülkiyet ve vergi yasalardında aradığı koruma gibi bu alanda da mevzuatın güvencesine ihtiyacı vardır. Sigortacılık
sektörü için gerekli muafiyet tebliği çıkartılamamış, yatay anlaşmaları düzenleyen mevzuat bulunmamakta, dikey anlaşmalar ilişkin
tebliğ eksik ve yanlış olarak yürürlüğe konulmuş hatta Ulusal Program ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin önemli bir taahhüdü olan
motorlu taşıt araçlarına ilişkin düzenleme Devlet taahhüdü gereği 31 Aralık 2003 tarihine kadar yürürlüğe konulması gerekmesine
rağmen Kurul tarafından çıkartılmamıştır. Kaldı ki, bu yıl içerisinde yabancı sermayeyi yakından ilgilendiren şirket evlilikleri
üzerine önemli bir düzenleme ve Kanun'un 4, 5, 6ncı maddelerinin AB mevzuatına uyumlu olarak uygulanması üzerine değişiklikler
gerektirecek düzenlemeler hazırlanmak durumundadır. Ezcümle Rekabet Kurumu yedi yıldır bu mevzuatları bir türlü
tamamlayamamaktadır. Yabancı yatırımcı ise rekabet piyasasında mevzuat eksikliğinden ötürü hukuki güvencenin mevcut olmadığını
söylemektedir. Diğer önemli bir yakınma konusu yasanın uygulamasının yeterince caydırıcı olmamasıdır. Nitekim Rekabet Kurulu
rekabet ihlallerinin tespit edilmesi durumunda vermiş olduğu cezaların gerekçeli kararlarını üç, beş yıl gibi geçikmeler ile
yazmakta ya da hiç yazmamaktadır. Yabancı yatırımcı işlevsiz bir rekabet kanununun piyasalara yeni girmiş bir yatırımcıyı nasıl
koruyacağı üzerine ciddi kaygılar duymaktadır. Ayrıca Kurul'un milli ayrıcalık yaptığı üzerine çok sayıda eleştiri gelmiştir.
Özellikle yabancı sermayeli şirketlere karşı daha katı olduğu söylenmiştir. Bu eleştiri bana göre ilk iki temel eleştirinin aksine
doğru değildir. İşte Rekabet Kurumu'nun AB'ne tam üyelik sürecinde yatırım ortamının iyileştirilmesi ve rekabet politikası
sempozyumu bu fon müziği ile açılmaktadır.