• Gazete Makaleleri / Ekonomik Çözüm Gazetesi

  • Türkiye'de İlaç Endüstrisine Neler oluyor?

  • Türk ilaç endüstrisi artık iflah olmaz bir illetin içine girmiştir. 70'li yıllardaki dinamizmini ve 80'li yıllardaki karlılığını 90'lı yıllarda kaybeden endüstri 21.yy'a bir dizi yolsuzluklar, skandallar, bölünmeler ve kaos içinde girmiştir. 90'lı yılların ortasından itibaren doğru dürüst fiyat alamayan sektör sürekli bir kar erozyonuna girmiş, Türkiye'de ilaçta patentin 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı ile kabul edilmesi ile yerli yabancı farklılığı ortaya daha belirgin bir biçimde çıkmıştır. 2000'li yılların başında veri korumanın Türkiye'ye patentin bir uzantısı olarak getirilmeye çalışılması ile yerli yabancı ayırımı adeta bir kavgaya dönüştürmüştür. Tüm dönemlerin etkili kuruluşu İlaç İşverenleri Sendikası Kaya Turgut'un başkanlığının ardından Bülent Eczacıbaşı'nın gerek Sağlık Bakanlığı'ndan fiyat alma gerekse veri koruma konularını iyi yönetememesi sonucu yılların sendikası Novartis'in Altan Demirdere'sinin başını çektiği bir grup innovatör yabancı firmanın Araştırmacı İlaç Firmaları Derneğini kurması ile parçalanmıştır. Sendika Kaya Turgut döneminde patent fırtınasını kırılmadan dökülmeden atlatırken Bülent Eczacıbaşı döneminde denizi geçip derede boğulmuştur. Sendikanın kan kaybı hızla artmış, tüm yabancı ilaç firmaları sendikayı terk etmiştir. Hatta bugün İEİS sektörü temsil etmez konuma girmiştir. Hal böyleyken Türkiye'yi Avrupa Birliği'ne şikayet etmeye varacak cüretkarlığa ulaşan innovatör ilaç firmaları İEİS'nın da berbat bir strateji uygulaması ile veri korumada Türkiye'yi kaderine razı bıraktırmıştır. rnrnGerçekte bütün bu tartışmaların çekişmelerin ardında ilaç fiyatları yatmaktadır. Türkiye 70'li ve 80'li yıllarda yapılan yatırımlar ile fazla üretim kapasitesine ulaşmış, hızını alamayanlar bu yatırım sevdasına 90'lı yıllarda da devam ettirmiş, hatta 2000'in başında çok modern bir dizi tesis daha açılmıştır. Bir yanda fazla kapasite bir yanda fikri mülkiyet hakları bakımından çok rahat bir jenerik üretim mevzuatı, sosyal güvenlik sisteminin kronik açıkları devlet ve endüstri arasında sürekli bir fiyat çekişmesine neden olmuştur. Bu çekişmeye eczacıların ve tabiblerin vatan millet sevdası da karışınca Bakanlık tavşana kaç tazıya tut politikası izleyerek ilaç endüstrisini böl ve yönet politikası ile sosyal güvenlik alanında bütçe açıklarını kapatmaya çalışmıştır.rnrn2000'li yılların başında Türk ekonomisinin aldığı deprem yarası hemen ardından patlayan iki ekonomik krize rağmen kamuoyu ilaçın pahalı olduğuna kanaat getirmesine karşın, endüstri kar erozyonuna uğradığını ileri sürmektedir. Bakanlık, sivil toplum örgütleri jenerik endüstrisini el altından desteklerken, döviz krizleri işi çözülemez bir hale dönüştürmüştür. Kurlarındaki stabilizasyon bu kez de ilaç fiyatları bakımından başka sıkıntılara neden olmaya başamıştır.rnrnBöylesine sıkıntılı bir panorama içinde Roche skandalı patlamıştır. Devlete satılan ilaçlarda ihalelere tek depo ile girerek kamuyu triliyonlarca zarara uğratan bir dizi ilaç firmasının varlığı Roche skandalı ile anlaşılabilmiştir. Mesele çıkar amaçlı suç örgütü kurmak ve kamuyu soymak iddası ile eski devlet güvenlik mahkemeleri seviyesinde ceza davasına dönüşmüştür. Kamuoyu sarsılmıştır. Bir yanda ilaç fiyatlarından yerlisi yabancısı ucuzluğundan yakınan bir endüstri diğer yanda beş kuruşluk malı kamuya milyonlara satan ve sattıran bir sistem.rnrnHepsi yaralar sonuncusu öldürür. 2000'li yılların ortalarında şu geçtiğimiz günlerde bu kez de endüstrinin adı zehirli atık işlerine karışmıştır. Hepimizin isimlerini basından öğrendiği ve bildiği ama resmen açıklanamayan ilaç fabrikaları endüstriyi yine gündemin ortasına çıkartmıştır. AİFD'nin her zamanki gibi talihsiz ve aceleci girişimleri sanki çevreyi kirletenlerin sadece yerli firmalarmış fikrinin oluşmasına neden olmuştur.rnrnDevlet soygunları, sürekli zarar veren işletmeler, anormal kar transferleri, çevre katliamı iddaları ilaç endüstrisini hasta adam konumuna getirmiştir. Buna rağmen sivil toplum örgütlerinin başındaki eski baronlar ortalarda gezmektedir. Kimse çıkıpta bu hatalar zincirini beceriksizliği olarak algılamamıştır. Önümüzdeki dönemlerde hasta adam ölüme doğru gidecektir. Ta ki birileri çıkıp dur diyene kadar