Cumhuriyet Gazetesi 14 Ekim 2007 tarihli nüshasında Erdinç Utku imzalı Brüksel menşeli bir haber-makaleye yer verdi. Konu
Avrupa'da yaygınlaştırılmaya çalışılan yeni bir uygulama: Adil Ticaret Ürün Markası. rnrnHer köşe yazarının bazı beylik yazıları
vardır. Bunları zaman zaman yeniden yayınlarlar. İşte Türkiye'de ilk kez 14.04.1997 tarihinde Finansal Forum gazetesinde
yayımladığım bu Adil ticaret Ürün Markası adlı yazıyı bir kaç kez yeri geldiğinde Türkiye'de okurlarımla değişik mecralarda
yayımlamak suretiyle paylaştım. Anlaşılan artık on yıl önce yazdıklarımız şimdi gerçek olmaya başlamış; o yazımı aynen bir kez
daha ilk haliyle yeniden sizlerle paylaşıyorum. rnrnSürekli gelişen ve durmaksızın büyüyen uluslararası ticaretin sınırları
neredeyse yerküre sınırlarına ulaştı. Dünya Ticaret Örgütü (WTO) ve GATT düzenlemeleri de bu süregelen oluşumu hızlandırmak için
çaba harcıyorlar. Bu küreselleşme sürecindeki ticaret, beraberinde düzen sağlama açısından bazı standartizasyon sorunları da
getiriyor. İşadamları ve özellikle tüketiciler Dünya'nın bir başka köşesinden aldıkları malların kalitesi ve içeriği konusunda
güvenebilecekleri bir takım kriterler arıyorlar. Nitekim ISO 9000 ( EN 29000 ) ve CE İşareti bu bekletilerin sonucu olarak ortaya
çıkmıştır. En son olarak Avrupa Birliği, bu konuda yeni bir boyut açacak bir öneriyi tartışmaya açtı: European Fairtrade
MarkrnrnYapılan önerinin ağırlık noktası, üreticinin alacağı sertifikayla kullanma hakkını elde edeceği yeni marka, daha önceki
örneklerinden farklı olarak yalnızca malın sahip olduğu özellikleri değil, aynı zamanda üretim koşullarının, çevre temizliğinin ve
en önemli olarak da işçilerin çalışma koşullarının (İş güvenliğinden, sosyal sigortaya lojmanlardan, ücretlere kadar ) sonradan
belirlenecek kriterlere uygun olduğunu garantileyecek. rnrnBelirtilen değerlere ulaşmak için, Avrupa Birliği iki çeşit araç
öngörüyor:rnrn Tüketiciler: Yapılacak etkin bir kampanya ve eğitim yoluyla, aynı zamanda Sivil Toplum Örgütleri'nin işbirliğiyle
kamuoyunun seçimini markalandırılmış mallardan yana kullanmasının sağlanması,rnrn Firmalar: Şirketlerin oluşacak arz-talep dengesi
nedeniyle mallarında (EFTM) bulundurmaları gerekecek,rnrnAvrupa Birliği, yapılacak düzenlemelerin, çevre temizliğine katkıda
bulunmasını, üretim yapılan ülkelerde işçilerin çalışma ve yaşam koşullarını düzeltmesini, son olarak da Fairtrade yapan
firmaların ödüllendirilmesini sağlamasını amaçlıyor. Bunun içinde, mümkün olan en geniş katılımla (NGO'lar, hükümetler,
sendikalar, ticaret odaları, vb...) uluslararası kabul görecek kriterlerin oluşturulması (örneğin Rekabet, tüketiciyi koruma,
fikri mülkiyet hakları, ILO kuralları) ve serbest rekabet kuralının işlerliğini korumak için bağımsız bir enstitünün kurulması
öncelikli olarak ele alınıyor. Enstitünün finansmanı kısa vadede ECOSOC tarafından karşılanacak, daha sonra ise, kendi kendine
yeten bir yapıya kavuşturulacak. rnrnHernekadar bu sistemin bazı ülkelerde küçük ölçekte uygulamaları olsa bile (MAX HAVELAAR
Mark, Hollanda; FAIRTRADE Mark İngiltere), birçok olumsuzluk uygulamayı zorlaştırıyor. Bunların başında:rnrn Markalama için
düşünülen kriterler daha çok göreceli kavramlar.rnrn EFTM daha çok Üçüncü Ülkeleri hedef alması nedeniyle, daha çok korumacı bir
yaklaşım sergiliyor. Bu da Avrupa Birliğine GATT ve WTO nezdinde yapılacak itirazlarda zor anlar yaşatabilecek.rnrn Son olarak,
daha EN 29000 ve CE İşareti'nin yarattığı kötü etkiden kurtulamayan küçük ve orta boy işletmelerin, daha da zor duruma
sokabilecektir.rnrnBütün bu belirtilenlere rağmen, Avrupa Birliği, ABD, Japonya ve Uzakdoğu Kaplanlarıyla giriştiği rekabet
yarışında, çeşitli nedenlerle (eski teknoloji, düşük gelişme hızı, Birlik içindeki uyumsuzluklar, vb...) kaybettiği pazar payını
bu çeşit korumacı uygulamlarla geri almaya çalışıyor. Bu bakımdan EFTM, AB için yeni bir korumacı silah anlamını taşıyor.
rnrnŞimdi Rekabet Kurulu'nun bu işe bir el atması gerekiyor. Belki de bu belgeyi ileride oradan almak gerekecek. Bu belge olmadan
artık ileride belki de Avrupa Birliği'ne ihracat yapmak mümkün olmayacak.