• Gazete Makaleleri / Ekonomik Çözüm Gazetesi

  • Rekabet Kuralları ve Yönetici’nin Dünyası

  • Rekabet Kuralları ve Yönetici’nin Dünyası

    Küreselleşen Dünya ekonomisinde ticaretin gerek iç piyasada gerekse dış piyasalarda eksik rekabetten uzak ve rekabetin tesis edildiği bir ortamda gerçekleşmesi gerekmektedir. Ulusal rekabet kanunları iç piyasa düzenlerini rekabeti kısıtlayıcı unsurlardan temizleyerek uluslararası ticarette rekabetin gelişimine katkı sağlamaktadır. Türkiye de parlementer demokrasiyi ve serbest piyasa ekonomisini benimsemiş çağdaş Dünya’nın üyesi bir ülke olarak, ekonomisini geliştirecek ve Dünya ile bütünleştirecek bir kanunu milli mevzuatına adapte etmiştir. Avrupa Birliği ile kurulan gümrük birliği kapsamında çıkartılan 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun 7 Aralık 1994 tarihinde yasalaşmıştı. Ve artık basında gün olmuyor ki, Rekabet Kurulu’ndan söz edilmesin.

    Rekabet Kanunu, Rekabet Kurulu’na mali ve idari özerklik tanıyor. Rekabet Kurulu hiçbir merci, kurum veya kuruluşa bağlı değildir. Rekabet Kanunu’nun kendisine tanıdığı yetkiden gücünü alarak, görevini yaparken bağımsızdır. Hiç bir organ, makam, merci ve kişi, Kurul’un nihai kararını etkilemek amacıyla emir ve talimat veremez. Rekabet Kurumu, kamu tüzelkişiliğine haiz idari ve mali özerkliğe sahiptir. Bu özelliği ile Kurul siyasi erkin etkisi altından kurtulmuş bulunuyor. Hal böyle olunca da Rekabet Kurulu Türkiye’de neredeyse var olan tüm sektörleri soruşturma kapsamına aldı. Soruşturmalar sonucunda idari para cezaları verdi.
    Şimdiye kadar soruşturma kapsamına giren sektörlerin başında basın, ilaç, çimento, dayanıksız tüketim malları, bilgisayar, ekmek, tüp gaz, özel okullar, maya, meşrubat, seramik, gübre, TV’den futbol maç yayınları, GSM vb pekçok sektör geliyor. Kurul soruşturmalarını büyük bir titizlikle yürüttükten sonra nihai kararını veriyor.

    Rekabet Kanunu’nunda para cezaları oldukça ağır. Bugüne kadar rekor cezalar verildi.
    Rekabet Kanunu’na göre bu cezalar 6183 sayılı Amme Alacaklarını Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine tabidir. Özellikle de 15 Ağustos 2003 tarihinde ki yasa değişikliği ile artık cezalar önce ödeniyor, sonra Danıştay’da cezaya iptal davası açılabiliyor. Bu değişiklik Kanun’un caydırıcılığını daha da arttırmış bulunuyor.

    Rekor cezalardan yöneticiler de payını alabiliyor. Örneğin yöneticilerin çok sık başvurduğu promosyon faaliyetleri 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun çerçevesinde faaliyetleri değerlendirildiğinde bilmeleri gereken husus; bir set ya da paket olarak sunulan farklı ürünlerin, ayrı ayrı ya da bağımsız olarak satışına yönelik şartların, ilgili ürünün satınalımını iktisadi olarak anlamsız kılacak seviyede ağırlaştırılması; bir mal ile birlikte bir başka malın da satınalımını şart koşma etkisini taşıdığı ölçüsünde ve böylelikle rekabetin bozulması, engellenmesi, sınırlandırılması sonucunu doğurduğu ölçüde yasak olduğudur.
    Yöneticilerin sıkça başvurduğu bir yöntem olan satış şartlarında satışa konu mal veya hizmetin haricinde farklı bir ürün için satın alma koşulu getirmelerini değerlendirdiğimizde böyle şartları getiremediklerini bilmeleri gerekmektedir. Satıcılar ile alıcılar arasında satışa konu ürüne ilişkin uzlaşmalara bir diğer ürünün satılma şartı ile sınırlamalar getirilmesi yasaktır. Genellikle üretici teşebbüslerin üretim planlamalarındaki aksaklıkları ile oluşan atıl stok ve stok maliyetlerinin dikey piyasa yapılanmalarında yeniden satıcı konumundaki teşebbüslere aktarılması amacını taşıyan “zorlama satışlar†yasaktır. Belli bir ürünü talep eden yeniden satıcıya, bu ürünün bağımsız diğer ebatları ya da ilgili olmayan bir başka ürünün satınalımının zorlanması, aksi taktirde talep edilen ürünün satılmaması ya da iktisadi olarak satınalım şartlarının zorlaştırılması yine yasaklar arasında yer almaktadır.

    Öte yandan bazı şirket yöneticilerin talep edilen mal veya hizmetin teşhiri ya da yeniden arzına ilişkin şartlar ileri sürdükleri bilinmektedir. Ancak Rekabet Kanunu’na göre talep edilen mal veya hizmetin teşhiri ya da yeniden arzında satıcının alıcıya çeşitli şartlar ileri sürmesi yasaklanmıştır. Ancak, Grup Muafiyetleri kapsamında tebliğlerde mal ve hizmet arzının teşhirine ilişkin zorlayıcı hükümler bulunabilecektir. İşte 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun ticareti kolaylaştırıçcı muafiyetler sistemini getirmektedir. Bu muafiyetlerin yöneticiler tarafından yakından bilinmesi gerekmektedir. Bu tür muafiyetler tüketici yararına olarak teknik ve ekonomik gelişmenin sağlanması gibi bazı şartlara bağlanmaktadır.
    Yöneticilere cezaların bulunduğu 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un içerisinde hapis cezası mevcut mudur sorusu geliyor akla. Rekabet Kanunu içerisinde kanun hükümlerine göre cezalar sadece idari para cezalarıdır ve hapis cezası mevcut değildir. Ancak Kurul’un aldığı kararların infazına muhalefet etmek, evrakta tahrifat yapmak, yetkili kişilerin araştırmalarını engellemek, zor kullanmak gibi eylemlerde bulunulduğu durumlarda TCK’nun içerisinde yer alan ilgili maddelerin geçerli olduğu unutulmamalıdır.

    Yöneticilerin sorumlulukları bununla da bitmemektedir. Bir yöneticinin sebebiyet verdiği rekabet ihlali ertesinde zarar gören tarafının tazminat davası açma hakkı vardır. Rekabet Kanunu’na göre zararın belirlenmesinde zarar gören teşebbüslerin elde etmeyi umdukları bütün karlar geçmiş yıllara ait bilançolar da dikkate alınarak hesaplanır. Ortaya çıkan zarar, tarafların anlaşması ya da kararı veya ağır ihmalinin olduğu hallerden kaynaklanmaktaysa, hakim, zarar görenlerin talebi üzerine uğranılan maddi zararın ya da zarara neden olanların elde ettiği veya elde etmesi muhtemel olan karların üç katı oranında tazminata hükmedebilir.
    Öte yandan yöneticilerin uyarılması gereken çok önemli bir nokta da, Rekabet Kurulu soruşturmaları sırasında, Kurul, gerekli gördüğü her türlü bilgiyi tüm kamu kurum ve kuruluşlardan, teşebbüslerden ve teşebbüs birliklerinden isteyebilir. Bu makamlar, teşebbüsler ve teşebbüs birliklerinin yetkileri istenen bilgileri Kurul’un belirleyeceği süre içinde vermek zorundadır.

    Bir diğer önemli husus da, bu anlatılanların sadece özel sektör yöneticilerini kapsamadığıdır. Rekabet Kanunu KİT’leri de kapsamaktadır. Özel teşebbüsler gibi Kamu İktisadi Teşekkülleri de aynı kurallara tabidir.
    Â