• Gazete Makaleleri / Ekonomik Çözüm Gazetesi

  • Anayasa Değişikliğinin Gümrük Birliği Tamamlanma Sürecine Etkileri

  • Anayasa Değişikliğinin Gümrük Birliği Tamamlanma Sürecine Etkileri


    1995 yılının Mart ayında Ortaklık Konseyi Kararı ile Gümrük Birliği kararı imzalandı ve 1996 yılında yürürlüğe girdi. Mart ayı geldi ama seçim geçim derdi, kriz derdi derken tüm kesimler Türk ekonomi tarihindeki bu önemli ayı unuttu gitti.

    Avrupa Topluluğu ve Türkiye arasındaki Ortaklık Anlaşması (1963-Ankara Anlaşması) nihai hedefi tam üyelik olan uluslararası hukuk muktesebatında yer alan bir belgedir. Sözkonusu hukuki belge ulusal parlamentoların onayından geçerek 1964 yılında yürürlüğe girmiştir.

    Ankara Anlaşması'nın 2. Maddesi Ortaklık ilişkisini dönemlere ayırmıştır. Dönemlerin tamamlanması ise karşılıklı tarafların yükümlülüklerini yerine getirdiklerinin Ortaklık Konseyi'nce kabulü üzerine gerçekleşebilmektedir. Ortaklık Konseyi kararları ise doğrudan uygulanabilirliği olan kararlardır. Ortaklık Konseyi kararlarının ulusal parlamentolarca veya uluslarararası kuruluşlarca veya Avrupa Parlamentosu, vb kurumlarca veto edilmesi uluslararası hukukun üstünlüğü bakımından imkansızdır. Hatta bu kararların Anayasa Mahkemeleri'ne taşınması, görüş alınması veya iptali dahi mümkün değildir. Kararların iptali veya tadili yine Ortaklık Konseyi tarafından yapılabilir. Nitekim Ankara Anlaşması'nın 2. Maddesi'nde belirtilen dönemlerden Hazırlık Dönemi, Ortaklık Konseyi kararı ile 1971 yılında son bulmuştur.

    Katma Protokol ise Ankara Anlaşması'nın 2. Maddesi'nde belirtilen Geçiş Dönemi'ni düzenleyen hukuki belgedir. Ortaklık Anlaşması'nın 3. ve 4. Maddeleri'nin esasları dikkate alınarak, taraflar arasında Gümrük Birliği kurulacaktır. Özet ile Gümrük Birliği'nin tedrici olarak tamamlanması imza ve karar altına alınmıştır. Katma Protokol, bu sürecin işleyişi ile ilgili amir hükülerle donatılmıştır. Gözlem ve düzenleme yetkisi ise yine Ortaklık Konseyi'nindir. Geçiş Dönemi ise istisnalar saklı kalmak üzere 10 yıldır (A.A. Md: 4). Ancak düzenlenen gümrük indirimleri ve OGT uyum listelerine ve mevzuat uyumuna 70'li yılların şartlarında Türkiye ayak uyduramamaştır. 80'li yılları Türkiye dışa açılma ve yeniden yapılanma uğraşı içerisinde geçirmiş ve Katma Protokol'den doğan yükümlülüklerini yerine getirememiştir. Nihayet 90'lı yılların başında siyasi irade oluşmuş ve Gümrük Birliği'nin tamamlanması için Türkiye hızlı ve güçlü bir uğraş içerisine girmiştir. Gümrük Birliği'nin tamamlanması için son tarih 1995 yılıdır. Katma Protokol'de belirtilen şartlara uyum ise Ortaklık Konseyi tarafından izlenmekte ve karşılıklı tarafların yükümlülüklerini yerine getirdiklerinin saptanması neticesinde Son Dönem'e geçiş kararı Ortaklık Konseyi'nin tasarrufunda kalmaktadır. Ancak geçen 22 yıl içerisinde Avrupa Birliği'nde fevkalade önemli gelişmeler ortaya çıkmıştır. Avrupa Topluluğu adeta kabuk değiştirmiş, yeni hedeflere yönelmiş, Tek Pazar'ı tamamlayarak siyasi ve mali birlik yolunda yeni bir Birlik Antlaşması sürecini başlatmıştır.

    Sonuç olarak Türkiye, uyum konusunda hiçbir uğraşı göstermezken; Avrupa Topluluğu, Birlik yolunda yeni bir takvim ve iş programını kendi üyelerine yüklemektedir. Bir yandan yatay yapılanma ( Genişlemeler ), öte yandan dikey entegrasyon ( Bölgelerarası farklılıkların kaldırılması ) beraberce Birlik hedefine doğru hareket etmektedir. İşte bu süreç içerisinde 6 Mart 1995 tarih ve 1/95-2/95 Sayılı Ortaklık Konseyi Kararları gelmiştir. Sözkonusu Kararlar, Gümrük Birliği'nin son dönemini düzenlemektedir. Bir noktada geciken yükümlülüklerin yerine getirilmesi için hızlandırılmış bir takvimi düzenlemektedir. 1/95 Sayılı Karar'a göre Gümrük Birliği en geç 2001 yılında tamamlanacaktır ( 2001 tarihi bazı konularda uyumun o yıla sarkmasından doğmaktadır ). 2001 yılında Ortaklık Konseyi toplanarak Gümrük Birliği'nin tüm hatlarıyla kurulduğunu saptayacak ve Son Döneme geçişe karar verecektir. Böylelikle 1/95 Sayılı Ortaklık Konseyi Kararı, Gümrük Birliği'nin tamamlanma yolunda kapsamlı ama diğer Ortaklık Konseyi Kararları'ndan da farksız bir karardır. Bu Karar'ın Ortaklık Konseyi dışında mercilere beğendirilmesi ve tartışmaya açılması Ankara Anlaşması ve Katma Protokol esaslarına göre aykırı bir düşÃ¼nce tarzı ve uygulamadır.

    Yukarıda belirtilen görüşlerin Türkiye'deki anayasa değişiklikleri ve AT-Türkiye arasında tamamlanmakta olan Gümrük Birliği ile ne ilgisinin bulunduğu sorusu zihinleri kurucalayabilir.

    Gerçekten de Gümrük Birliği'nin ülkemizdeki demokratikleşme süreci ile hiçbir ilgisi yoktur. Zaten Ankara Anlaşması ve Katma Protokol'ün içerisinde demokratikleşme, insan hakları, vb. anayasal meseleler ile ilgili tek kelime dahi bulunmamaktadır.

    Bu durumda da Türkiye'nin Avrupa Birliği ile girdiği ekonomik bütünleşme sürecinin anayasal meseleler ile ilintilendirilmesi ve bu yöndeki gelişmelerin Avrupa Parlamentosu'nun 1/95 Sayılı Ortaklık Konseyi Kararı üzerine alacağı karara katkısının olacağının düşÃ¼nülmesi, hukuk mantığından uzak tecimsel yaklaşımın ironik bir örneğidir.

    Öncelikle Avrupa Parlamentosu'nun Ortaklık Konseyi Kararı üzerine bağlayıcı kararlar alması mevcut anlaşmalarımıza aykırıdır. Hele bunları anayasal meseleler ile ilintilendirmesi ve bunu Türkiye'nin kabul etmesi büyük bir talihsizliktir.

    Ancak, Türkiye tam üyeliğini hedeflediği uluslararası topluluğun en gelişkin demokrasilerine sahip bir Birliğin içerisinde iş görebilmesi için bazı maddeleri sahil siteleri yönetmeliklerini andıran anayasal düzenlemeleri ile ekonomik ve sosyal hayatını geliştirebilir mi? Elbette ki Hayır ! İşte bu nedenle Anayasa değişiklikleri gündeme gelmiş ve sonuçta da önemli ve olumlu değişikilikler TBMM tarafından başarıyla yapılabilmiştir. Bu değişiklikler bir başlangıçtır, ileriki yıllarda daha ince ayarlar yapılacaktır.

    Hafta devam edeceğiz.
    Â