• Gazete Makaleleri / Ekonomik Çözüm Gazetesi

  • Rekabet Kurulu ve Otomotiv Sektörü

  •  Rekabet Kurulu ve Otomotiv Sektörü

    Rekabet Kurulu otomotiv sektörü hakkında kapsamlı bir soruşturma yürütüyor, geçtiğimiz günlerde okuyucularımızdan otomotiv sektörü ile ilgili bazı sorular aldım konuya ilişkin görüşlerimi istemişler bunları ve cevaplarını okuyucularımın tümüyle paylaşmak istiyorum.

    1) Rekabet Kurulu'nun otomotiv sektörü ile ilgili bugüne dek aldığı kararlar sizce sektörü daha rekabetçi kılmak açısından ne ölçüde etkili olmuştur?

    Rekabet kurulu faaliyete geçtiği 1997 yılından bu yana motorlu taşıt araçları sektörü üzerine pekçok karar almış ve sektörü düzenleyen iki adet Avrupa Birliği muktesebatı ile uyumlu tebliğ yayımlamıştır. Nitekim Kurul’un çalışmaya başlamasının hemen ardından ilk düzenleyici tebliğ yayımlanmıştır. Sonra 2005/4 Sayılı Grup Muafiyeti Tebliği ile Avrupa Birliği’ne uyum üç yıl geçikme ile sağlanabilmiştir. Gerçekte bu düzenlemeler sektörü daha rekabetçi kılmak için yapılan düzenlemelerdir. Kendi içinde rekabetçi bir yapıya ulaşan sektör bu sayede uluslararası rekabete soyunabilmiştir. Şayet 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun yürürlükte olmasa ve Türkiye kapalı bir ekonomik düzen içinde bulunsa sektör bugün ulaştığı ihracat gücüne ve konumuna ulaşamazdı. Ancak bu oldukça sancılı bir süreç olmuştur. Zira Kurul sektörün değişik aktörleri hakkında bir çok soruşturma açmış bu soruşturmalarda rekabet ihlalleri tespit etmiş ve idari para cezaları kesmiştir. Ancak sektöre yönelik pekçok şikayet de Kurul tarafından rededilmiştir. O bakımdan Kurul’un uygulamalarını benim kaanatimce hukuka uygundur. Avurpa Birliği emsallerine uyumludur.

    2) Kurul, sektördeki 23 şirket hakkında, "hedef ve stok bilgileri ile satış ve fiyat stratejilerini paylaşarak" kanunu ihlal edip etmediklerine ilişkin bir soruşturma başlattı. Otomotiv sektörü Kanunun diğer hangi maddeleri ile ilgili sorunlar yaşıyor? Sizce bu soruşturma nasıl sonuçlanır?
    Benzer bir soruşturma 90’lı yılların sonunda WW için açılmıştı, AS 400 adlı bir sistemle bayilerin satış fiyatları, yedek parça fiyatlarını ve servis ücretlerini piyasa dışında belirlemeye yönelik bir sistem Kurul tarafından para cezası ile tecziye edilmişti. Sonraları Peugeot firması bir kaç kez benzer ihlallerden ötürü idari para cezası almıştır. Son dönemlerde ana firmalar rekabet ihlallerini yetkili satıcıları ve servisleri marifetiyle organize etmekteler, nitekim son jenerasyon soruşturmalar yetkili satıcılara yönelik olmuştur. Bunların hepsinde ciddi para cezaları verilmiştir. Son soruşturmanın açılacağını ben birçok kez basında yazdım,TV kanallarında anlattım. Ancak Rekabet Hukukçuları Derneği Başkanı olarak uyarılarımız dikkate alınmadı. Bugün için atıl ihlal hedef ve stok bilgileri ile satış ve fiyat stratejilerini paylaşarak rekabeti kısıtlamaktır. Bu henüz kesinleşmiş bir sonuç değildir. Ancak rekabet hukukunda suçsuzluk karinesi bulunmamaktadır. Aksini ispat etmek rekabet ihlali ile suçlanan tarafa düşmektedir. O bakımdan da bu 23 şirket bilgileri paylaşarak uyumlu eylem içinde bulunmadıklarını ve hatta müşterek hakim durumlarını kötüye kullanmadıklarını ispat etmeleri gerekmektedir. Benzer sorturmalar gübre, yonga levha ve bir kaç kez çimento sektörlerine açılmış ve hepsinde de ağır rekabet ihlalleri tespit edilmiştir. Burada Rekabet Kurulu’nun sektör derneklerini iyi izlemesi gerekmetedir. Zira bu ihlallerin kurgulandğı yer sektörel derneklerdir. Sektör Kanun’un zaten iki maddesi (4 ve 6) ile sorun yaşıyor, yasada rekabet ihlali bakımından hukaka aykırı davranışları vazeden başka madde yok. Kanaatimce bu sefer Kurul ciddi bir ceza verebilir zira geçmişteki otomotiv sektörünün aldığı idari para cezaları ihlallerin getirdiği karlılığın altında kaldığından “cezamı öderim ihlale dayalı kârıma devam ederim†mantığının egemen olmasına neden olmuştur.

    3)Rekabetin Korunması Hakkında Kanun otomotiv sektör oyuncuları tarafından nasıl algılanıyor? Kanunla ilgili temel sıkıntılar neler? Gelişmiş ülkelerdeki kanunlarla karşılaştırılırsa eksikleri nelerdir? Nasıl iyileştirilebilir?
    Motorlu Taşıt Araçları Sektörü hiçbir zaman rekabet kanunu ile barışık olmamıştır. Çünkü yasa esas itiibariyle dikey (distriibütörler ile bayileri) ve yatay (distribütörlerin kendi aralarında ve bayilerinin kendi aralarında rekabeti) piyasalarda rekabeti sağlarken bundan tüketicinin yarar sağlamasını esas almıştır. Tüketicinin yarar sağlaması ise karlığın düştüğü bir sistemi çağrıştırmaktadır. Bu çok genel yaklaşımın dışında sektörün esas sıkıntısı grup muafiyeti tebliğlerinden gelmektedir. Bu tebliğe uyumlu çalışan tek bir firma olduğunu dahi düşÃ¼nmüyorum. Hepsinin yetkili servis ve yetkili satıcılık sözleşmelerini inceledim ve tümü mezkur tebliğe aykırı hükümler taşıyor. Bilindiği gibi yasanın 56ncı maddesi yasaya aykırı bayilik sözleşmelerini kısmı ya da tamamen butlan kılmaktadır, yani bu edimlerin ifası istenememektedir. Hal böyleyken bu tebliğe aykırı düzen süre gelmektedir. İşte Rekabet Kurulu önümüzdeki dönemde tüm aktörlere göndereceği kapsamlı bir anket formu ile sistemin eksikliklerini ve yürümeyen taralarını tespit etmeye çalışacaktır. Motorlu Taşıt Araçları Sektörünü düzenleyen 2005/4 sayılı Tebliğ Avrupa Birliği’ndeki uygulamanın bire bir tercümesidir. O bakımdan Dünya’daki en modern mevzuat Türkiye’de uygulamadadır. İyleştirilmesi sözkonusu değildir. Zaten tüketici lehine iyi bir mevzuattır. Ancak AB bu düzenlemeyi değiştirmiş ve gelecek yıl da bir kez daha değiştirecektir. 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı’nın 39uncu maddesi (Gümrük Birliği Kararı) uyarınca bir yıl içerisinde Türkiye’nin de birebir aynı uygulamayı hayata geçirmesi gerekmektedir. Ancak Rekabet Kurulu hiçbir zaman bu süreye uymamıştır, fakat geçikmeli de olsa en modern mevzuatları ülkemize kazandırmıştır.

    Â