Dünkü yazımızda AB'de kişisey bilgilerin ne şekilde korunduğuna ilişkin bilgiler veriyorduk, bugün de bu konuya devam
edeceğiz.rnKişisel bilgilerin kötüye kullanılmasını engellemek ve haklarında bilgi bulunan kişilerin bilgi işlem operasyonlarından
haberdar olmalarını sağlamak üzere, Yönergede ekonomik veya idari faliyetlerin bir parçası olarak veya ilişkide bulundukları
kuruluşların faliyetleri sonucu kişiler hakında bilgi toplayan, saklayan veya aktaranların tabi olacağı ortak kurallar saptanıyor.
Özellikle sadece belirtilmiş, meşru amaçlar için bilgi toplanması ve bu bilgilerin ancak konuyla ilgili, doğru ve güncel olduğu
sürece tutulması konusunda bir yükümlülük getiriliyor.rnYönergede bilgi toplanmasının mümkün olduğunca saydam olması, bireylerin
bilgi verip vermeme konusundaki tercihlerini kullanabilmesi için hakkaniyet ilkesine de yer veriliyor. Ayrıca bireylerin en
azından hangi kurluşun kendileri hakkındaki bilgileri işlemek istediğini ve bu işlemin amacını öğrenmeye hakları olacak. Bu
hükümlerden sonra, bilgilerin ticari faliyetlerinin normal akışları içinde kolayca sağlanacak türden mi olduğu yoksa üçüncü
şahıslar tarafından toplanmışsa, bilgi sağlama yükümlülüğünün imkansız olması nedeniyle bir istisna kabul ediliyor.rnYönerge
haklarında bilgi toplanan kişilere bu bilgileri görme hakkı(fiilen mümkünse), bilginin kaynağını öğrenme hakkı, yanlış bilgilerin
düzeltilmesini isteme hakkı, bilginin kanuna aykırı işlenmesi durumunda kanun yollarına müracat hakkı ve bazı durumlarda
kendilerine ilişkin bilgilerin kullanılmamasını isteme hakkı gibi bazı önemli haklar tanıyor.rnEtnik köken,ırk, siyasi veya dini
inanç, sendika üyeliği ya da sağlık ve cinsel yaşam gibi hassas konulardaki bilgiler ancak ilgili kişinin açıkça onayını vermiş
olması şartıyla işlenebilecek. Önemli bir kamu çıkarının (örneğin tıbbi veya bilimsel araştırma amaçlarıyla) mevcut olması
durumunda, alternatif koruma mekanizmalarının kurulması şartıyla istisnalar tanınabilecek.rnBu yönergenin Türk mevzuatına
uygulanması günlük hayatın bir çok alanında olacağı gibi, ülkemizde daha çok medya yoluyla işlenen kişisel bilgilerin korunmasına
ilişkin suçlar böylece önlenebilecek. Bu şekilde de İnsanların reklam aracı olarak kullanılması mümkün olduğunca engellenmeye
çalışılacak aksi durumlarda da maddi-manevi zararları tazmin edilecek ya da cevap ve düzeltme hakkı sağlanacak. O zaman da basın,
radyo ve TV kuruluşları yayınları sırasında çok daha dikkatli davranmak zorunda kalacaklar. Bu da gerçek, dürüst ve kaliteli
yayınlar anlamına gelecektir.