Rekabet Kurulu yasanın kendisine verdiği hak ve görevler doğrultusunda özelleştirme sürecinde bağlayıcı bir role sahiptir. Nitekim
POAŞ'ın ilk özelleştirme işlemi sırasında Rekabet Kurulu'ndan izin alınmadığı için Kurul işlemi iptal etmiştir. Bunun üzerine daha
sonra açılan ihalede Doğan Holding ve İş Bankası ortaklığı ihaleyi kazanacaktır. İşte ilk satışı iptal edilince Rekabet Kurulu
böyle aksaklıkları önlemek üzere yasadan aldığı kuvvet ile 1998/4 sayılı Özelleştirme Yoluyla Devralmaların Hukuki Geçerlilik
Kazanabilmeleri İçin Rekabet Kurumluna Yapılacak Ön Bildirimlerde ve İzin Başvurularında Takip Edilecek Usul ve Esaslar Hakkında
Tebliği 12 Eylül 1998 tarihinde yayımladı. Aslında Kurul'un özeleştirme işlerine karışmasının yasal zemini devralma işlemlerinin
Kurul'un iznine tabi olmasıdır. Sonuç olarak Özelleştirme İdaresi bir önbildirimde bulunur, devralanlarda ayrıca Kurul'dan izin
alırlar. Doğan Grubu ve ortağı bu yasal işlemleri tamamlamış ve izinleri alarak faaliyete geçmiştir. Rekabet Kurulu'nun da bu
konuya ilişkin işi bitmiştir.rnAradan geçen zaman zarfında POAŞ gerekli teminatları vermek kaydıyla bir borç erteleme yoluna
gitmiştir. Borcun ertelenmesinin Rekabet Kanunu ile bir ilgisi yoktur. Her borcu ertelenen ya da borcuna karşılık mallarına el
konan ki, gelecekte bazı banka hortumcularını ganimet sandıkları mallarına el konacaktır, Rekabet Kurulu'nun kapısını çalsa
memleketin hali ne olur. Hangi yasa böyle bir saçmalığa cevaz verebilirrnRekabet Kanunu teşebbüsler arasındaki ilişkilerde
rekabetin kısıtlanması durumunda şikayet, ihbar, re'sen ya da Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın talebi üzerine devreye girmektedir.
Kurul'un borç öteleme ile ilintilendirilmesi bir faciadır. Son krizlerde yüzlerce şirket borcunu erteletmiş, bir bölümü de
erteletemeyerek batmıştır. Şimdi batanlar vay benim borcum ertelenmedi diğerininki ertelendi rekabet bozuldu diye Rekabet
Kurulu'na başvurabilir mirnBir rekabet uzmanı olarak batanlara tavsiyem önce borçlarını ödeyip yeni faaliyet alanlarına
girmeleridir. Ticarette batmak ayıp bir şey değildir, birçok büyük tüccar iflas etmiş ama sonradan büyük işlerin sahibi
olmuşlardır. Burada basiretsiz tacir borcunu ödemeyen ve kaçana denir. Kendi basiretsizliklerine rekabet kanunundan medet ummak bu
sonbaharın moda konusu olsa gerek.