Dikey Kısıtlamalarda Yeniden Satış Fiyatının Tespiti ve Tavsiye Fiyatlar
Ekrem KALKAN
Rekabet Kurumu Uzmanı
I. Giriş
Rekabet hukuku uygulamalarında, dikey kısıtlamaların (vertical restraints), rekabet düzenine ve genel ekonomiye, olumlu ve
olumsuz etkileri olduğu kabul edilmektedir. Dikey kısıtlamalarla ilgili değerlendirmelerde bu olumlu ve olumsuz etkilerin sonucu
ortaya çıkacak denge göz önünde bulundurur. Her türlü ürün ve piyasanın özelliğine göre spesifik olarak yapılması
gereken bu analizlerin yanında, genel olarak, markalar arası rekabetin fazla olduğu yerlerde dikey kısıtlamaların olumsuz
etkisinin görece az olacağı, öte yandan markalar arası rekabetin zayıf yaşandığı durumlarda da dikey kısıtlamaların olumsuz
etkisinin önemli olacağı varsayılır. Bir başka deyişle, aynı dikey kısıtlama, piyasa yapısı ve pazar gücüne bağlı olarak farklı
etkileri getirecektir.
Ayrıca, dikey kısıtlamaya konu olan malın ara mal olması ile nihai mal olması arasındaki nitelik farkından kaynaklanan farklı
analizler yapmak mümkündür. Ara mallara ilişkin kısıtlamaların, rekabet üzerinde daha az sınırlayıcı olduğu söylenebilir.
Bu çalışmada, dikey kısıtlama unsurlarından olan "yeniden satış fiyatının belirlenmesi" (YSFT) ve daha özel olarak "tavsiye
fiyatlar" (recommended prices) üzerinde durulacaktır. Genel olarak, rekabet üzerindeki etkileri tartışılacak ve Avrupa
Komisyonu, bazı üye ülkeler ve üçüncü ülke mevzuatlarında "tavsiye fiyatlar"m ne şekilde ele alındığı incelenecektir.
Ulaşılan sonuçlar arasında, AB Komisyonu uygulamasında, diğer ülke uygulamalarından farklı olarak "Avrupa pazarı entegrasyonu"
perspektifinin yorumlarda hakim bakış açısını şekillendirdiği ve bunun sağlanmasında, değişik pazarlar arasındaki fiyat
farklılıklarının arbitrajı olasılığına önem verildiği ortaya çıkmaktadır.
II. Yeniden satış fiyatının tespitinin etkileri
i) Olumsuz etkiler
Yeniden satış fiyatının tespiti başlığı altında, alıcının yeniden satış yaparken anlaşma konusu malları belli bir sabit fiyata
satmaya ya da belli bir fiyatın altında ve yahut üstünde satmamaya mecbur edildiği anlaşma unsurlarını sayabiliriz. Bir başka
deyişle bu uygulama, minimum, sabit, maksimum ve tavsiye fiyatları içerebilir. Maksimum ve tavsiye fiyat uygulamalarının olumsuz
etkilerinin görece az olacağı düşÃ¼nülmektedir:
Minimum ve sabit fiyat tespitinin iki önemli olumsuz etkisi olacağı varsayılır. İlk olarak, bu tür uygulamalarla, dağıtıcı,
marka içi rekabetin ortadan kalmasına yol açacak şekilde, dağıtıcı seviyesindeki rakipleriyle fiyat rekabeti yapamayacaktır.
İkinci olumsuz etki ise, fiyatlardaki ve fiyat değişikliklerindeki sorumluluğun daha belirgin şekilde kimde olduğunun ortaya
çıkmasıyla, sağlayıcılar düzeyindeki yatay rekabetin kısıtlanmasına yol açabileceğidir. Marka içi rekabetin sınırlanması,
belli bir malın fiyatının düşmesi yönündeki rekabetçi baskının azalmasına yol açacak ve dolaylı olarak markalar arası
rekabete olumsuz etki yapabilecektir.
ii) Olumlu etkiler
a) Bedavacılık sorunu (free-rider)
b) Dağıtıcıların bazıları malların satışını artıracak belli yatırımları yapar. Bunlar, özellikle teknik ürünlerde satış
öncesi servis ya da reklam faaliyetleri olabilir. Elbette bu çabaların maliyetleri fiyatlara yansıtılacaktır. Müşteriler, bu
tür yatırımları yapan dağıtıcıların hizmetlerinden yararlandıktan sonra malı satın alma aşamasında bu yatırımları yapmayan ve
malı daha ucuza satan diğer dağıtıcılara yönelebilirler. Böylece optimal olmayan yatırımlar problemi ile karşılaşılabilir.
Sağlayıcı tarafından dağıtıcılara uygulanan "yeniden satış fiyatının tespiti" bu tür sorunları aşmaya yönelik olabilecektir.
(Not: Bu tür sorunlar, teknik olarak karmaşık olan ve tüketicileri başka yerden satın almaya itebilecek kadar yüksek değerli
ürünler için daha gerçekçidir).
b) Çifte marjinalizasyon (Double marginisalisation)
Bu da optimal olmayan satışlara yol açan bir sorundur. Sağlayıcının ve dağıtıcının (ya da perakendecinin) her ikisinin de
fiyatları marjinal maliyetler üzerinde belirlemesine yol açacak şekilde pazar gücüne sahip olduğu durumlarda ortaya
çıkabilir. Bu şekilde bir fiyatlama, bir monopol firmanın ya da bir entegre firmanın yapacağı monopol fiyatlamasından daha
yüksek bir fiyatlama getirecek, tüketiciler için zararlı etkilere yol açacaktır. Bu durumda, yeniden satış fiyatının
belirlenmesi ile, sağlayıcının fiyat seviyesini monopolcü fiyata indirmesi sağlanabilir.
iii) Dikey kısıtlamaların ikamesi
Dikey kısıtlamaların olumlu ve olumsuz etkileri arasındaki denge gözetilirken, çeşitli kısıtlama unsurları birbiri yerine ikame
edilebilir. Örneğin, bedavacılık sorunu için minimum yeniden satış fiyatı uygulaması yerine, bazı durumlarda münhasır
dağıtıcılık ihdası ya da rekabete etkisi daha zararsız diğer kısıtlamalar uygulanabilir.
III. AB Komisyonu uygulaması a) Eski düzenlemeler
81. maddenin lafzından da anlaşılacağı gibi, rekabet politikası uygulamaları, Avrupa pazar entegrasyonu hedefi ile eşgüdüm
halinde ele alınmaktadır. Komisyon, bu pazar entegrasyonu ve pazarların paylaşılmaması hedefi doğrultusunda, üye ülkeler
arasındaki fiyat farklılıklarına karşılık vermek üzere, aracılara tanınacak serbestlik ve paralel ticaret hakkında ısrarcı
olmuştur. Kısacası, Komisyon düzgün çalışan bir rekabet sistemiyle pazar entegrasyonu hedefini beraber uygulamaya
çalışmaktadır. Bu da AB uygulamalarını diğer üye ülke ve üçüncü ülke uygulamalarından ayırdeden bir faktördür.
Bu hedef doğrultusunda, bir dağıtıcıya yeniden satış fiyatını empoze etmek 81(1). madde anlamında ihlal kabul edilmektedir.
1983/83 ve 1984/83 sayılı tekelden dağıtım ve tekelden satın alma grup muafiyeti tüzüklerinin açıklayıcı 8. paragrafında,
özellikle yeniden satıcının müşteri seçimini, fiyatını belirleme özgürlüğünü ve satış koşullarını sınırlayan
yükümlülüklerin, bu tüzükler kapsamında muafiyet alamayacağı belirtilmektedir. Aynı konuda, Green Paper'ın 157.
Paragrafında,
"fiyatın sabit bir fiyat olup olmadığı veya maksimum veya minimum fiyat olup olmadığı önemli değildir. Komisyon kararlarında
indirimler, satış promosyonlarının reklamları gibi konularla ilgili olarak bayinin özgürlüğüne getirilen tüm sınırlamalar
aynı şekilde ele alınmaktadır. Genel olarak izin verilen tek fiyat uygulaması, sağlayıcının dağıtıcıya tavsiye edilen fiyatların
listelerini sunduğu uygulamadır; bunların 85(1). [yeni 81(1)] maddedeki yasaklamanın dışında kalan herhangi bir talimat veya
bağlayıcı tedbir tarafından izlenmemesi gerekir"
denilmektedir.
Yine Green Paper'da, seçici dağıtım (selective distribution) anlaşmalarıyla ilgili olarak,
"160. Sağlayıcı, bayilerinin sabit, minimum veya maksimum olsun, bir şekilde belirli fiyat seviyelerini izlemelerinin peşinde
olamaz. Aynı şekilde, Komisyon da kural olarak, onanmış bir bayinin müşterilerine sunacağı indirim seviyesini belirleme
özgürlüğünü sınırlayan kısıtlamalara muafiyet veremez. 85. Madde ise, sağlayıcının, kalifiye olan ama düşÃ¼k fiyat
uyguladığından şÃ¼phelenilen bayileri onamayı reddetmesini yasaklamaktadır.
161. Komisyon, sağlayıcınım, perakendecileri bu fiyatlardan ayrılmamaya zorlayan ya da iten talimatlar veya diğer bağlayıcı
tedbirleri beraberinde getirmemesi koşuluyla, onanmış bayilerine tavsiye fiyatları içeren listeler yollamasını kabul etmektedir.
Bu koşullar altında, tavsiye edilen fiyatların rekabeti kısıtladığı düşÃ¼nülmez."
denilmektedir.
Franchise anlaşmalarını düzenleyen, 4087/88 sayılı Tüzük'te" ise, franchise alan tarafın müşterilerini seçme ve fiyatını
belirleme özgürlüğünün kısıtlanamayacağı, ama bunun yanında franchise verenin de fiyat tavsiyelerinde bulunmasında özgür
olduğu, ancak bunun da, bu fiyatların etkin bir şekilde uygulanması için uyumlu eylemlere yol açacak şekilde olmaması gerektiği
belirtilmiştir.
b) Yeni düzenleme
Komisyon, 1 Haziran 2000 tarihinden başlayarak uygulanmakta olan 2790/1999 sayılı "Anlaşmanın 81(3). Maddesinin, Yatay Anlaşmalara
ve Uyumlu Eylemlere Uygulanması" hakkındaki tüzüğü çıkarmıştır. Bu tüzüğün uygulanmaya başlamasıyla, yukarıda bahsi geçen
1983/83, 1984/83 ve 4087/88 sayılı tüzükler 31 Mayıs 2000 itibarıyla yürürlükten kaldırılmıştır.
Önceki tüzüklerden farklı olarak, "hizmetleri" de muafiyet kapsamına alan bu tüzükte,
-Dikey anlaşmalarla sağlanan olumlu (etkinlik unsurları) yönlerinin olumsuz etkileri karşısındaki ağırlığının, taraf
teşebbüslerin pazar güçlerine ve pazarın rekabetçi olup olmadığına bağlı olduğu belirtilmektedir.
-Bu açıdan, muafiyet kriterlerinin değerlendirilmesinde pazar yapısı, pazar payı eşikleri ve cirolar önemli rol oynamaktadır.
-Ayrıca, verilecek grup muafiyetlerin, 81(3)'te bahsedilen kriterleri aşamayacağı belirtilmiştir.
-Tüzüğün, olumlu etkiler yaratmak için gerekli olandan fazla bir sınırlama getiren dikey anlaşmalara uygulanmayacağı
belirtilirken, bu anti-rekabetçi sınırlamalara örnek olarak özellikle, teşebbüslerin pazar payları ne olursa olsun, minimum ve
sabit yeniden satış fiyatlarının tespiti verilmiştir.
-4. maddede ise, doğrudan ya da dolaylı olarak, alıcının (buyer) kendi satış fiyatını belirleyebilmesini sınırlama amacı taşıyan
anlaşmalara, muafiyet uygulanmayacağı belirtilmiştir. Ancak, maksimum satış fiyatı empoze etme ya da fiyat tavsiyelerinde bulunma,
muafiyetin uygulanmaması gibi bir sonuç getirmez. Bunun için ise, taraflarca herhangi bir baskı veya uygulama sonucunda,
maksimum ve tavsiye fiyatların, sabit veya minimum fiyatlar anlamına gelmemesi gerekir.
Bir üst düzey Komisyon yetkilisi olan Manuel Martinez de, yaptığı bir konuşmada tavsiye fiyat uygulamasıyla ilgili olarak, grup
muafiyetlerinin, dağıtıcıların indirimler, ıskontolar gibi ticari politikalarım ve fiyatlarını belirleme özgürlüğünü
sınırlayan uygulamalara uygulanmayacağını, ancak sadece tavsiye fiyatların bu kapsamda olmadığı belirtmiştir. Ancak, tavsiye
fiyatların da, yatay bir kartel anlaşmasına yol açması ihtimalinde Komisyonun'un müdahalesini gerektireceğini söylemiştir.
Tavsiye fiyatlar konusunda, Komisyon uygulamasını özetlemek gerekirse, tavsiye fiyatların, per se bir ihlal oluşturmadığı,
taraflar tarafından uygulanan bazı baskılar sebebiyle, şeklen tavsiye olarak gözükse de aslında bir fiyat empoze etmeye denk
düşen şekilde uygulandığı takdirde, yatay düzeyde rekabet kısıtlamalarına yol açma riski taşıdığı ve dağıtıcıların ticari
özgürlüklerini kısıtlayabileceği sonuçlarına ulaşmak mümkündür. Bu durumda Komisyon'un müdahalesi gerekebilir.
IV. Ulusal Uygulamamalar
i) Almanya
Alman Rekabet Kanunu'nun 14. maddesine göre, teşebbüsler arası bir anlaşma, taraflardan birisinin fiyatlan ya da üçüncü
taraflarla olan ticari koşullan belirlemedeki özgürlüğünü sınırlarsa, geçersiz olacaktır.
15. maddeye göre, Federal Kartel Ofisi, eğer,
-yeniden satış fiyatının tespiti (YSFT), "kötüye kullanma" yönünde uygulanıyorsa,
-YSFT, söz konusu olan malların fiyatının yükselmesine sebep oluyorsa
-ya da bu fiyatların düşmesini engelliyorsa
-ya da üretimin ve satış hacminin düşmesine yol açıyorsa, (ve de anlaşmanın genel ekonominin durumunca onaylanması mümkün
gözükmüyorsa)
YSFT uygulamalarını geçersiz kılabilir ve yeni ve benzer şekildeki uygulamaları yasaklayabilir.
Alman Rekabet Kanunu'nda ve Federal Kartel Ofisi'nin kararlarında belirtilen yasaklamalardan kurtulmak amacı taşıyan tavsiye
uygulamaları yasaklanmıştır. Buna göre, bir teşebbüsün, alıcılarına
-malları belli bir fiyattan yeniden satmasına
-ya da fiyatları belirlemede bazı yöntemler kullanmasına
-ya da minimum veya maksimum fiyatları takip etmesine
yönelik tavsiyelerde bulunmasının engellenmesine rağmen, markalı mallar için (branded goods), bağlayıcı olmayan fiyat
tavsiyeleri gibi bazı konularda muafiyet tanınmaktadır. Markalı mallar ile ilgili olarak,
bu malların, diğer üreticilerin benzer mallarıyla fiyat rekabeti içinde olması,
tavsiyelerin bağlayıcı olmadığının açıkça gösterilmesi ve tavsiyenin belirli bir fiyatı göstermesi, tavsiye fiyata uyulması
için herhangi bir ekonomik veya başka bir baskı yapılmaması,
tavsiye fiyatın, tavsiyeyi alanların büyük çoğunluğunun uygulayacakları fiyatla örtüşeceği beklentisinden yola çıkılarak
ortaya konulması,
koşullarıyla perakendecileri ve nihai tüketicilerin, bağlayıcı olmayan fiyat tavsiyelerinde bulunmasına izin verilmiştir.
Alman Rekabet Kanunu'nda, KOBI'ler için ve ulaştırma, bankacılık ve sigortacılık gibi sektörlerde, tavsiye fiyat uygulamalarına
muafiyet tanınmıştır.
Ayrıca, fikri mülkiyet haklarıyla ilgili demeklere, lisans ve know-how sözleşmeleri, basılı eser, bankacılık ve sigortacılık, ve
kamu hizmetleri (public utilities) gibi branşlar, bağlayıcı fiyat empoze etme yasağından muaf tutulmuştur.
ii) Finlandiya
Hem maksimum hem de minimum fiyatın tespiti bu ülkede yasaklanmıştır. Şayet YSFT, malların üretimini veya dağıtımım ya da teknik
ve ekonomik gelişmeyi teşvik ediyorsa ve elde edilen kar, öncelikle müşterilere veya tüketicilere kazanım sağlıyorsa bu durumda
muafiyet verilebilir.
Fin kanununda, aynı üretim ya da dağıtım seviyesinde faaliyet gösteren teşebbüslerin veya teşebbüs birliklerinin, bir karar,
anlaşma veya benzer bir prosedür yoluyla fiyatları tespit veya tavsiye etmesi yasaklanmıştır. Ancak uygulamada, paketler
üzerinde tavsiye fiyata yer verilmesi, kanuna aykırı kabul edilmemektedir.
Fin Rekabet Kanunu'nun 4. Maddesi, YSFT'yi açık olarak yasaklamaktadır. Ele alınan vakalardan birinde, Serbest Rekabet Bürosu,
paketlerin üzerinde yer alan tavsiye fiyatın, o fiyatın uygulanmasını gerekli kılmaması nedeniyle YSFT durumu yaratmadığına
kanaat getirmiştir.
Fin Franchise Teşebbüsleri Birliği, YSFT'ne ilişkin olarak bir muafiyet başvurusunda bulunmuştur. Birlik, franchise verenlerin,
franchise alanlarca uygulanması açısından, bağlayıcı nitelikte yeniden satış fiyatlarını tespit edebilmelerine muafiyet
istemiştir. Bu başvuru, YSFT anlaşmalarının rekabet karşıtı etkilerinin, rekabetçi etkilerinden fazla olduğu düşÃ¼nüldüğünden
reddedilmiştir.
iii) Danimarka
Teşebbüslerin veya birliklerin,
-yeniden satıcıların minimum fiyata veya kara bağlı kalmalarını şart koşabilmeleri,
-bu hususta anlaşmaya varabilmelerini veya bu durumu bir karara bağlayabilmeleri, Rekabet Kurulu'nun söz konusu anlaşmayı
onaylamasına bağlıdır. Tavsiye fiyatlara ise, uygulamada sadece tavsiye niteliğinde olması koşuluyla izin verilmiştir.
iv) Birleşik Krallık (UK)
1 Mart 2000 tarihine kadar geçerli olan eski kanun (Yeniden Satış Fiyatlan Kanunu 1976), üreticilerin veya sağlayıcıların,
dağıtıcılara veya perakendecilere minimum fiyat uygulamaya zorlama girişimlerini yasaklamıştır. Bu yasaklanmadan kitap ve ilaç
gibi bazı mallar muaf tutulmuştur.
Yine bu kanun kapsamında, sözkonusu zorlamaları içeren anlaşmalar hukuka aykırı olup geçersiz kılınmıştır.
Sağlayıcının, fiyatlarda indirim yapan ya da yapmayı düşÃ¼nen dağıtıcılara ve fiyat tespiti anlaşmasını uygulamayı reddeden
dağıtıcılara mal tedariğini kesmesi veya daha kötü koşullar sunması da yasaklanmıştır.
Bu kanun sadece mal satışlarını konu etmiştir.
Kanun'da maksimum ya da tavsiye fiyat tespiti konusunda yasaklama hükümleri bulunmamaktadır.
Yeni kanunda ise, fiyat tespitini konu eden dikey anlaşmaların, dikey sınırlamalara tanınan muafiyetten yararlanamayacağı
belirtilmiştir. Muafiyet hükümleri, alıcıların kendi satış fiyatını belirleme özgürlüğünü kısıtlama amaç ve etkisini
taşıyan anlaşmalara uygulanmaz.
Maksimum veya tavsiye fiyatları konu eden anlaşmalar, ilgili teşebbüslerden gelen baskılar veya zorlamalar sonucunda, uygulamada,
sabit veya minimum fiyatlar gibi tezahür etmediği müddetçe, muafiyet hükümlerinden yararlanabilir.
v) Lüksemburg
Bu ülkede, YSFT per se yasaklanmıştır. Ayrıca, sağlayıcının, dağıtıcıya, YSFT ile ilgili talimatlara uymadığı ya da uymak
istemediği durumlarda mal vermeyi reddetme gibi müeyyideler uygulaması da yasaklanmıştır.
Tavsiye fiyatlara, minimum fiyat niteliği empoze etmek de engellenmektedir.
Kitaplar, gazeteler ve tütün ürünleri bu yasaklama kapsamından muaf tutulmuştur. Bir ürünün piyasa yeni girişi ya da
patentle ilgili konularda geçici muafiyetler tanınabilmektedir.
vi) Fransa
"Fiyatların ve Rekabetin Özgürlüğü" hakkındaki kararnamede, rekabeti sınırlayıcı, engelleyici ve ortadan kaldırıcı amaç
veya etkiyi taşıyan, uyumlu eylemler, açık ya da gizli anlaşmalar ya da koalisyonlar yasaklanmıştır. Bu hallere örnek olarak
ise, fiyatların serbest pazar şartlarında belirlenmesine engel olmak gösterilmiştir.
Ayrıca, doğrudan ya da dolaylı olarak, bir malın veya hizmetin yeniden satış fiyatına ya da kar marjına minimum bir nitelik empoze
edilmesini para cezası hükmedilmektedir.
Fransız Rekabet Konseyi, "kayak botları pazarında", bir sağlayıcının, mal vermeme veya dağıtım anlaşmasını yenilememe gibi
tehditlerde bulunarak, dağıtıcıya tavsiye (öneri) fiyatlar empoze etmesini ve indirim konularındaki bazı işlemlerini
cezalandırmıştır.
Fransa Gözlükçüler Birliği'nin, kendisine bağlı perakendecilere yolladığı bazı gözlük çeşitleri için "genellikle uygulanan
fiyatlar listesi" empoze etmeye çalışması ve sık değiştirilen kontak lensler için yolladığı sabit fiyat listelerini uygulamaya
zorlaması, rekabetin sınırlanması olarak değerlendirilmiştir. Birlik bu listeleri basmaktan ve dağıtmaktan men edilmiştir.
vii) Amerika Birleşik Devletleri
ABD'de, tavan ve taban fiyatları empoze etmek per se yasaklanmıştır. Fiyat tavsiyeleri ise, sadece tavsiye olmaktan öteye gittiği
zaman Sherman Act'i ihlal edecek nitelikte fiyat sabitleyen (tespit eden) anlaşmalar gibi değerlendirilir.
Dağıtıcılara fiyat listeleri yollamak da hukuka aykırı sayılsa bile, dağıtıcılar, tavsiye fiyatları kabul etmek veya reddetmek
hakkına sahiplerse, fiyat tavsiyelerinde bulunmak hukuka aykırı değildir.
Tavsiye edilen fiyattan farklı bir fiyat uygulandığım gösteren deliller, tavsiye fiyatları bir anlaşma olma kapsamından
çıkaracaktır.
Sağlayıcı ve dağıtıcı arasındaki fikir birliğini gösteren somut deliller olmadıkça, tavsiye fiyatlara genel olarak uyulması
"fiyatları sabitleme anlaşması" olarak değerlendirilemeyecektir.
Eğer, sağlayıcılar, dağıtıcılardan tavsiye fiyatlara uyulmasını ister ve de bunun garantisini sağlarlarsa ya da bu konuda zorlama
yaparlarsa, bu Sherman Act'i ihlal eden bir dikey fiyat anlaşması olarak ele alınır.
viii) Kanada
Kanada 1952 yılında YSFT konusunda yasaklama getirerek, bu konudaki ilk ülke olmuştur. 1952-1960 yılları arasında bu uygulama per
se ihlal olarak değerlendirilmiştir. 1960 yılından sonra ise, YSFT uygulamalarına bazı savunma hakları verilmiştir.
Rekabet Yasası'nın 61. maddesi, bir başka kişi (alt seviyelerdeki perakendeciler de olabilir) tarafından satılan ya da arz edilen
bir malın fiyatının yükselmesi yönünde etki edecek girişimleri yasaklamaktadır. Bu yasaklama, bildirilen ve/veya uygulanan
gerçek fiyatları kapsar.
Tavsiye fiyat listelerinin hukuka aykırılık taşımaması için, perakendeciye, bu tavsiyeleri kabul etmek zorunda olmadığını,
tavsiye fiyatları uygulamadığı takdirde herhangi bir konuda zorlukla karşılaşmayacağını bildirilmek ve bildirilen fiyatlarla
ilgili herkese, bu bildirilen fiyatların altında da alış-veriş yapılabileceğini açıklamak gereklidir.
ix) Norveç
Bir ya da birkaç sağlayıcının, dağıtıcının malları veya hizmetleri satışı için fiyatları, indirimleri veya kar marjını tespit
etmeye ya da etkilemeye çalışması yasaklanmıştır.
Tavsiye fiyatlar, sağlayıcının bu fiyatlan açıkça "tavsiye fiyatlar" olarak tanımlaması şartıyla bu yasaklama kapsamı dışında
tutulmuştur. Teşebbüsler, bu tavsiye fiyatların hesaplanmasıyla ilgili olarak sağlayıcıyı etkileyemezler.
V. Sonuç
Bu çalışmada, Avrupa Komisyonu'nun, AB üye ülkelerinin bazılarının ve ABD, Kanada ve Norveç gibi üye olmayan ülkelerin,
yeniden satış fiyatının tespit edilmesi ve tavsiye fiyat uygulamalarına yönelik yaklaşımları araştırılmıştır.
Varılan sonuçlar arasında, genel olarak bütün ülkelerde, dağıtıcıların ekonomik kararlarını özgürce almalarını engelleme
yönündeki fiyat tespit etme anlaşmaları per se yasaklanmıştır. Ancak bazı hallerde bu uygulamalara muafiyet verilmektedir. Bu
hallere örnek olarak, bir ürünün ilk kez piyasa girişinde, tüketiciler nezdinde ürünü yerleştirmek amacıyla geçici
süreli olarak uygulanan fiyat tespitleri verilebilir. Ayrıca, teknolojik olarak karmaşık olan ve kullanım yönünden açıklama
gerektiren, ya da dağıtıcılarca reklamı yapılması gereken ürünler için, dağıtıcılar arasında bedavacılığı önlemek amacıyla,
fiyat tespit edilmesine muafiyet verilebileceği düşÃ¼nülebilir.
Bir başka örnek ise, tavsiye fiyat listelerinin yayımlanması ile, tüketicilerin satın alma niyetinde oldukları mallar hakkında
fikir sahibi olmalarını kolaylaştırması olarak verilebilir. Böylece, tüketiciler rakip mallar arasında fiyat ve kalite
yönünden bir değerlendirmeyi zaman kaybını aza indirerek yapabileceklerdir.
Dikey anlaşmalarda, sağlayıcılardan dağıtıcılara gönderilen tavsiye fiyat uygulamalarına genel olarak rule ofreason
yöntemiyle yaklaşılmaktadır. Burada asıl kriter, tavsiye edilen fiyatların gerçekten de "tavsiye" olarak kalmasıdır.
Sağlayıcının bazı baskı, kontrol ve tehdit yöntemleriyle dağıtıcıları bu fiyatları uygulamaya mecbur edip etmediğidir.
Avrupa Komisyonu'ndaki son gelişmeler, dikey kısıtlamaların olumlu ve olumsuz yönleri arasında bir denge kurarken, piyasa yapısı
ve pazar gücü yönünden bir değerlendirme yapılmasını önermektedir. Bu da, değerlendirmelerin her ürünün niteliği ve her
piyasanın spesifik yapısı göz önünde bulundurularak yapılmasını, yeniden satış fiyatının tespiti ve tavsiye fiyatlar konusunda
per se yasaklamaların asgari seviyede tutulmasını ve yorumlarda tutarlı kalmak şartıyla, rule of reason yaklaşımını benimsenmesini
gerektiğini düşÃ¼ndürmektedir.
Kaynaklar
-Commission Regulation 4087/88 on Block Exemption ofFranchising Agreements
-Conseil de la Concurence, Onzième Rapport d'Activité, 1997, p.568-569.
-Green Paper on Vertical Restraints in EC Competition Policy
-Laudati, L.L., 1996, Survey ofthe Member Sate National Laws Goveming Vetical Distirbution Agreements, EC DG IV.
-Mathewson, F. and Winter.R., (1988), The Law and Economics ofResale Price Maintenance, Review oflndustrial Organization, 13:
57-84.
-Ulusal Rekabet Kanunları
-Woode, Van Der Jones, Handbook of EC Competition Law 1999/2000, pp. 191., London: Sweet & Maxwell
Â