EK IV
TOPLAM AD VALOREM SÃœBVANSIYONLARIN HESAPLANMASI
(MADDE 6'NIN 1(A) SAYILI
PARAGRAFI)
1. Madde 6 paragraf 1(a) bakımından bir sübvansiyonun miktarının hesaplanması, sübvansiyonu veren hükümete olan maliyet şeklinde yapılacaktır.
2. Paragraf 3,4 ve 5 hükümleri müstesna olmak üzere, sübvansiyonun genel oranının ürünün değerinin yüzde 5'ini geçip geçmediğini belirlerken, ürünün değeri, sübvansiyonun verildiği dönemden hemen önceki 12 aylık dönemde alıcı firmanın veri bulunan satışlarının toplam değeri olarak hesaplanacaktır.
3. Sübvansiyon, belirli bir ürünün üretimine veya satışına bağlı ise, ürünün değeri, sübvansiyonun verildiği dönemden hemen önceki 12 aylık dönemde alıcı firmanın o üründen yaptığı veri bulunan satışların toplam değeri olarak hesaplanacaktır.
4. Alıcı firmanın yeni kurulmuş ve faaliyete başlamış olduğu durumlarda, sübvansiyonun genel oranı, yatırılan fonlar toplamının yüzde 15'ini geçiyorsa, ciddi bir ihlalin mevcut olduğu kabul edilecektir. Bu paragraf bakımından, bir faaliyete geçiş dönemi, ilk üretim yılının ötesine geçmeyecektir.
5. Alıcı firma, enflasyon yaşanan bir ülkenin ekonomisinde bulunuyor ise, ürünün değeri, sübvansiyonun verileceği aydan önceki 12 ay içinde yaşanan enflasyon oranıyla endekslenmiş olarak alıcı firmanın bir önceki yıldaki toplam satışları (veya, eğer sübvansiyon şartlı ise, ilgili üründen yaptığı satışları) olarak hesaplanacaktır.
6. Belirli bir yıldaki genel sübvansiyon oranını tesbit ederken, bir Ãœye'nin toprakları içindeki farklı programlar çerçevesinde ve farklı makamlar tarafından verilen sübvansiyonlar birleştirilecektir.
7. DTÖ Anlaşması'nın yürürlüğe giriş tarihinden önce verilen ve faydaları gelecekteki üretime tahsis edilen sübvansiyonlar, genel sübvansiyon oranına dahil edilecektir.
8. Bu
Anlaşma'nın ilgili hükümleri çerçevesinde dava edilemeyen sübvansiyonlar, Madde 6 paragraf 1(a) açısında bir sübvansiyonun
miktarının hesaplanmasına dahil edilecektir.
EK V
CIDDI ZARAR HAKKINDA BILGI OLUŞTURMA PROSEDÃœRÃœ
1. Her Ãœye, Madde 7'nin 4,5 ve 6 sayılı paragrafları çerçevesindeki prosedürlerde bir heyet tarafından incelenecek delillerin oluşturulmasında işbirliği edecektir. Ihtilafın tarafları ve ilgili üçüncü ülke Ãœyeler, Madde 7'nin 4 sayılı paragrafının hükümlerine müracaat edilir edilmez, kendi toprakları içinde bu hükmün uygulanmasından sorumlu kuruluşu ve bilgi taleplerine uygun olarak kullanılacak prosedürleri Ihtilafların Çözümlenmesi Organı'na (IÇO) bildirecektir.
2. Madde 7 paragraf 4 çerçevesinde bir konunun IÇO'ya havale edildiği durumlarda, IÇO, talep üzerine, sübvanse eden Ãœye'nin hükümetinden sübvansiyonun varlığı ve miktarını ve sübvanse edilen firmaların toplam satışlarının değerini belirlemek için gerekli bilgilerin ve sübvanse edilen ürünün neden olduğu olumsuz etkileri analiz etmek için gereken bilgilerin elde edilmesiyle ilgili prosedürü başlatacaktır. Bu süreç, uygun olduğu takdirde, Kısım VII'de tarif edilen bildirim prosedürleri yoluyla bir ihtilafın taraflarında mevcut bulunan bilgileri açıklığa kavuşturmak ve daha ayrıntılı bir hale getirmek ve bilgi toplamak için, sübvanse eden Ãœye ve şikayetçi Ãœye'nin hükümetlerine sorular sorulmasını da içerebilir.
3. Üçüncü ülke piyasalarında etkiler olması halinde, bir ihtilafın bir tarafı, üçüncü ülke Ãœye'nin hükümetine sorular sorulması yöntemi de dahil olmak üzere, sübvanse eden Ãœye veya şikayetçi Ãœye'den başka yollardan makul şekilde temin edilemeyen, olumsuz etkilerin analiz edilmesi için gerekli bilgileri toplayabilir. Bu gereklilik, üçüncü ülke Ãœye üzerine makul olmayan bir yük getirmeyecek şekilde uygulanmalıdır. Özellikle, böyle bir Ãœye'den özel olarak bu amaçla bir piyasa veya fiyat analizi yapması beklenmeyecektir. Verilecek bilgiler, kolaylıkla elde edilebilen veya bu Ãœye tarafından kısa sürede elde edilebilecek bilgilerdir (mesela, ilgili istatistik servisleri tarafından toplanmış fakat henüz yayımlanmamış en son istatistikler, ithalat hakkında gümrük verileri ve ilgili ürünlerin beyan edilen değerleri, vs.). Ancak, bir ihtilafın bir tarafı, masrafları kendine ait olarak, ayrıntılı bir piyasa analizi yapmaya giriştiği takdirde, bu analizi yapan kişi veya firmanın işi, üçüncü ülke Ãœye'nin makamları tarafından kolaylaştırılacak ve bu kişi veya firmaya, hükümetçe normalde gizli tutulmayan bütün bilgilere erişme imkanı verilecektir.
4. IÇO, bilgi toplama sürecini kolaylaştırmak işlevini yerine getirmek üzere bir temsilci belirleyecektir. Temsilcinin tek amacı, ihtilafın çok-taraflı incelenmesinin çabuklaştırılmasını kolaylaştırmak için gerekli bilgilerin zamanında oluşturulmasını sağlamak olacaktır. Özellikle, temsilci, tarafların işbirliği yapmasını teşvik etmek yanında, gerekli bilgileri en etkin şekilde istemek için yollar önerebilir.
5. Paragraf 2,3 ve 4'de gösterilen bilgi toplama süreci, konunun Madde 7 paragraf 4 çerçevesinde IÇO'ya havale edildiği tarihten sonra 60 gün içinde tamamlanacaktır. Bu süreçte elde edilen bilgiler, Kısım X hükümlerine uygun olarak IÇO tarafından oluşturulan heyete sunulacaktır. Bu bilgiler, başka şeyler yanında, sözkonusu sübvansiyonun miktarı (ve, uygun ise, sübvanse edilen firmaların toplam satışlarının değeri), sübvanse edilen ürünün fiyatları, sübvanse edilmeyen ürünün fiyatları, piyasadaki diğer satıcıların fiyatları, sübvanse edilen ürünün sözkonusu piyasaya arzındaki değişmeler ve piyasa paylarındaki değişmeler hakkında veriler içermelidir. Bu bilgiler, heyetin sonuçlarına varırken gerekli bulduğu ek bilgilerle birlikte, mukabil deliller de içermelidir.
6. Sübvanse eden ve/veya üçüncü-ülke Ãœye bilgi toplama sürecinde işbirliği etmez ise, şikayetçi Ãœye, sübvanse eden ve/veya üçüncü-ülke Ãœye'nin işbirliğinden kaçınmasına ilişkin olgular ve koşullarla birlikte, kendisine açık deliller temelinde ciddi ihlal iddiasını sunacaktır. Sübvanse eden ve/veya üçüncü-ülke Ãœye tarafından işbirliği edilmemesi nedeniyle bilgi toplanamaması halinde, heyet, başka yollardan elde edilebilen en iyi bilgilere dayanarak gerektiği şekilde tutanağı tamamlayabilir.
7. Kararını verirken, heyet, bilgi toplama sürecine dahil herhangi bir tarafın işbirliğinden kaçınmasından olumsuz sonuçlar çıkarmalıdır.
8. Mevcut en iyi bilgileri mi yoksa olumsuz sonuçları mı kullanmak gerektiği hakkında bir tesbit yaparken, heyet, herhangi bir bilgi talebinin makuliyeti ve tarafların bu bilgi talebine işbirlikçi bir yaklaşımla ve vaktinde uymakta gösterdikleri gayretler hakkında, paragraf 4 çerçevesinde tayin edilen IÇO temsilcisinin tavsiyelerini dikkate alacaktır.
9. Bilgi toplama sürecindeki hiçbir şey, heyetin ihtilafın uygun bir şekilde çözümlenmesi için elzem gördüğü ve bu süreç içinde elde etmek için yeterince uğraşılmamış veya oluşturulmamış ilave bilgiler elde etmeye çalışmasını engellemeyecektir. Ancak, normalde , heyet bu ilave bilgiler belirli bir tarafın pozisyonunu destekleyecek ise ve bu bilgilerin tutanakta bulunmaması sözkonusu tarafın bilgi toplama sürecinde makul olmayan bir tarzda işbirliğinden kaçınmasının bir sonucu ise, tutanağı tamamlamak için ilave bilgi istememelidir.
EK VI
MADDE 12 PARAGRAF 6 GEREĞINCE
YERINDE SORUŞTURMALAR HAKKINDA
PROSEDÃœRLER
1. Bir soruşturmanın başlatılması üzerine, ihracatçı Ãœye makamlarına ve ilgili oldukları bilinen firmalara, yerinde soruşturmalar yapılacağı bildirilmelidir.
2. Istisnai hallerde, soruşturma heyetine gayri-resmi uzmanlar dahil edilmesi düşÃ¼nülüyor ise, ihracatçı Ãœye'nin firmaları ve makamları bundan haberdar edilmelidir. Bu gayri resmi uzmanlar, gizlilik şartlarının ihlalinden dolaylı etkin yaptırımlara tabi olmalıdır.
3. Ziyaret kesin olarak programa bağlanmadan önce, ihracatçı Ãœye'deki ilgili firmaların açık rızasını almak standart uygulama olmalıdır.
4. Ilgili firmaların rızası alınır alınmaz, soruşturma yetkilileri, ihracatçı Ãœye makamlarına, ziyaret edilecek firmaların adları ve adreslerini ve kararlaştırılan tarihleri bildirmelidir.
5. Ziyaret yapılmadan önce, ilgili firmalara yeterince önceden haber verilmelidir.
6. Soru cetvelini izah etmeye yönelik ziyaretler, ihracatçı bir firmanın talebi üzerine yapılmalıdır. Böyle bir talep halinde, soruşturma yetkilileri kendilerini firmanın istifadesine sunabilirler; böyle bir ziyaret, ancak (a) ithalatçı Ãœye'nin makamları sözkonusu Ãœye'nin hükümetinin temsilcilerine haber verdikleri ve (b) bu temsilciler ziyarete itiraz etmedikleri takdirde yapılabilir.
7. Yerinde soruşturmanın temel amacı, sağlanan bilgileri doğrulamak veya ilave ayrıntılar elde etmek olduğuna göre, soru cetveline cevap alındıktan sonra yapılmalıdır meger ki firma aksini kabul etsin ve ihracatçı Ãœye'nin hükümeti, soruşturma yetkilileri tarafından, yapılacak ziyaret hakkında bilgilendirilsin ve buna itiraz etmesin; ayrıca, ziyaret öncesinde, ilgili firmaya, doğrulanacak bilgilerin ve sağlanması gereken diğer bilgilerin genel niteliği bildirilsin. Ancak bu, elde edilen bilgiler ışığında ilave ayrıntılar sağlanmasına yönelik taleplerde bulunulmasını dışlamamalıdır.
8. Ihracatçı Ãœyeler'in makamları veya firmaları tarafından sorulan ve başarılı bir yerinde soruşturma için elzem olan sorular, mümkün ise, ziyaret yapılmadan önce cevaplanmalıdır.
EK VII
MADDE 27 PARAGRAF
2(A)'DA SÖZÜ EDILEN
GELIŞMEKTE OLAN ÃœLKE ÃœYELER
Madde 27 paragraf 2(a)'nın hükümleri çerçevesinde Madde 3 paragraf 1(a)'nın hükümlerine tabi olmayan gelişmekte olan ülke Ãœyeler şunlardır:
(a) Birleşmiş Milletler tarafından belirlenen ve DTÖ'nün Ãœyeleri olan en az gelişmiş ülkeler.
(b) DTÖ'nün Ãœyeleri olan aşağıdaki gelişmekte olan ülkelerden her biri, adam başına GSMH yılda 1.000 Amerikan Doları seviyesine çıktığı zaman Madde 27 paragraf 2(b)'ye göre diğer gelişmekte olan ülke Ãœyeler'in tabi oldukları hükümlere tabi olacaklardır : Bolivya, Kamerun, Kongo, Fildişi Kıyısı, Dominik Cumhuriyeti, Mısır, Gana, Guatemala, Guyana, Hindistan, Endonezya, Kenya, Fas, Nikaragua, Nijerya, Pakistan, Filipinler, Senegal, Sri Lanka ve Zimbabwe.
GATT 1994 Madde XVI hükümlerine (Madde XVI’nın Notu) ve bu
Anlaşmanın I’den III’e kadar olan Eklerinin hükümlerine göre, ihraç edilen bir ürünün yurtiçi tüketime tahsis edilen
benzer üreni uygulanan vergi veya resimlerden muaf tutulması veya bu vergi veya resimlerin tahakkuk eden tutarı aşmayan bir
tutarda iade edilmesi sübvansiyon olarak addedilmeyecektir.
Bu Anlaşmada kullanılan nesnel ölçüt veya koşullar
tarafsız olan, diğerlerine kıyasla belirli işletmeleri gözetmeyen ve personel sayısı veya işletme ölçeği gibi yatay uygulamalı
ve ekonomik nitelikte ölçüt veya koşullar anlamındadır.
Bu konuda özellikle, sübvansiyon başvurularının reddedilme
veya onaylanma sıklığı ve bu kararların gerekçeleri dikkate alınacaktır.
Maddi deliller, hukuken ihracatk performansı
şartına bağlanmış bir sübvansiyonun verilmesinin gerçekte fiili veya tahmin edilen ihracata veya ihracat kazançlarına
bağlandığını gösterdiği taktirde, bu standart yerine getirilmiş olur.
Ek I’de ihracat sübvansiyonu oluşturmadığı
belirtilen önlemler Anlaşmanın bu hükmü veya diğer hükümleri kapsamında yasaklanmayacaktır.
Bu Maddede belirtilen
süreler karşılıklı mutabakatla uzatılabilir.
Madde 24 uyarınca kurulmaktadır.
Bu süre esnasında IÇO’nun
toplanması planlanmamışsa, bu amaçla böyle bir toplantı yapılacaktır.
Bu ifade, bu hükümler çerçevesinde ele alınan
sübvansiyonların yasaklanmış olduğu gerçeği ışığında, nisbetsiz olan telafi edici önlemlere izin verlidiği anlamına
gelmemektedir.
Bu ifade, bu hükümler çerçevesinde ele alınan sübvansiyonların yasaklanmış olduğu gerçeği ışığında,
nisbetsiz olan telafi edici önlemlere izin verildiği anlamına gelmemektedir.
â€yerli sanayiye zarar†terimi burada,
aynen Bölüm V’te kullanıldığı anlamda kullanılmıştır.
â€hükümsüz kılma veya zarar verme†terimi işbu
Sözleşmede, GATT 1994’ün ilgili hükümlerinde kullanıldığı anlamda kullanılmıştır ve bu tür hükümsüz kılma veya zarar
vermenin mevcudiyeti, bu hükümlerin uygulanması usulüne göre belirlenir.
â€diğer üyenin menfaatlerine ciddi
zarar†terimi, işbu Sözleşmede, GATT 1994’ün XVI. Maddesinin 1. fıkrasında kullanıldığı anlamda kullanılmıştır ve ciddi
zarar tehdidini kapsar.
Sivil uçakların, özel çok taraflı kurallara tabi olması beklendiğinden, bu bentteki eşik,
sivil uçaklara uygulanmaz.
Toplam ad valorem sübvansiyon, Ek IV hükümlerine göre hesaplanır.
Ãœyeler, bir
sivil uçak programı için imtiyaz ücretine dayalı finansmanın, öngörülen satışların düzeyinin altına düşen gerçek
satışların düzeyi nedeniyle tamamen geri ödenmemesi durumunda, bunun kendi başına bu bent amaçları için ciddi zarar
oluşturmadığını kabul ederler.
Sözkonusu ürün veya emtianın ticaretine başka çok taraflı olarak kararlaştırılmış
spesifik kurallar uygulanmıyorsa.
Bu fıkrada belirli koşullara değinilmesi gerçeği, kendi içinde bunlara GATT 1994 veya
işbu Sözleşme açısından herhangi bir hukuki statü kazandırmaz. Bu koşullar tecrit edilmiş, münferit veya başka türlü
önemsiz olmamalıdır.
Talebin, 6. Maddenin 1. fıkrası hükümlerine göre ciddi zarara yol açtığı düşÃ¼nülen bir
sübvansiyona ilişkin olması halinde, ciddi zarara ilişkin mevcut kanıtlar, 6. Maddenin 1. fıkrasındaki şartların yerine getirilip
getirilmediği konusunda mevcut kanıtlarla sınırlanabilir.
Bu Maddede belirtilen herhangi bir zaman süresi, karşılıklı
anlaşma ile uzatılabilir.
Bu süre içinde IÇO’nun bir toplantı yapması planlanmamışsa, bu toplantı, bu amaçla
yapılır.
Bu süre içinde IÇO’nun bir toplantı yapması planlanmamışsa, bu toplantı , bu amaçla yapılır.
Çeşitli amaçlarla hükümet yardımının büyük ölçüde üyeler tarafından sağlandığı ve bu tür yardımın bu Madde
hükümleri çerçevesinde dava edilmeme muamelesi görmeye hak kazanmayabileceği gerçeği, kendi içinde üyelerin bu tür yardım
sağlama kabiliyetini kısıtlamaz.
Sivil uçakların, özel çok taraflı kurallara tabi olması beklendiğinden bu bendin
hükümleri bu ürüne uygulanmaz.
DTÖ Anlaşmasının yürürlüğe giriş tarihinden sonra en geç 18 ay içinde24. Maddede
öngörülen Sübvansiyonlar ve Karşı Tedbirler Komitesi (bu Anlaşmada “Komite†olarak anılmaktadır), 2(a) bendi
hükümlerini, bu hükümlerin işletilmesinin iyileştirilmesi için bütün gerekli düzeltmelerin yapılması amacıyla inceler.
Komite, mümkün olan düzeltmeleri incelerken bu bentte belirtilen kategori tanımlamalarını, üyelerin, araştırma programlarının
yürütülmesindeki deneyimleri ve öteki ilgili uluslararası kuruluşların çalışmalarının ışığında inceler.
Bu
Anlaşmanın hükümleri, yüksek öğretim veya araştırma kuruluşları tarafından bağımsız olarak yürütülen temel araştırma
faaliyetlerine uygulanmaz. “Temel araştırma†terimi, sinai veya ticari amaçlarla bağlantılı olmayan genel bilimsel ve teknik
bilgilerin genişletilmesi anlamını taşımaktadır.
Bu bentte anılan dava edilemeyen yardımın izin verilen düzeyleri, bir
projenin süresi boyunca yapılan toplam uygun giderler dikkate alınarak belirlenir.
â€Sinai araştırma†terimi, yeni
bilgilerin keşfedilmesini amaçlayan planlanmış araştırma veya çözümsel inceleme anlamını taşır. Bu yeni bilgiler, yeni
ürünler, işlemler veya hizmetlerin geliştirilmesi veya mevcut ürünler, işlemler veya hizmetlerde önemli iyileştirmeler
sağlanmasını amaçlayabilir.
â€Rekabet öncesi geliştirme faaliyeti†terimi, sinai araştırma bulgularının, ticari
kullanım kapasitesine sahip olmayan ilk prototip oluşturulması da dahil olmak üzere satışı veya kullanımı amaçlanan yeni,
değiştirilmiş veya iyileştirilmiş ürünler, işlemler veya hizmetler için bir plana, proje veya tasarıma dönüştürülmesi
anlamını taşır. Ayrıca ürünler, işlemler veya hizmetlerin alternatiflerinin ve ilk demonstrasyonlarının veya kavramsal
formülasyonu ve tasarımını kapsayabilir, ancak bunun için bu projelerin ticari uygulama veya ticari yararlanma için
dönüştürülememesi şartı vardır. Bu değişiklikler, iyileştirilmeleri temsil etseler bile mevcut ürünler, üretim serileri,
imalat süreçleri, hizmetler, ve öteki devam eden işlemlerde rutin veya periyodik değişiklikleri kapsamaz.
Sinai
araştırma ve rekabet öncesi geliştirme faaliyetin kapsayan programlar konusunda dava edilemeyen yardımlar için izin verilen
düzey, bu fıkranın (I) ve (v) bentleri arasında düzenlenen bütün uygun maliyetlere göre hesaplanmış yukarıdaki iki kategoriye
uygulanabilen dava edilemez yardımın izin verilen düzeylerinin basit ortalamasını aşamaz.
â€Bölgesel kalkınmanın genel
çerçevesiâ€, bölgesel destekleme programlarının dahili olarak uyumlu ve genel olarak uygulanabilir bölgesel kalkınma
politikasının bir bölümünü oluşturduğu ve bölgesel kalkınma subvansiyonlarının, bir bölgenin kalkınması üzerinde hiç bir,
ya da hemen hemen hiç bir etkisi olmayan uzak coğrafi noktalarda verilmediği anlamını taşır..
+Tarafsız ve nesnel
kriterler+, bölgesel kalkınma politikası çerçevesi içindeki bölgesel eşitsizlikleri ortadan kaldırmak veya azaltmak için
uygun olanın dışında belirli bölgeleri kayırmayan kriterler anlamını taşır. Bu konuda, bölgesel destekleme programları,
desteklenen her projeye verilebilecek yardımın miktarına tavanlar içermelidir. Bu tavanlar, yardım edilen bögelerin farklı
kalkınma düzeylerine göre farklılık göstermeli ve yatırım maliyetleri veya iş yaratma maliyeti cinsinden ifade edilmelidir. Bu
tavanlar içinde yardımın dağılımı, 2. Maddeâ€de öngörüldüğü şekilde bir subvansiyonun belirli teşebbüsler tarafından
ağırlıklı olarak kullanılmasını veya bunlara orantısız ölçüde büyük miktarlar verilmesini önleyecek şekilde yeterince geniş
ve eşit olacaktır.
“mevcut tesisler†terini, yeni çevresel şartlar uygulamaya konulduğunda en az iki yıl süreyle
faaliyette bulunan tesisler anlamını taşır.
Bu bildirim hükmündeki hiç bir şeyin, gizli ticari bilgiler dahil olmak
üzere gizli bilgilerin verilmesini gerektirmediği kabul edilir.
Bölüm II veya IIIâ€Ã¼n hükümleri, Bölüm Vâ€in
hükümlerine paralel olarak uygulanabilir; ancak belirli bir subvansiyonun, ithalatçı Ãœye’nin yerli pazarındaki etkileri
konusunda sadece tek bir şekilde çare (V. Bölümün şartları yerine getirilmişse bir munzam gümrük resmi, ya da 4. veya 7.
Maddeler çerçevesinde bir karşı önlem) mümkündür. II. ve V. Bölüm hükümleri, IV. Bölüm hükümleri uyarınca dava
edilemez kabul edilen önlemler konusunda uygulanmaz. Ancak, 8. Madde’nin 1(a) fıkrasında anılan önlemler, 2. Maddenin anlamı
çerçevesinde spesifik olup olmadıklarının belirlenmesi için araştırılabilirler. Buna ek olarak, 8. Maddenin 3. fıkrasına göre
bildirilmemiş bir programa göre verilen 8. Maddenin 2. fıkrasında anılan bir subvansiyon için III. veya V. Bölüm hükümleri
uygulanabilir, ancak bu tür subvansiyon, 8. Maddenin 2. fıkrasında düzenelenen standartlara uygun olduğu belirlenirse dava
edilemez muamelesi görür.
“Munzam gümrük resmi†terimi, GATT 1994’ün VI. Maddesi’nin 3. fıkrasında
öngörüldüğü şekilde, herhangi bir ticari eşyaya doğrudan veya dolaylı olarak uygulanan bir subvansiyonu dengelemek amacıyla
konulan özel bir vergi anlamını taşır.
Bundan sonra kullanıldığı şekilde “başlatılan†terimi, 11. Maddede
öngörüldüğü şekilde bir üyenin resmi olarak bir araştırma başlattığı adli muameledir.
Istisnai olarak çok sayıda
üreticiyi kapsayan bölümlere ayrılmış sanayiler için makamlar, destek ve muhalefeti istatistiki olarak geçerli örnekleme
yöntemleri kullanarak belirleyebilir.e
Üyeler, belirli Üyelerin ülkesinde benzeri ürünlerin yerli üreticilerinin
işÃ§ilerinin veya bu işÃ§ilerin temsilcilerinin, 1. fıkra çerçevesinde bir araştırma başvurusu yapabileceklerini veya
destekleyebileceklerini bilmektedirler.
Genel bir kural olarak, ihracatçılar için zaman sınırlaması, soru formunu
aldıkları tarihten itibaren sayılmaya başlanır. Soru formunun bu amaçla cevap verene gönderildiği veya ihracatçı Ãœyenin uygun
diplomatik temsilciliğine veya WTO’nun ayrı bir gümrük bölgesi üyesi durumunda ihracatçı ülkenin resmi bir temsilcisine
nakledildiği tarihten itibaren bir hafta içinde kabul edilmiş sayılır.
Ilgili ihracatçıların sayısının oldukça yüksek
olması halinde başvurunun tam metni, sadece ihracatçı Ãœyenin makamlarına veya bunların nüshalarını daha sonra ilgili
ihracatçılara iletecek olan ilgili ticari birliğe verilir.
Ãœyeler, belirli Ãœyelerin ülkesinde, dar çizilmiş koruyucu
talimat uyarınca açıklama istenebileceğini bilmektedirler.
Ãœyeler, gizlilik taleplerinin keyfi olarak
reddedilemeyeceğini kabul ederler. Ãœyeler ayrıca araştıran makamın, sadece muamelelere ilişkin bilgiler konusunda gizliliğin
kaldırılmasını talep edebileceğini kabul ederler.
Bu fıkranın hükümleri uyarınca danışmalar için makul fırsat
verilmeden ön veya nihai nitelikte hiç bir olumlu karar verilmemesi özellikle önem taşımaktadır. Bu danışmalar, Bölüm II,
III veya X hükümleri çerçevesinde muamelelere devam etmek için temel oluşturabilirler.
Işbu Anlaşma çerçevesinde,
“zarar†terimi, aksi yönde bir hüküm yoksa, bir yerli sanayiye önemli zarar, bir yerli sanayiye önemli zarar tehdidi veya
bu sanayinin kurulmasının önemli ölçüde geciktirilmesi anlamını taşır ve bu Madde hükümlerine göre yorumlanır.
Bu
Anlaşma’da “benzeri ürün†terimi, incelemeye konu olan ürünle aynı yani bütün yönlerden benzer olan veya böyle bir
ürün olmaması halinde bütün yönlerden benzer olmamakla birlikte incelemeye konu olan ürüne çok yakın özellikleri bulunan
başka bir ürün anlamını taşır.
2. ve 4. fıkralarda belirtildiği şekilde.
Bu fıkranın amacı için, üreticiler
sadece eğer (a) içlerinden biri doğrudan veya dolaylı olarak ötekini idare ederse; veya (b) her ikisi de doğrudan veya dolaylı
olarak bir üçüncü kişi tarafından idare edilirse; veya (c) birlikte bir üçüncü kişiyi doğrudan veya dolaylı olarak idare
ederlerse ihracatçılar veya ithalatçılarla ilişkide oldukları kabul edilir. Ancak bunun için, bu ilişkinin etkisinin ilgili
üreticinin, ilişkisi olmayan üreticilerden farklı davranmasına yolaçacak nitelikte olduğuna inanmak veya kuşkulanmak için
neden olması gerekir. Bu fıkranın amacı için, birinin ötekini, yasal veya işletme olarak üstünde kısıtlama veya idare ifa
edecek konumda olduğunda kontrol ettiği kabul edilir.
“durdurulabilir veya son verilebilir†ibareleri, 4. fıkrada
öngörülenin dışında muamelelerin devamı ile taahhütlerin uygulanmasının aynı anda meydana geleceğine izin verilmesi şeklinde
yorumlanmaz.
Bu fıkranın amacı için, “yerli ilgili taraflarâ€, araştırmaya konu olan ithal ürünün tüketicilerini
ve sınai kullanıcılarını kapsar.
Bu Anlaşma’da kullanıldığı şekliyle “uygulamaâ€, bir gümrük vergisi veya verginin
kati veya nihai yasal takdiri veya tahsis edilmesidir.
Bir munzam gümrük vergisinin miktarı geriye dönük olarak
takdir edildiğinde en son takdir muamelesindeki hiç bir vergi konmayacağı yönündeki bir bulgu, kendi başına makamların, kati
vergiye son vermelerini gerektirmez.
Makamlar, ayrı bir raporda bu Madde hükümleri kapsamında bilgi ve izahat
verdiklerinde bu raporun kamuoyuna sunulmak üzere hazır olmasını sağlarlar.
Komite, BISD 9S/193-194’te yer alan soru
cetvelinin içeriği ve şeklini gözden geçirmek için bir Çalışma Grubu kuracaktır.
DTÖ Anlaşmasının yürürlüğe
giriş tarihi itibarıyla ihracat sübvansiyonları vermeyen bir gelişmekte olan ülke üye için, bu paragraf, sadece 1986’da
verilmiş ihracat sübvansiyonlarının seviyesi temelinde uygulanacaktır.
Bu paragraf, uygun olduğu takdirde, GATT
1994’ün diğer ilgili hükümleri çerçevesinde işlem yapılmasını dışlamaz.
“Ticari olarak açık†demek, yurtiçi
ve ithal ürünler arasındaki seçimin kısıtlanmamış olduğu ve sadece ticari mülahazalara dayandığı demektir,
Bu Anlaşma
Bakımından:
“Doğurudan vergiler†demek, ücretler, karlar, kiralar, royaltiler ve diğer gelirler üzerindeki vergiler
ve gayrı menkul mülkiyet üzerindeki vergiler demektir;
“Ithalat vergileri†demek, ithalattan alınan tarifeler,
resimler ve bu notta sayılmayan diğer mali kesintiler demektir.
“Dolaylı vergiler†demek, satış, tüketim, hasılat,
katma değer, “franchiseâ€, damga, intikal, envanter ve ekipman vergileri, sınır vergileri, ve doğrudan vergiler ve ithalat
vergileri dışındaki bütün diğer vergiler demektir;
“Ön-aşama†dolaylı vergiler, ürünün yapılmasında doğrudan
veya dolaylı olarak kullanılan mallar veya hizmetlerden alınan vergiler demektir;
“Birikimli†dolaylı vergiler,
üretimin bir aşamasında vergiye tabi mallar veya hizmetler üretimin sonraki bir aşamasında kullanıldığı takdirde verginin daha
sonra alacak kaydedilmesi için bir mekanizmanın olmadığı durumlarda alınan çok-aşamalı vergiler demektir;
Vergilerin
“affedilmesiâ€, vergilerin iade edilmesi veya geri verilmesini içerir;
“Affetme veya geri vermeâ€, ithalat
vergilerinin tamamen veya kısmen muaf tutulması veya ertelenmesini içerir.
Ãœyeler, ertelemenin, mesela uygun oranlarda
faiz alınıyorsa, bir ihracat sübvansiyon anlamına gelmesi gerekmediğini kabul ederler. Ãœyeler, ihracatçı işletmeler ve kendi
kontrolleri altındaki veya aynı kontrol altındaki yabancı alıcılar arasındaki işlemlerde mal fiyatlarının, vergi yönünden,
bağımsız işletmeler arasında uygulanacak fiyatlar olması gerektiği ilkesini bir defa daha teyit ederler. Herhangi bir Ãœye, bir
başka Ãœye’nin dikkatini, bu ilkeye aykırı düşebilecek ve ihracat işlemlerinde önemli miktarda doğrudan vergi tasarrufuyla
sonuçlanan idari veya diğer uygulamalara çekebilir. Böyle durumlarda, Ãœyeler, bir önceki cümlede oluşturulan istişare hakkı
dahil, GATT 1994 çerçevesinde Ãœyeler’in hak ve yükümlülüklerine halel gelmeksizin, mevcut iki-taraflı vergi
anlaşmalarının veya diğer spesifik uluslararası mekanizmaların imkanlarını kullanarak, farklılıklarını çözmeye gayret
edeceklerdir.
Paragraf (e), bir Ãœye’nin, kendi işletmeleri veya bir başka Ãœye’nin işletmeleri tarafından kazanılan
yabancı-kaynaklı gelirlerin çifte vergilendirilmesini önlemek için tedbirler almasını sınırlamaya yönelik değildir.
Paragraf (h), katma-değer vergisi sistemlerine ve onun yerine sınır ticareti intibakına uygulanmaz; katma değer vergilerinin
aşırı ölçüde affedilmesi sorunu, tamamiyle paragraf (g)’nin kapsamı içine girer.
Ãœretim sürecinde kullanılan
girdiler, üretim sürecinde fiziksel olarak yer alan girdiler, enerji, yakınlar ve petrol, ve ihraç edilen ürünü elde etmek
için kullanımları esnasında tüketilen kataliz maddeleridir.
Bu Ek’te belirtilmeyen veya Madde 6 paragraf 1(a)
yönünden daha fazla açıklığa kavuşturulması gereken konularda, gerekli oldukça, Ãœyeler arasında bir mutabakat
geliştirilmelidir.
Alıcı firma, sübvanse eden Ãœye’nin toprakları içindeki bir firmadır.
Vergiye ilişkin
sübvansiyonlarda, ürünün değeri, vergiyle ilgili tedbirin kazanıldığı mali yılda alıcı firmanın satışlarının toplam değeri
olarak hesaplanacaktır.
Faaliyete geçiş durumları, üretim başlamamış olsa bile, sübvansiyondan yararlanan ürünler
imal etmek amacıyla ürün geliştirme veya tesis inşa etme yönünde mali taahhütlerde bulunulan durumları içerir.
Ciddi zararın varlığının gösterilmesi gereken durumlarda.
IÇO tarafından bilgi toplanması süreci, niteliği
itibariyle gizli olan veya bu sürece dahil herhangi bir Ãœye tarafından gizlilik şartıyla verilen bilgilerin korunması
gerekliliğini dikkate alacaktır.
Gelişmekte olan ülke üyelerin paragraf (b)’deki listeye dahil edilmesi, Dünya
Bankasının fert başına GSMH hakkında en son verilerine dayanmaktadır.