• Devlet Yardımları Hukuku / Yayınlarımız

  • TÜRKİYE İÇİN DTÖ ve AB ile UYUMLU DEVLET YARDIMLARI (Teşvik) SİSTEMİ

    • Sayfa : 15/15
      <1...131415

    Normal Koşullara İlişkin Mali Yardımlar

    Avrupa Birliği'nda normal koşullar altındaki mali yardımlar, istihdam alanı açan, modernleştirme faaliyetlerine katkıda bulunan ve mesleki eğitimi arttırıcı hedeflere yönelik bir yapıda düzenlenmektedir. Bu temel yaklaşımın Türkiye'de de aynen kabul edilerek uygulamaya alınmasında hiçbir sakınca yoktur.

    Bu mekanizmalara bakıldığında:

    1. İşletme Giderleri Sübvansiyonu

    İşletmenin teşviği aldığı birinci yılda işletme giderlerinin bir milyon $' ı aşmamak kaydıyla % 75 'i; ikinci yıl için 750 bin $' ı aşmamak kaydıyla % 50'si sübvanse edilmelidir.


    2. Modernizasyon Sübvansiyonu

    Türk işletmelerinin uluslararası rekabete açılabilmesi amacıyla modernleştirilmesi kapsamında aşağıdaki alanlarda mali yardım görmeleri mümkündür.

    Bilgi-işlem destekli tezgahların satın alınması,
    Ãœretkenliği, verimliliği, kaliteyi arttırıcı ve yeni pazar araştırmalarını sağlayıcı faaliyet giderleri,
    AR-GE faaliyet giderleri,
    Risk sermayesinin işletmelere yönlendirilmesine ilişkin giderler,
    Modernleştirme çalışmalarına destek danışmanlık firmalarının giderleri,
    Kredi-Garanti kurumlarına olan primlerin ve zararın karşılanması,
    Modern işletme tekniklerine geçişle ilgili eğitim ve diğer giderlerin karşılanması.

    Bu teşviğin mekanizmalarına bakıldığında:

    Makine parkı yatırımlarının 675 bin $'ı aşmamak kaydıyla % 37.5' luk kısmı kurumlar ve gelir vergisi kalemlerinde kredilendirilmesi şeklinde,
    120 bin $'ı aşmamak kaydıyla % 75' i verimlilik ve pazar araştırması faaliyetleri için, aynı türdeki vergilerin kredilendirilmesi şeklinde,
    750 bin $'ı aşmamak kaydıyla % 45 oranında AR-GE faaliyet giderlerine ilişkin aynı türdeki vergilerinin kredilendirilmesi şeklinde,
    300 bin $'ı aşmamak kaydıyla % 5 oranında risk sermayesi içerisinde yer alan faaliyetler için, aynı türdeki vergilerin kredilendirilmesi şeklinde,
    Müşavirlik hizmetleri kapsamında yer alan yıllık 300 bin $'ı ve 3 yıllık l.3 milyon $'ı aşmamak kaydıyla giderlerin % 50'sinin sübvanse edilmesi şeklinde,
    Kredi-garanti kurumlarının garanti verdiği kredilerde zararla sonuçlanan faaliyetlerde kayıpların % 70 oranında karşılanması öngörülmektedir. Ancak bu zarar karşılama işlemi toplam yatırımın % 50'sini aşmamalıdır.
    Eğitim giderleri kapsamında yer alan faaliyetler için, yıllık 100 bin $'a kadar veya yıllık faaliyetlerin % 70' i sübvanse edilmesinde hiçbir sakınca yoktur.


    3. Yatırım Malları Alımlarına İlişkin Sübvansiyonlar

    Avrupa Birliğin'da bu teşvik, kredi veren her hangi bir finans kuruluşu tarafından düşÃ¼k faizli kredilerin sübvansiyonunu kapsamaktadır.

    Sanayi, ticaret ve hizmet sektörlerinde faaliyet gösteren müteşebbisler, 5 yıl vade ile elde ettikleri bu kredileri yatırım mallarının satın alınmasında kullanmaları gerekmektedir.

    Söz konusu krediler 12 aydan kısa vadeli olmamakta, ayrıca tabanı 100 bin $, tavanı ise 3.5 milyon $ olarak saptanmıştır.

    Türkiye'de de aynı uygulamanın yapılmasında fayda vardır.


    4. Teknolojik Geliştirmeye Yönelik Sübvansiyonlar

    Birlikta bu tür yardımlar işletmelerde çalışan mühendislerin ve araştırmacıların temel bilimler alanında gerçekleştirdikleri yenilikleri ürün bazında uygulamaları sonucu adeta bir ödüllendirme biçiminde organize olan nakdi yardımları esas almaktadır.

    Bu teşviklerin iki temel esasa dayandırılarak düzenlendiği görülmektedir:

    Birinci esas uygulamalı çalışmalardır. Burada elde edilmiş teknolojik ve bilimsel gelişmeleri üretime aktararak ürün bazında sonuç alıcı çalışmalara yönelmek gerekmektedir.

    Bu temel esas doğrultusunda işletmenin dışarıdan alacağı teknik desteğin % 50 oranında sübvanse edilmesi söz konusudur (Teknik desteği veren bir müşavirlik bürosu, üniversite, meslek okulu, vb. kuruluşulardır ).

    Öte yandan aynı tür işlemler için sübvansiyonun yanı sıra, proje giderlerinin % 70'i 3-10 yıl vadeli olarak % 4.5 faizle ucuz kredi kullandırılarak finanse edilmektedir.

    İkinci esas ise teknoloji geliştirmeye dayalıdır. Burada yeni ürünler tasarlamak, yeni üretim teknikleri, makina ve teçhizat geliştirmek, icat etmek söz konusudur.

    Bu durumlarda 15 yıl vadeli olmak üzere proje bedelinin % 35 - %55'i düşÃ¼k faizli kredilendirme yoluyla sübvanse edilmektedir. Ayrıca bu kapsamda birinci temel esas çerçevesinde kullandırılan teşviklerden proje bedelinin % 50' si aşılmamak kaydıyla yararlanmak mümkündür.

    Böylelikle de bir çok mekanizma kullandırılarak kümülatif olarak projeyi % 100 oranında teşviklendirmek mümkün olabilmektedir.


    5. Hizmet Sektörü Ortaklıklarına Tanınan Mali Yardımlar

    Bu tür ortaklıklar kapsamında girişimciler tarafından oluşturulan ortaklıklara tanınan mali yardımlar hizmet sektöründe faaliyet gösterenler işletmelere verilmektedir. Sübvansiyion kapsamına sabit yatırımlar ve/veya diğer yatırımlar, girişimcilerin sundukları hizmet ürünlerinin pazarlanması girmektedir. Uzun yıllar korumacı politikalar ile sanayini destekleyen Türkiye'nin artık hizmet sektörünü de destekleme zamanı gelmiştir.

    Söz konusu teşvikten yararlanmak için en az beş girişimcinin bir araya gelmesi ve tek girişimcinin % 20' nin üstünde pay sahibi olmaması gerekmektedir.

    Tanınan mali yardım ise:

    Sabit yatırımların % 70' inin 2 milyon $' ı aşmamak kaydıyla 10 yıl vadeli, diğer yatırımlarda ise,verilen kredilerin yatırım tutarının % 70' i veya 500 bin $' ı aşmamak kaydıyla 5 yıl vadeli olarak temin edilmesi ve temin edilecek kredilerin faizlerininin % 30 - % 60 oranında sübvanse edilmesi şeklinde organize olmaktadır.

    6. İstihdam teşvikleri

    İstihdamın korunması ve yeni istihdam alanlarının açılmasını temin eden projelere kaynak temin edecek finans kuruluşlarının sermayelerine ortak olacak işletmelerin ve bunların kurdukları kooperatiflerin katılım paylarının karşılanması söz konusu olmaktadır..

    Söz konusu şema oldukça ilginç bir görünüm sunmaktadır: bir yanda işletmeler kamu eliyle sermayelendirilip kendi kredi kurumlarını kurarken; öte yandan varolan kredi kurumlarının sermaye yapılarını güçlendirmektedirler.

    Böylece finans kuruluşlarının para bilgisi, sanayi işletmelerinin üretim bilgisiyle sağlıklı finansman modellerine ulaşabilmektedir. Ancak bu modelde sadece istihdamı koruyucu ve yeni istihdam alanları açan projeler yer almaktadır. Sistemin başarılı bir biçimde yürütülmesi durumunda diğer alanalarda da yaygınlaştırılması mümkündür.


    7. Ticari Faaliyetleri Destekleme Sübvansiyonu

    Ticari faaliyetlerde bulunan işletmeler işlerini büyütmek üzere yeni yer, makina, bina inşaat, ticari araç alımı, vb. her türlü ihtiyaçlarını karşılamak için kullanılan teşvikler ucuz kredi ve doğrudan nakdi yardım tarzında organize olmaktadır.

    Ucuz kredi şemasında 7 - 15 yıl vadeli 500 bin $' dan fazla olmamak kaydıyla alınan kredi faizlerinin % 50 - % 65 oranında sübvanse edilmesi söz konusudur. Ancak alınan kredi, projenin toplam maliyetinin % 70'ini geçmemektedir, bu durumda da % 30 öz kaynak kullanımı zorunludur.

    Doğrudan nakdi yardım şemasında ise proje bedelinin % 10'u sübvanse edilmektedir. Öte yandan bu şemayı tercih eden girişimcilere ilave olarak, 7 - 15 yıl vadeli, proje bedelinin % 60' ını aşmamak kaydıyla alacakları kredilerde normal faiz hadlerinin % 40' ı oranında bir sübvansiyon verilmektedir. Ancak kredinin alt limitinin 500 bin $ üst limiti ise 5 milyon $ olarak saptanmıştır.

    İki şema arasındaki fark ise ikinci şemada % 10' luk doğrudan nakdi yardım alınması buna karşılık faiz sübvansiyonunun daha düşÃ¼k tutulması ama kredi tabanının da yukarı çekilmiş olmasıdır. Sonuçta yüksek bedelli projelerin ikinci şemaya yönlendirilmesi düşÃ¼nülmektedir.


    8. Krizdeki İşletmelere Yönelik Yardımlar

    Avrupa Birliği'nda güçlükte olan işletmelere verilen kabul edilebilir yardımların Türkiye'de uygulanması Gümrük Birliği'nden etkilenen bir çok işletmeyi rahatlatıcı niteliktedir. Ancak bu konuda iki temel yaklaşımın göz önünde bulundurulması gerekmektedir:

    a) Güçlükte olan işletmelerin ve/veya bölgelerin durumlarını kalıcı olarak düzeltmeyi hedef alan yeniden yapılanma amaçlı yardımlar söz konusu olduğunda,
    b) Etkilerini değerlendirmeye izin veren yeterli nitelikte bir bölgesel ya da sektörel özelliğe sahip olunduğunda.

    Buna göre sadece zaman içinde sınırlı ve kurtarma yardımı kavramına giren ve bu sürenin bitiminde mevcut aksaklıkları giderebilecek nitelikte olan bir yardımın verilebilmesi için, şu kriterlere uyulması gereklidir:

    Bu yardımlar kredi garantisi ya da piyasa koşulları ile eşit faiz oranı ile geri ödemeli kredi niteliğinde, hazine yardımı olmalıdır;

    Verilecek tutar, işletmenin devamlılığını sağlamak için gerekli tutarı aşmamalıdır;

    Sadece gerekli ve mümkün olan önlemler için öngörülen süreyi aşmamalıdır;
    Çok kesin sosyal gerekçelere bağlı olarak verilmelidir;


    İşletmenin desteklenmesi, diğer bölgelerdeki sanayi yapısı dengelerini bozucu etki yaratmamalıdır.

    Bunlar işletmenin yeniden yapılandırılması ya da üretim zincirini değiştirmesi programı ile doğrudan ilişkili olmalıdır;

    Belirli bir vadede işletmenin sözkonusu üründeki rekabetini gerçek anlamda tesis edecek nitelikte olmalıdır.


    9. Hızlandırılmış Amortisman

    Özellikle İngiltere'de kullanılan bu imkan birinci yılda % 100 amortisman imkanı tanımaktadır. Türkiye de 4 yıl süreli olan bu uygulamanın 5 yıla yükseltilmesi işletmelerin aleyhine olmuştur. Bu uygulamanın isteyen işletmeler için özellikle yatırım mallarında bir yıla indirilmesi faydalı bir uygulamadır. Bu uygulama bir anlamda yatırım indirimi niteliği taşıyan bir teşvik mekanizması olacaktır.


    10. Arazi Tahsisi

    Yeni yatırımlar ve tevzi yatırımları için yerel yönetimlerin elindeki arazilerin işletmelere bir plan dahilinde tahsisi Birlikta yaygın bir uygulamadır. Bu uygulama Türkiye için çok önemlidir ve bölgelerarası kalkınmışlık farklılığının giderilmesinde temel bir enstrüman olabilir. Ayrıca da belirli teknolojilerin belirli bölgelerde yoğunlaşmasına ve ölçek ekonomilerinin yakalanmasına imkan sağlayacaktır.


    Sonuç olarak Türkiye, Birlik ve DTÖ kural ve mevzuatlarına uyarken; Büyük İşletmeleri için Özel durumlar karşısında oluşturulmuş mekanizmaları kullanarak, KOBİ'leri için Normal koşullarda ekonomik gelişmeyi sağlayıcı ve uluslararası rekabete uyum için uygulanan mekanizmalar' ı rahatça kullanabilme imkanına sahiptir. Burada örnekleri verilen teşvik miktar ve oranlarının Gümrük Birliği'nin Son Dönemi'ne ilişkin birinci yıl dış ticaret dengeleri tablosunun olumsuz görüntüsünden hareket ederek eşiklerin yükseltilmesi mümkün görülmektedir. Ayrıca da bir çok teşviğin beraberce kullanılma imkanının mevcut olduğu sistemde işletmelerin rahatça yatırım planları doğrultusunda paçal bir şemayı oluşturması mümkündür.

     

     

     

      Sayfa : 15/15
      <1...131415