Rekabet Kurulu'nun kurulması ve kurumun örgütlenmesinin ardından belki de en çok konuşulan konu akaryakıt dağıtım ve servis
istasyonları işi olacaktır. Bu durumda da ATAD içtihatları Rekabet Kurulu'nun alacağı kararlarda amir rölü oynayacaktır. 1/95
Sayılı Ortaklık Konseyi Kararı'nın 39. Maddesi'nin 2 paragrafının a bendi, Akaryakıt Sektöründeki düzenlemelere ilişkin Blok
Muafiyet Tüzükleri'nin Türkiye'de de uygulanmasını karar ve imza altına almaktadır. Ayrıca ilgili Madde, konuya ilişkin Avrupa
Topluluğu makamlarınca geliştirilen tüm içtihat hukukunun da Türkiye tarafından kabulünü öngörmektedir. rnrn rnrn rnrna) Gümrük
Birliği'nin yürürlüğe girişinden önce, Avrupa Topluluğu Antlaşması'nın 85 ve 86. Madde'lerinde yer alan, işletmelerin
davranışlarını yasaklamayı amaçlayan bir kanunu kabul eder. Ayrıca, Gümrük Birliği'nin yürürlüğe girişinden itibaren bir yıl
içinde, Topluluk'da yürürlükte bulunan Blok Muafiyet Tüzük'lerinde ve Avrupa Topluluğu makamlarınca geliştirilen içtihatlarda yer
alan bütün ilkelerin Türkiye'de uygulanmasını sağlar. Topluluk, Gümrük Birliği'nin yürürlüğe giriş tarihinden itibaren mümkün olan
en kısa süre zarfında, Türkiye'yi Blok Muafiyet Tüzük'lerinin kabulü, kaldırılması ya da değiştirilmesi ile ilgili işlemler
hakkında bilgilendirir.Bu bilgilerin verilmesinin ardından, gerekli olduğu takdirde, mevzuatını uygun hale getirmek için
Türkiye'nin bir yılı vardır; rnrn rnrnBu durumda Avrupa Adalet Divanı'nın (ATAD) geçmişte vermiş olduğu kararların da Türkiye'de
çıkacak uyuşmazlıkların çözümünde Rekabet Kurulu'nca göz önüne alınılması ve bunlara göre karar verilmesi gerekmektedir. rnrn
rnrnAkaryakıt işinde ATAD'ın belli başlı iki Kararı mevcuttur. Öte yandan Türkiye'de çıkacak olası uyuşmazlıklarda bu kararlar
dışında alınmış kararların konunun ilintisine göre göz önüne alınması da mümkündür. Ancak bugün için böyle bir uyuşmazlığın henüz
doğmadığı savından hareket ederek, sadece akaryakıt sektörüne ilişkin ATAD Kararları'nın bilinmesinde fayda vardır. rnrn
rnrnATAD'ın 29 Haziran 1978 tarih ve 77-77 Sayılı Kararının oldukça önemli bir yeri mevcuttur. rnrnBritish Petroleum k/ Komisyon:
rnrnSözkonusu dava, ATAD'a Komisyon'un 19 Nisan 1977 tarihli kararında A.B.G petrol işletmelerinin, Hollanda'da akaryakıt işi
yapan BP firması üzerinde hakim durumunu kötüye kullanmadığı sonucuna varması üzerine intikal etmiştir. rnrn rnrnKomisyon, petrol
şoku nedeni ile piyasalardaki mal yetersizliğini göz önüne alarak ve Roma Antlaşması'nın 103. Maddesinde vazedilen "Konjonktür
Politikası" ile ilgili bir Konsey Karar'ın bulunmadığını da gözönüne alarak, A.B.G'nin BP firmasına düzenli yeniden satıcılarına
verdiği iskonto oranlarını tatbik etmek zorunda olmadığını kabul etmiştir. rnrn rnrnBöylelikle A.B.G., hakim konumda olup
durumunu kötüye kullanarak, bir yeniden satıcıya (BP) daha pahalı mal sattıldığı şikayet gerekçesini göz önüne almamıştır. rnrn
rnrnAncak ATAD, bu görüşü kabul etmemiş ve Komisyon'un, Roma Antlaşması'nın 86. Maddesinde belirtilen hakim durumun kötüye
kullanıldığı durumların yasaklanması esasına, mücbir nedenlere rağmen uyulması gerektiği sonucuna varmıştır. rnrn rnrnBu
içtihadın Türkiye açısından önemi çok büyüktür, zira 1/95 Sayılı Ortaklık Konseyi Kararı'nın 33/2 maddesi ve 4054 Sayılı Kanun'un
6. Maddesi yukarıda değinilen ana esasların ve hususların birebir aynısıdır. rnrn rnrnBöylelikle ticari hasımlar arasında eş
edimlere özellikle dikkat edilmesi gerekmektedir. Ayrıca Türkiye'de yürürlüğe konulacak ve yukarıda incelendiği şekilde Özel Satın
Alma Anlaşmaları Tüzüğü de buna benzer hükümlerle donatılacaktır. rnrn rnrnATAD'ın diğer çok önemli bir kararı ise 10 Mart 1992
tarih ve T-10-89 Sayılıdır. rnrnShell Internatıonal k/ Komisyon rnrnShell International ve bağlı işletmelerinin piyasada fiyatları
dolaylı veya doğrudan saptamak ve rekabeti önlemek amacıyla uyumlu eylem içerisinde bulunduğu ileri sürülerek, sözkonusu işletme
Komisyon tarafından cezaya çarptırılmıştır. Ancak Shell, konuyu ATAD'a intikal ettirmiştir. rnrn rnrnATAD, nihai kararında uyumlu
eylemde bulunmak için fiyatları ve satış kotalarını belirleyen toplantıların düzenlenmesi gerektiğini vurgulayarak, bağlı
işletmelerin akıllıca birbirlerini izleyerek, temas kurmadan bazı stratejileri doğal olarak geliştirebileceklerine karar
vermiştir. rnrn rnrnAyrıca bir bütünün parçaları olan işletmelerin birinin haksız rekabete neden olan bir eylemde bulunmasının
ana işletmeyi bağlamayacağı ve verilecek para cezasının sadece ilgili işletmeye verilmesi gerektiği vurgulanmıştır. rnrn rnrnÖte
yandan sözkonusu işletmenin, geçmişte böyle bir davranışta bulunmamış olmasının ciddi bir hafifletici sebep olarak
değerlendirilmesi gerektiğine işaret etmiştir. rnrn rnrnKarar'ın diğer birçok önemli yönü ise Komisyon'un ilgili servisinde
görevli uzmanın hem dava dosyasını araştırması, hem de cezayı saptamasının Avrupa İnsan Hakları Konvansiyonu'nun 6. Maddesine göre
yanlış ve hukukun üstünlüğü ile bağdaşmadığına karar vermiş olmasıdır. rnrn rnrn rnrnBu Karar'ın Türkiye açısından önemine
bakıldığında; Karar'ın, gelecekte sektörde, Rekabet Kurulu ve işletmeler arasında çıkabilecek uyuşmazlıklarda pekçok kez
kullanılabilecek argümanı ihtiva ettiği görülmektedir.