Üye devletlerin çoğunlukla yardım projelerini tebliğ etmekten kaçınmaları gerekçesiyle, Komisyon çoğunlukla yardım dosyalarını
kendi insiyatifi ile ele almakta ya da diğer üye devletlerin veya rakiplerin şikayetleri üstüne prosedürü açmaktadır. rnrn
rnrnKomisyon kendi yaptığı sistematik basın, resmi gazete, ulusal bütçe analizleri sayesinde, işletmelere yardım etme gayesi ile,
yeni kamu finansman kuruluşlarının teşkilini çok kısa bir süre zarfında öğrenmekte, yine aynı şekilde güçlüğe düşen sektörler ve
işletmeler hakkında bilgi sahibi olmakta, bu sektör ve işletmelere yardım konusunda ulusal ya da mahalli seviyedeki önemli
tartışmalar ile yayınlardan anında haberdar olabilmektedir. rnrn rnrnBu bilgilerin ışığı altında, Komisyon çoğunlukla kendisine
tebliğ edilmeyen durumlardan derhal haberdar olarak, üye devletler nezdinde kendiliğinden girişimde bulunmaktadır. Bu şekilde
kendisine tebliğ edilmeyen bir devlet yardımını keşfettiği taktirde, Komisyon ilgili üye devlete mektup yoluyla başvurarak gerekli
bilgileri talep edebilir ve gerek gördüğü taktirde de 93. madde 2. paragrafta öngörülen prosedürünü başlatabilir. rnrn
rnrnKomisyon'un bu kendiliğinden girişiminin yanı sıra, yapılacak şikayet üstüne prosedürü başlatma olanağı da vardır. Bu
çerçevede gerek bir üye devlet, gerekse yardımdan yararlanan işletmenin rakibi konumundaki bir üçüncü şahıs Komisyon'a şikayette
bulunabilir. Bu başvuru ilgili kişilere açık bir yol olmakla birlikte, Komisyon prosedürü başlatmaya mahal olmadığı görüşünü
savunabilir. rnrn rnrnBu durumda Komisyon'a prosedürü başlatmak için ATAD'a başvuru imkanı açıktır. rnrn rnrnYardımlara
uygulanabilir prosedür çerçevesinde, Komisyon, hakkında kovuşturma yapılan üye devlete, şikayetçinin adını ve şikayetin içeriğini
bildirmeme zorunluğundadır. rnrn rnrnKomisyon'un devlet yardımları konusunda karşı karşıya bulunduğu en büyük eksikliklerden
birisi de, üye devlet hükümetlerinin gerekli tebliğ işlemini yapmalarına karşın, çoğunlukla eksik ve ayrıntılara inmeyen bilgi
verme durumudur. Komisyon'un bu konudaki yetkilerinin yetersizliği ve Bakanlar Konseyi'nin bu alandaki Komisyon yetkilerini
arttırmaktaki isteksizliği çeşitli şikayetlere konu olsa da, halihazırda bir çözümün getirilmemiş olduğu anlaşılmaktadır. rnrn
rnrnEğer üye devletlerden birisi Komisyon kararını beklemeksizin ya da Komisyon'a tebliğ etmeksizin bir yardım tesis eder ya da
mevcut bir yardımı değiştirirse, Komisyon konuyu Adalet Divanı'na götürebilir. rnrn rnrnBu durumda iki prosedürün izlenmesi
sözkonusudur. Bunlardan birincisi AET Kurucu Antlaşması'nın 93. maddesinin 2. paragrafı uyarınca önceden gerekçelendirmeye gerek
olmaksızın ATAD'a doğrudan başvuru, ikincisi ise 169. maddenin işletilmesidir. rnrn rnrnTebliğ eksikliği, geç tebliğ ya da karar
öncesinde yardımın ödenmesi hallerinin giderek arttığını ve ortak pazarla bağdaşmayan bir yardımın kaldırılması talebinin etkisiz
kaldığını tespit eden Komisyon, illegal olarak ödenen yardımların geri alınması için üye devletleri görevli kılacak şekilde bir
Divan kararı çıkarttırmaktadır. rnrn rnrnBunun yanı sıra Komisyon gayri nizami olarak gördüğü ulusal yardımlardan yararlanacak
olan muhtemel şahısları, bu yardımların illegal olduğu konusunda önceden bilgilendirme çabası göstermektedir. rnrn rnrnKomisyon,
bir yardımın Topluluk hukuku ile bağdaşırlığı hakkında nihai bir karar almadan önce bir yardımın verildiği konusunda bilgilendiği
anda, yararlanan şahsın dikkatini çeken bir uyarıyı A.T.R.G.'de yayınlar. Üye devletler aleyhindeki müeyyide kararları da bunlara
iletilir ve yine A.T.R.G.'de yayınlanır. rnrn rnrnNihayet, 92. maddenin yürürlüğe konması tamamen Komisyon'un münhasır yetki
tekelinde olmasına rağmen, bazı hallerde, ulusal yargı mercileri illegal olarak verilen devlet yardımlarının aleyhine karar
alabilirler. Bu duruma engel bir hal olmadığı ve bu tür ulusal yargı müdahalesinin Komisyon'un işlevini kolaylaştırdığı yönünde
genel bir eğilim vardır.