Geçenlerde FTC (Federal Trade Commission) uzun zamandır ABD kamuoyunu meşgul eden Boeing'in McDonnell Douglas'ı devralmasına izin
vereceğini resmen açıkladı. 14 milyar dolarlık bu mega-evlilik gerçekleştiğinde ABD büyük sivil uçak üretimi tek şirketin eline
geçmiş ve bu alanda dünyada iki firma kalmış olacak. rnrnrnFTC'nin kararı açıklanmadan ABD'de hemen her konu ile ilgili olduğu
gibi bu konuda da binlerce sayfa yazıldı, çizildi. Aslında karar açıklanmadan önce de herkes FTC'nin bu birleşmeye izin
vereceğinden emindi. Görüşler, her ne kadar FTC itiraf etmese de, büyük sivil uçak üretiminin global bir pazar olması dolayısıyla
bu pazarda rekabet edebilmenin tek yolunun bir tek güçlü firma yani milli bir şampiyon yaratarak olacağı yolundaydı. FTC ise, onay
kararının iki nedene dayandığını açıkladı. Birincisi artık McDonnell Douglas sivil uçak sektöründe ciddi rekabet yaratacak bir
konumda değil. İkincisi McDonnell Douglas'ın tek başına bu rekabet gücünü yeniden kazanması zaten hiçbir şekilde mümkün değil.
rnrnFTC 40 havayolu şirketi ile yaptığı mülakatı da içeren araştırması sonucunda McDonnell Douglas'ın son yirmi otuz yıl içinde
rakiplerinin yarısı kadar bile yatırım yapmadığı gibi araştırma ve geliştirme çalışmalarının da durma noktasına geldiği belirledi.
Bu durumda zaten ABD piyasasında herhangi bir rekabet olmadığı gözönüne alınarak devralmaya onay verdi. rnrnTabii işin bir de
atlantik ötesi boyutu var. Dünyada bu birleşmeden sonra Boeing'in tek rakibi durumundaki Airbus Industrie, derhal rekabet işlerine
bakan DG IV nezdinde girişimlere başladı. DG IV Genel Müdürü Karel van Miert, Boeing'in çok fazla pazar hakimiyeti sağlayacağı ve
Avrupa'da uçak bileti fiyatlarının artacağı gerekçesiyle bu birleşmeyi bloke etmeye çalışacağını açıkladı. rnrn rnrnFTC, Boeing,
McDonnell Douglas Airbus Industrie ve AB Rekabet Genel Müdürlüğü'nü içeren bu çok cepheli savaşın temelinde tabii ki Boeing'in ve
Airbus'ın pazar kavgaları yatmakta. Ancak burada ilgi çekici nokta her iki firmanın da kendi ülkelerinin Rekabet Kurumlarını
müttefik olarak almaya çalışmaları. Milyar dolarların konuşulduğu bir sektörde Rekabet kurumlarının bu kadar söz sahibi olması bu
kurumların ekonomik sistem içinde ne kadar önemli bir rolü ve gücü olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor. FTC Başkanı Robert
Pitofsky " Rekabet Kanunu oksijen gibidir. Varolduğu çoğu zaman farkedilmez, ama yokluğu çok çabuk hissedilir" diyerek bunun
altını çiziyor. FTC geçen yıl üçbinden fazla birleşme ve devralmayı incelemiş. Yine bu sıralar Boeing'in-Mc Donnell Douglas'ı
devralmasının yanında yine milyar dolarlar ölçeğinde Staples-Office Depot, Microsoft-Web TV ve Visa USA-MasterCard International
birleşmeleri FTC'nin gündeminde. FTC'den onay çıkmaması halinde bütün bu makro projeler suya düşecek. rnrn rnrnGörüldüğü gibi
bizde kurulması oldukça geciken Rekabet Kurumu'nun dünyadaki muadilleri ekonomik yaşama entegre hatta yön verir durumdalar. Güncel
ekonomik mantık dikkate alındığında bu eninde sonunda bizde de böyle olacak. rnrnGeçen günkü yazımda da belirttiğim gibi
Türkiye'nin ekonomi politikasını çizecek başlıca kurum Rekabet Kurulu'dur. rnrnEkonomik mantık sahibi insanlar bunun bilincinde ve
gelişmeleri takip ediyorlar. Ekonomik mantıksızlara ise zaten davul zurna az.