Avrupa Birliği rekabet politikasının temel hedefi Ortak Pazar'ın düzgün ve etkin işleyişini sağlamaktır, zira Ortak Pazar Avrupalı
şirketlere yeni pazarlara girme fırsatı yaratmaktadır. Bu fırsatın kullanılmasında da dağıtım ve satış sonrası hizmetler büyük
önem taşımakta. rnrnÜreticiler ve dağıtıcılar arasında yapılacak anlaşmalar bir taraftan tüketiciye daha kaliteli hizmet
verilmesini sağlayan bir etki yaratmakla birlikte diğer taraftan pazarın rekabete kapanmasına yol açan iki türlü etkiye
yolaçmakta. rnrnRekabet üzerindeki doğrudan etkileri nedeniyle de bu tür dikey büyümeler Topluluğun öncelikli konularındandır.
rnrnBu itibarla, Topluluk'ta uygulanan rekabet politikalarının otuz yıllık bir geçmişi olmasına rağmen dikey kısıtlamaları
düzenleyen tüzüklerin süresinin dolmak üzere olması, dağıtım metodlarının geçtiğimiz süre içinde çok büyük değişiklikler geçirmiş
olması ve Tüzüklerin bu yeniliklere ayak uydurmasının gerekliliği, dikey büyümelerin yeniden ele alınmasını gündeme getirmiştir.
rnrnTopluluk dağıtım sektörü 22 milyon çalışanı (toplam istihdamın %15.6'sı), 4.5 milyon şirket (toplamın %29.4) ve üretilen
toplam katma değer içerisindeki %12.9'luk payı ile gözardı edilemeyecek bir boyuttadır. rnrnDağıtım sektörü şirket sayısı ve
faaliyet süreleri açısından çok değişiklik gösteren bir yapı içermektedir. Zira, dağıtım sektöründe faaliyet gösteren firmaların
ilgi alanlarının farklılığı nedeniyle belirli sınıflandırılmalar yapılmasını zorlaştırmaktadır. Aynı zamanda üye ülkelerin kendi
aralarındaki yapısal ve mevzuat farklılıkları da ayrı bir sınırlama oluşturmaktadır. rnrnDağıtım üreticilerle tüketiciler
arasındaki bağlatıyı sağlaması nedeniyle önemlidir. Üreticilerin ancak küçük bir bölümü doğrudan kendi dağıtım ağlarıyla
tüketiciye ulaşırken, sektörün büyük bir çoğunluğu uzmanlaşmış dağıtıcılardan oluşmaktadır. Ayrıca dağıtım alanında uygulanan yeni
teknikler ve methodlar (Just-in-time gibi) maliyetlerde büyük düşüşlere ve rekabetin artmasına yolaçmıştır. rnrn rnrnAvrupa
çapında dağıtım şirketlerinin ortaya çıkmasına rağmen, genel olarak sektörün yapısı ulusal çerçevede kalmıştır. Komisyon yaptığı
araştırmalarda, sözleşmelerin Tek pazarı destekleyici etkenlerin ortaya çıkmasına öncelik vermiş, pazarın paylaşılmasına yönelik
olanların önüne geçilmesi için çalışmalarda bulunmuştur. Komisyon'un desteklediği konular dağıtıcıların fiyat değişikliklerine
cevap vermelerini sağlayacak esnek sözleşmeler ve paralel ticaretin desteklenmesidir. rnrn rnrnEkonomik açıdan bakıldığında,
dikey kısıtlamalara eskiden ya kesinlikle rekabeti kısıtlayıcı ya da tam tersine rekabeti arttırıcı şeklinde iki uç yaklaşım
bulunmaktaydı. rnrnSon zamanlarda ortaya çıkan yeni yaklaşım ise dağıtımın yapıldığı sektörün yapısının öncelikli olarak ele
alınması yönünde. Çünkü genel bakış açısına göre, markalar arası çekişmenin yoğun olduğu sektörlerde, dikey kısıtlamalar rekabeti
desteklerler, tersi durumlarda da kısıtlarlar. Aynı şekilde, dağıtım kontratlarının kimi sektörlerde verim ve tasarruf sağladığı,
kimilerinde de oluşturduğu engellerle pazara girişi zorlaştırıp rekabeti kısıtlayıcı olmaları gibi. rnrnDikey kısıtlamalarla
ilgili olarak Komisyon dışında iki yetkili kurum daha bulunmaktadır ki bunlar ulusal mahkemeler ve ulusal rekabet kurullarıdır.
85(1)-(2) ve 86 maddelerin kapsamın giren konular bu kurumların yetkisi dahiline girmektedir. rnrn85. maddenin 1. paragrafında
açıklanan dikey kısıtlamalarla ilgili kurallar, pazarı etkileme olasılığı olmayan anlaşmalar haricinde (de minimis eşiğinin
altında kalanlar), bütün dikey kısıtlamalara uygulanmaktadır. rnrnÖzellikle iki tür anlaşma Komisyon tarafından yakından
incelemeye alınmaktadır. Bunlar, dağıtıcıların fiyatlandırma hakkını kısıtlayanlar ve dağıtıcılara bölgesel koruma sağlayanlar.
(Komisyon tüketicinin yararına oldukça paralel ticareti ve pasif satışları desteklemektedir.)