• Gazete Makaleleri / Finansal Forum Gazetesi

  • Sofya'dan Öteye Rekabet Hukuku İşleri

  • Büyükada Konferansı, çeşitli toplantılar derken, Avrupa konularına dalıp, bir anda Rekabet'ten uzak kaldık. Fakat eloğlu uyumuyor, hep altını çizdiğimiz bir konu yeniden önümüze çıkıyor; zamanında davranıp öne çıktığımız konularda, durmadan yerimizde sayma becerisi gösterdiğimiz için gerilerde kalma başarısı gösteriyoruz. rnrn rnrnKonu açık, etkileri tartışılmaz, yapılacakları saymaya gerek yok ama burnumuzun dibinde gelişen bir olayı, sırf geç kaldığımız, salladığımız için bugün tekrarlamanın yararı olduğunu düşünüyorum. Mekan Bulgaristan, fakat Plevne değil de Sofya. Katılımcılar ise çarlık Rusyası elçileri değil, tantana kopardığımız "Gündem 2000"in kahramanı doğu Avrupa ülkeleri ve AB Komisyonu. Ve inanmak istemeyeceksiniz ama tarafların Rekabet Kurumlarının ikinci toplantısı. rnrn rnrnSenaryo gibi duruyor ama kayıtlardan bir yaprak ne yazık ki. Ankara Antlaşması'ndan beri samimi olduğumuz, Gümrük Birliği'nden sonra göbekten bağlandığımız AB ve yeni yetme, üç gün öncenin kötü çocukları oturmuş ikinci kez Rekabeti konuşuyorlar. Üstelik toplantılar arasında geçen bir yıllık sürede neler olmamış ki Macarlar ve Romenler yeni Rekabet Kanunları mı çıkarmamışlar, Estonya ve Slovenya çıkarmak üzere miymiş, bir önceki toplantıda teorik geçen tartışmalar, Sofya'da tarafların yaptıkları çalışmaların anaizi ve karşılaştırılması haline mi dönüşmüş rnrn rnrnVallahi, ne siz sorun, ne ben söyleyeyim. Bizim bir türlü kullanamadığımız 4054 no'lu yasa bu toplantılardan yaşlı ama daha oraya gönderecek, kolunun altında çalışmalarından oluşan bir portföyü olan, çalışır durumda bir Rekabet Kurumu'muz yok. Aslında yok demek haksızlık olacak, Rekabet Kurulu Ankara'da çalışmalarını olanca hızlarıyla sürüdürüyor, tebliğler yayınlıyor, altyapılarını oluşturmaya çalışıyor, eleman hazırlıyor ve bir yandan da politik baskıyla boğuşuyor, ellerini kollarını bağlamaya çalışanlar ile mücadele ediyor. rnrn rnrnHepimiz biliyoruz ki, çalışmaların sonucunda ekonomide köşebaşlarını tutmuş, arkaları sağlam taşlar yerinden oynayacak ve meydan, üreten, yaratan ve rekabet edenlere kalacaktır. İşte bu görüntü birçoklarını rahatsız ediyor ve uykularını kaçırıyor. Uykusuz geçen gecelerden sonra da soluğu "abileri"nde alıyorlar: "Aman abi şunlara bir göz kulak ol, mazallah bilmedikleri bir işe kalkışırlar, bizi yerimizden ederler...". rnrn rnrnBeyler, bu kafayla gittiğiniz sürece zaten yerinizden edilmeye mahkumsunuz. Ama bunu ya siz külahları önünüze koyup gerçeği görüp, günün şartlarını yerine getirerek yaparsınız, ya da yaptırırlar. Fakat bırakın bu ülke patladı patlayacak ıkınmalarından kurtulsun ve potansiyelinin gerektirdiği şekilde ilerlemeye başlasın. Hep söylüyoruz: "Durup kaybedecek vakit yok, arkamızdakilerin bizim önümüze geçmesini daha fazla seyredemeyiz!".