1 Ocak 1998 günü, birçoklarımız için, her zaman olduğu gibi hem ülke hem de kişisel meselelere yeni yıl vesilesiyle bol bol
"inşallah"lar, "kısmetse"ler, "nasip olursa"lar kattığımız bir gün oldu. rnrn rnrnDoğal olarak bizden artık biraz daha uzakta
olan Avrupa'da, bambaşka bir dönemin başlangıcını müjdeliyordu. Avrupa Birliği'nin kararına göre, artık telekomünikasyon
sektöründe devlet tekelleri kaldırıldı. Sektörde meydan tamamen özel sektöre bırakılmış durumda. Bu arada devasa devlet
kuruluşlarının bir anda çöpe atıldığı izlenimine kapılmamak gerekir. Yapılan, isteyene girişimde bulunma hakkının tanınıması
olarak da özetlenebilir. rnrn rnrnAB'de çalışmalar, şu an için ülkeler arasında mobil veya yerleşik telefon ücretlerinin
incelenmesinde yoğunlaşmış durumda. Bu kampanyanın lokomotifliği görevini üstlenen Komisyon'un makinisti durumundaki, Rekabet'ten
sorumlu üyesi Karel Van Miert, tüm üye ülkelerde yürüttükleri araştırmalarla, ülkeler arası tarifelerdeki farklılıkların ekonomik
gerçeklere mi, yoksa diğer bazı sebeplere mi dayandığını ortaya çıkarmaya çalıştıklarını açıkladı. rnrn rnrnYapılan dedikodulara
göre, telefonlardan sonra sıra hemen internet servis sağlayıcılara gelmekte imiş. Anlaşılan Komisyon, hem kendi girişimleri, hem
de üye ülkelerdeki, yeni kurulan Ulusal Düzenleme Kurumları yoluyla, pazara yeni gireceklerin yolunu açma çalışmalarına başlamış
bile. Avrupalıların, tekelerin hışmına uğramadan rekabet ortamında oluşacak fiyatlarla en ucuz ve en kaliteli hizmeti almasını
amaçlayan bu çalışmalara karşılık, eski devler de pek boş durmuyorlar. Örneğin Fransız ve Alman telekomları çoktan ortak servis
vermeye, "Global One" adı altında başladılar bile. rnrnDönelim bizim köye. Hep merak ederim atasözleri neden kendilerini sürekli
olarak bütün nesillere doğruluklarını onaylatırlar Örneğin "Eski tas eski hamam" sözünü kullanmamak için çok şey verebilirdim. Gel
görki, sayın okuyucu, Türk Telekom olayı yine eski tas eski hamam. Özelleştirme masalıyla canınızı sıkmak istemem, ama
çalışmalarında bu kadar teknolojiyle iç içe olup, bu kadar müşterisinden uzak bir kurum yok. Üstelik kullandıkları teknoloji de
iletişimi arttırmak için var. Kara mizah... rnrn rnrnSayın Bakan, toplantıda açıklıyor "...Dördüncü uydu da gerekebilir..."
hayırlı olsun. Keşke dört değil de yirmi dört tane atsak. İki takıma ayırıp maç yaptırır, iki de hakem dikerdik ortalarına!!! Ben
hala, verilen onca söze rağmen kablolu da istediğim kanalları seyredemeyip, hayatta açmadığım kanallara para öderken, kablo
üzerinden ne radyo, ne stereofonik yayın, ne alışveriş hattı, vs. alamaz iken, İnternet sağlayıcılar, "bırakın biz yapalım" diye
yalvarırken, dünya nelerden söz ediyor. Sağolsunlar, Kablolu TV hakkında bir anket çalışmasına başlamışlar. Sonuçlarını bu binyıla
yetişmesi dileğiyle heyecanla bekliyoruz. rnrn rnrnSayın okuyucu, tüketici hattı gibi bir yazı oldu ama ufak-büyük ayırmadan
birşeylerin üzerine gitmezsek, durumun pek de düzeleceği yok.