Avrupa Topluluğu Adalet Divanı, Avrupa Topluluğu Rekabet Kuralları'nın bankacılık sektörüne uygulanıp uygulanamayacağı konusundaki
tartışmalara, 1981 yılında ATAD'a intikal eden bir davadaki yorumuyla nokta koymuş ve bankaların da rekabet kurallarından muaf
tutulma hayalleri suya düşmüştür. rnrnBu davada davalı tarafın "bankaların toplumun genel ekonomik çıkarları doğrultusunda
hizmetler verdiği, kamu yararını gözeten faaliyetlerinin Kurucu Antlaşma'nın ilgili 90 (2) maddesi kapsamına girdiği ve sektörün
sermaye transferinde oynadığı rolün gözardı edilemeyeceği ve bu sebeplerden dolayı sektöre rekabet kurallarının uygulanmaması
gerektiği" yönündeki görüşü Yüce Divan tarafından kabul görmemiştir. rnrnBu vakada Yüce Divan ise "Her ne kadar bankalar kamu
yararını gözeten ve toplumun genel ekonomik çıkarları doğrultusunda hizmetler verse de, uluslararası sermaye transferlerine
ilişkin faaliyetleri de göz önünde bulundurulduğunda bankacılık sektörünün rekabet kuralları dışında tutulabilmesi için bankaların
rekabeti engelleyici faaliyetlerinin devlet tarafından yapılan düzenlemelerle kendi iradeleri dışında belirleniyor olması
gerekmektedir" hükmüne varmıştır. rnrnİçtihat hukuku göz önünde bulundurulduğunda ise genellikle bankaların; müşterilere
uygulanacak komisyon oranlarının ve bankaların birbirlerine uygulayacağı komisyon oranlarının belirlenmesine yönelik aralarında
yaptıkları anlaşmalar rekabet hukuku çerçevesinde dava konusu olmuş. rnrnAT Komisyonu, müşteriler uygulanacak komisyonların
bankalararası anlaşmalarla belirlenmesinin Topluluk rekabet kurallarının ihlaline daha açık bir uygulama olduğu kanaatine varmış
ve bu doğrultudaki anlaşmalara karşı çok sert yaptırımlar uygulamıştır. Komisyon, Eurocheque International ve Groupement des
Cartes Bancaires CB'ye müşterilere uygulanacak komisyonlara ilişkin rekabeti kısıtlayıcı bir anlaşma yaptıkları için yüklü para
cezaları tahakkuk ettirmiştir. rnrnDiğer taraftan, Komisyon, bankaların birbirlerine uygulayacağı komisyonların bankalararası
anlaşmalarla belirlenmesi uygulamalarına daha ılımlı yaklaştığı ve bu yönde bir çok muafiyet tanıdığı görülmekte. Komisyon, bu
konudaki davaların çoğunda "sözkonusu hizmetlerin ancak bankalararası anlaşmalar yoluyla amacına uygun olarak sağlanabileceğı"
kanısına varmıştır. rnrnSon yıllarda ise bankalararası bir çok ikili anlaşma Komisyon'un onayına sunulmakta ve Komisyon
anlaşmaları olduğu gibi "değiştirmeden" onaylamakta. Ancak bazı anlaşmalara ilişkin şartlı kabul yetkisini kullanarak tarafların;
bölgesel paylaşıma gitme ve aynı sınırlar içerisinde diğer bankalarla benzer nitelikli anlaşmalar yapmama, gibi rekabet etmeme
yükümlülüklerini anlaşmalarından çıkartmalarını şarta bağlamıştır. rnrnKomisyon benzer hassasiyeti bankaların ATM makinalarını
ortak kullanıma açtığı anlaşmalara da göstermiştir. Komisyon, bankaların bu tür işbirliği anlaşmalarına taraf olma kriterlerinin
netleştirilmesi gerekliliği ve bazı bankaların ortak ATM kullanım sistemine dahil edilmemek yoluyla sözkonusu hizmette piyasa
dışına itilme riskiyle karşı karşıya olduğu gerçeğine dikkat çekmiştir. rnrnTürkiye'de yürürlükte olan rekabet mevzuatı da
bankalararası işbirliği anlaşmaları ve ortak ATM kullanım anlaşmalarının Rekabet Kurumu'na bildirilmesini şart koşmaktadır.
rnrnAman dikkat! Rekabet Kurumu'nun teşkilatını oluşturduğunu ilan ettiği 5 Kasım 1997 tarihinden önce gerçekleştirilen ve
Kanun'un 4. maddesi kapsamına giren anlaşmaların bu tarihten başlayarak en geç altı ay içerisinde yani Mayıs başına kadar Kurul'a
mevzuatın öngördüğü formata sadık kalınarak bildirilmesi mecburidir. rnrnAynı şekilde, 5 Kasım 1997 tarihinden sonra
gerçekleştirilen ve Kanun'un 4. maddesi kapsamına giren anlaşmaların da yapıldıkları tarihten itibaren en geç bir ay içerisinde
Kurul'a mevzuatın öngördüğü formata sadık kalınarak bildirilmesi mecburidir.