Kamuoyu, 5 Mart 1998 tarihini Rekabet Bayramı olarak kabul etmiş. Rekabet Kurumu'da bu yönde kendisine ait görkemli toplantı
salonunda güzel bir tören düzenledi. Fevkalade nezih geçen toplantıda altını önemle çizmemiz gereken bazı hususlar var. Bunları
iki ana başlıkta toplamak mümkün. rnrnTürk piyasasını ve Rekabet Kanunu'nu ilgilendiren önemli mesajlar ve Türkiye-AB ilişkilerini
ilgilendiren çok önemli iki gelişme. Bunları iç piyasa ve dış piyasa meseleleri olarak nitelendirebiliriz. rnrnİç piyasa
meselelerine yönelik mesajlarda TBMM Başkanı Sayın Hikmet Çetin, kendi deyimi ile "Yüce Meclis'in Rekabet Kanunu'nun arkasında
olduğunu" bildirdi. Bu gelişme yasanın değiştirilerek Kurum'un özerkliğini ortadan kaldırmak isteyen rekabet kaçaklarına iyi bir
şamar oldu. Devlet Bakanı Prof.Dr.Hikmet Sami Türk ise -zaten kendisi iyi bir rekabet hukuku uzmanıdır- özerk ve bağımsız bir
kurum olan Rekabet Kurumu'nun özelleştirme işinde önemli bir konumunun bulunduğu, kartelleşmenin önlenmesi ve hakim durumu
güçlendirmeye yönelik devralmalarda tek yetkili merci olduğunu vurguladı. Böylelikle işi bilmez bir takım aymazın Rekabet
Kurumu'nu özelleştirme hadisesinin sağlıksız gelişmesine çanak tutmak amacıyla devre dışı bırakma hayalleri de son buldu.
rnrnSanayi ve Ticeret Bakanı Sayın Yalım Erez ise -kendileri zaten işin başından bu yana Kurum'un en büyük destekçisi olmuşlardır-
enflasyonla mücadelede Rekabet Kurumu'nun önemli bir işlevi olduğuna işaret etti ve Rekabet Kurulu Başkanı Sayın Prof.Dr.Aydın
Ayaydın'ı bir yıl içerisinde böylesine muhteşem bir alt yapıyı kurduğu için tebrik etti. Başkan ise mütevazi bir konuşma yaptı,
bugüne kadar yapılan işlerin kısa bir özetiydi. rnrnŞimdi gelelim dış piyasaya yönelik mesajlara, iç piyasa işleri bizim zaten
savunduğumuz ama bir türlü kabul ettiremediğimiz konulardı. Artık görülüyor ki; akl-ı selim tüm siyasi kesimlere hakim oluyor.
rnrnDış piyasalara ilişkin iki önemli gelişme biraz rahatsız edici. Bu mutlu günde Avrupa Birliği Komisyonu Rekabet Genel
Müdürlüğü Uluslararası ilişkiler Dairesi Başkanı Mr.Yves Devellennes de davet edilmiş ve kapsamlı bir konuşma ile Panel'e katıldı.
Şimdi filim başlıyor... Bay Devellennes, kanunumuzu AB'nin iyi incelediğini ve mükemmel olduğunu, Kurum'un çok iyi örgütlendiğini,
kısa zamanda böyle bir gelişmenin beklenmediğini ve Topluluk tarafının bu gelişmeden tamamen tatmin olduğunu bildirdi. Ama! dedi :
iki nokta da büyük eksik var, birincisi Topluluğa taahhütlerinizin başında gelen grup muhafiyeti tebliğlerini yayımlamıyorsunuz ve
sadece iki adedi yürürlüğe girebildi, franchising ve otomobil dağıtımına ilişkin tebliğler, sigortacılık, vb tebliğler neden
çıkartılmıyor diye sordu ve ikinci konu olarak da, yasanız Kurucu Antlaşma'nın 85, 86, 90. maddelerine uyumlu ama yasada 92.
maddeye (devlet yardımları) ilişkin bir husus yok deyiverdi. Şimdi usta şunu diyor; neden AB'de olduğu gibi teşvikler Rekabet
Hukuku kapsamına alınmamış. Birinci eleştiri önemsiz; Kurul, grup muhafiyeti tebliğlerini çıkartır, ne zaman çıkacağına da Kurul
karar verir. Ama ikinicisi yasa işi ve Kurul'un işi değil. rnrnŞimdi gelelim Topluluk lisanında bu resmi zatın ne demek
istediğine. İşte burası çok önemli. Topluluk, bize Rekabet Kanunu'nu etkin olarak çalıştırdıktan bir yıl sonra anti-damping
uygulamalarına son vereceğini bildirmişti. Hatta sonbaharda İstanbul'da Cem Duna'nın düzenlediği Çırağan Oteli'ndeki yine rekabet
hukuku üzerine bir toplantıda DG IV'ün genel müdürü bu hususu teyid etmişti. Beyler dikkat! 5 Kasım 1998 tarihinde Rekabet
Kanunu'nun etkin olarak çalıştırıldığı teyid edilecek. Çünkü Kurum'un ihdasının birinci çalışma yılı dolmuş olacak ve yıllık
raporunda tüm alınan kararlar ve tedbirlerin bilançosu resmen ilan edilecek. Topluluk, bir çok tedbirin de alındığını görünce,
anti-damping uygulamalarını sözü gereği kaldırmak zorunda kalacak. Şimdi arkadaşlar çamura yatıyorlar ve 98 Kasım'ında Siz de
etkin uygulama yok, çünkü grup muhafiyetleri eksik ve zaten bu kanun kapsamına teşvikler alınmamış diyecekler. Bu konuya bugünden
dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Yine Kasım gelince yazmayalım, bakın ben size geçen Mart ayı bunları bu sütunda yazdım
diye...Mesajı anlayacak resmi kişiler salonda mevcuttu. DTM-AB Genel Müdürümüz Münir Yetkin oradaydı, DPT-AB Genel Müdürümüz
Prof.Dr.Tuğrul Arat oradaydı. Bu arada biraz da dedikodu, bu toplantıda uzun yıllardır bu işlere gönül vermiş tüm uzman arkadaşlar
hazır bulundular. Prof.Dr.Haluk Günuğur, Prof.Dr.Tuğrul Arat, Prof.Dr.Nurkut İnan, Doç.Dr.Yılmaz Aslan, Prof.Dr.Nahit Töre
(Nahit'in aynı saat Fakülte'de dersi varmış, kokteyle geldi), M.Akif Ersin ve diğerleri, -ismini unuttuklarım darılmasınlar-
Sayıştay ve Danıştay'ın pek çok yetkilisi, Genel Kurmay'dan iki genç subay ve en önemlisi tüm sektör temsilcileri, ilaçtan beyaz
eşyaya, çimentodan otomotive, hazır bulundular. İşte bir yılın sonu da böyle geçti gitti.