Rekabet Kurulu'nun 57. sayılı Toplantısı'ndan Metro-Migros birleşmesi ile Burda-Hürgüç işlemine izin çıktı. rnrnBu karar öncesinde
kamuoyunun yersiz endişesi, Rekabet Kurulu'nun "işlere mani olmasıydı". Rekabet Kanunu'nun 7. maddesi ile büyük firma ve
gurupların birleşme ve devralma işlemlerini yasaklanan ve yine aynı madde ile Kurul'a bu işlemlere izin vermesine ilişkin yetki
veren hüküm, özel kesimde endişeler oluşturmuştu. rnrn7. maddenin yasak alanına girebileceği halde bu döneme kadar izin verilen
-bildiğimiz kadarıyla- üç önemli işlem bulunuyor. rnrnGeçtiğimiz ay, % 70'ler seviyesinde pazar payına sahip Efes Pilsen Grubu'nun
% 4 seviyesindeki pazar payına sahip Marmara Biracılık'a ait üretim tesislerinin devralınmasına izin çıktı. Kurul buna hayır
diyebilir miydi Tabi ki evet. Ama hayır demedi. Zira Efes mevcut pazar payı ile zaten rekabeti sınırlandırma tehditini oluşturacak
büyüklükte ve Kanun'un 6. maddesiyle her daim muhattap. Ne ilave % 4 Efes'i daha da büyütmeye yetebilir, ne de bu işleme hayır
denirse mevcut tehdit ortadan kaldırılabilir. Fakat bir olgu daha var bu işlemde; Marmara Biracılık'ın pazardan çekilme kararı.
Zaten tesisi kapatmaya karar vermiş Marmara, ama alacak bulamıyor. Kullandığı teşvikler var. Öte yandan Efes, % 4'den çok daha
büyük bir ilave pazar payı elde edebileceği yatırım için müsade almış durumda. Yani büyük bir kaynak israfının arefesi
yaşanmakta. Teşvikler buharlaşırken, yeni teşviklerle aynı konuda yeni yatırım yapılıyor. Kapatanın tesisini diğerine devretmesi,
bir yandan rekabeti etkilemiyor, diğer yandan anlamsız bir israfın oluşmamasına hukuki zemin oluşturuyor. rnrnKimse şaşmasın bu
işleme izin verilmesine. Avrupa Topluluğu'nda bu tip işlemlere bakış açısı şu, "rekabeti önemli ölçüde aksatmaması kaydıyla,
makroekonomik yapıyı destekleyen, kaynakların etkin kullanımını tesis eden veya Topluluk'un rekabet gücünü arttırıcı birleşme ve
devralmalara izin verilir". rnrnBu mantığı Migros-Metro işlemine verilen izinde daha da açık görebiliyoruz. Dış satınalım gücünü
diğer yabancı sermayeli büyük mağazacılık alanındaki rakiplerine nazaran oluşturamayan Migros'un, Türkiye piyasalarında
perakendecilik alanında tecrübe birikimine sahip olmayan Metro ile oluşturacağı ortak girişime izin veriliyor. Migros olarak
anılan mağazalarda bir statü değişikliği oluşmuyor fakat, Migros'un sahip olduğu Şok mağazaları ile Metro Grosmarketlerde Alman
ve Türk şirketler ortaklık kuruyor. Ayrıca üç yeni formatta ihtisas mağazacılığı işine ortaklaşa giriliyor. rnrnRekabet Kurulu
piyasaların gereksinimlerine veya uluslararası rekabetçiliğin tesisine "hayır" dememeyi biliyor. İki şart koşuyor bu süreçte; önce
mevzuata uy ve tüm açıklığı ile işlemini bildir, bu işlem ile rekabeti de sınırlama. Büyüyeceksen büyü, kazanacaksan kazan. Ama
başkalarının büyümelerine veya kazanmalarına mani olmaya çalışıyorsan, orada dur, diyor Kurul verdiği kararlarla. rnrnAvrupa'nın
en büyük dört yayıncılık kuruluşundan Burda Grubu, o dört içerisindeki Doğan Grubun'daki Hür-Güç'ün % 40'ını devralmak istiyor.
Buna neden hayır densin ki. Uluslararası yayıncılık formatını Türkiye'de kökleştirmeyi ve bu tecrübeden yararlanarak hem Avrupa
hem de Türki Cumhuriyetler'deki Türkler arasında iletişim köprüsü kurmayı amaçlayan bir işleme "dur" demenin kime ne faydası
olabilir. Ama önce bildir, varsa bir hata git düzelt diyor. rnrnBildirmeyene de şunu diyor: "İşlemin hukuki niteliği ortadan
kalkar, ele geçirilen her türlü pay veya malvarlığı eski maliklerine iade edilir ve taraflara üzerine bir de para cesası verilir".
rnrnYani esasında şu mesajı veriyor Rekabet Kurulu: "boş yere fobi oluşturmasın bu bildirim işi; Kurul'dan korkma, yasalara
kayıtsız kalmaktan kork". rnrnÖzelleştirme işine yeni bir Anayasa Mahkemesi prangası mı vuruluyor, diye soranlara da benden bir
mesaj: "herkes kendi prangasını kendisi takar".