• Gazete Makaleleri / Finansal Forum Gazetesi

  • Şimdi sıra geldi franşiz anlaşmalarına

  • 5 Mayıs 1998 tarihi geldi geçti. Rekabet Kurulu'na bildirilmesi gereken anlaşmalar, kararlar ve uyumlu eylemleri bildirenler bildirdi, bildirmeyenler cezalarını bekliyorlar. Bu işlemler üzerinde Kurul çalışırken, bir yandan da kamuoyu franşiz sözleşmelerine ilişkin grup muafiyeti tebliğini bekliyor. Bu yeni tebliğin Topluluk hukukundaki biçimini sizlere bilgi edinmeniz için anlatmayı düşünüyorum. rnrnFranşiz, bir işletmenin diğerine, bir malın kendi reçetesine göre üretilmesi veya bakımı hakkını verdiği ve o malın nihai tüketicilere gene kendi markası altında ulaştırılmasına müsaade ettiği, satım, kira, acentalık ve eser sözleşmelerine ilişkin hükümlerin uygulandığı karma bir anlaşmadır. rnrnFranşiz anlaşmaları, ticari marka, işaret ve know-how ile ilgili Fikri Mülkiyet Hakları izinlerini ve malların tedarik ve satınalımlarına ilişkin tarafların karşılıklı yükümlülüklerini kapsamaktadır. Franchise anlaşmaları, franchisor ve franchisee olarak adlandırılan, franchise veren ve alan iki işletme arasında yapılmaktadır. rnrnFranşiz ile amaçlanan; mal ve hizmetlerin toptan ya da perakende veya her iki şekilde nihai kullanıcıya, ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde sunulmasıdır. rnrnFranşiz anlaşmaları, ayrıca üçüncü bir işletme yoluyla yapılan anlaşmaları da kapsamakta ve üçüncü işletme 'Master Franchisor' olarak adlandırılmaktadır. rnrnFranşiz anlaşmaları, mal ve hizmetlerin dağıtım ve tedariğini geliştirmekte ve kısıtlı yatırımlar arasında yeknesak bir ağ kurarak, özellikle küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin yeni rekabetçiler olarak pazara girmelerine olanak sağlamaktadır. Franşiz Veren'in deneyim ve yol gösterici yardımları sayesinde, küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin piyasa rekabet güçleri artmaktadır. rnrnFranşiz ağının homojen yapısı, Franşiz Veren ve Franşiz Alan arasında güçlü ve daimi bir işbirliği sağlayarak, ürün ve hizmet kalitesinin devamını garanti altına almaktadır. Bununla birlikte, Franşiz Alan'lar arasındaki rekabet, tüketiciye, Franşiz ağı içinde kendisi için en avantajlı olanı seçme fırsatı yaratmaktadır. rnrnFranşiz yoluyla dağıtım modeli ilk olarak Amerika Birleşik Devletleri'nde ortaya çıkmıştır. "Franchising" terimi ise eski fransızca "franc" (yetki bahşetmek) kelimesinden gelmektedir. ABD'de isim ve/veya marka hakkı kullanımına ilişkin her türlü ticari ilişki franşiz olarak adlandırılmaktadır; yani terim çok geniş bir alanı kapsamaktadır. Günümüzde franşiz Avrupa Topluluğu üye ülkelerinde sıkça kullanılan bir dağıtım modeli olarak dikkat çekmekle birlikte, ABD'deki genellemenin aksine diğer dağıtım moddelerinden rahatça ayırt edilebilmesini sağlayacak mevzuat düzenlemeleri mevcuttur. Ancak franşiz modeline ilişkin Topluluk'taki mevcut noktaya nasıl gelindiğinin üzerinde durmak gerekmektedir. rnrnTopluluk uygulamalarına baktığımızda, franşiz anlaşmaları önceleri Kurucu Antlaşma'nın 85 ve 86. maddeleri kapsamında mütalaa edilirken, Adalet Divanına intikal eden davalar sonucuna bir grup muafiyeti ihtiyacı doğduğuna kannat getirilmiş ve ortaya 30 Kasım 1988 tarih ve 4087/88 sayılı Franchising anlaşmalarına ilişkin grup muafiyeti Komisyon Tüzüğü çıkmıştır. rnrnAncak, franşiz anlaşmalarına ilişkin grup muafiyeti tüzüğü çıkana kadar bu tip anlaşmalara ilişkin gerek Komisyon'un gerekse de Adalet Divanı'nın almış olduğu kararlar bazı soru işaretlerini de beraberinde getirmekteydi. Ne de olsa bu kararlara dikey dağıtım sistemlerini düzenleyen mevcut mevzuatlar çerçevesinde varılmaktaydı ve ne tek elden dağıtım ne de tek elden satın alma anlaşmalarına ilişkin grup muafiyeti tüzükleri, franşiz gibi, bünyesinde fikri ve sınai mülkiyet hakları ve know-how'lara ilişkin yetki devirleri içeren bir sistemi tam anlamıyla destekleyecek niteliklere haiz değildiler. rnrnBu dönemlerde en çok sorulan soru ise franşiz anlaşmalarının veya bu anlaşmaların içerisindeki bazı hükümlerin 85(1) madde kapsamına girip girmediği; ve şayet giriyorsa bu anlaşmaların dağıtıma ilişkin diğer grup muafiyetlerinden -özellikle de daha benzer hükümler içeren tek elden dağıtım anlaşmalarına ilişkin grup muafiyetinden- faydalanıp faydalanamıyacağı idi. Her ne kadar Franşiz veren teşebbüsler akdettikleri anlaşmaların rekabeti kısıtlamadığını veya kısıtlasalar bile mevcut bir muaffiyetten faydalanabileceklerini iddia ettilerse de Komisyon, bu iddiaları, franşiz anlaşmalarının bir çoğunun, yapıları gereği mevcut Topluluk rekabet mevzuatına aykırı hükümler içereceğini ve bu aykırı hükümlerin de diğer grup muafiyeti tebliğleri vasıtasıyla 85(1) madde hükümlerinden muaf tutulamayacağı gerekçeleriyle dikkate almamıştır. rnrnBununla birlikte, Komisyon'un dikkate aldığı konu ise, franşiz anlaşmalarının grup olarak 85(1) madde hükümlerinden muaf tutulmasına yönelik olarak bu anlaşmaların 85(3) maddedeki şartları yerine getirip getirmediğinin belirlenmesi idi. İşte bütün bu tartışmalara Pronuptia vakası nokta koymuştur. rnrnYarın bu vakaya yer vereceğim.