Hukuk Devleti kaça özelleşir ya da POAŞ özelleşmesi

Finansal Forum'da 26 Haziran günü yazdığım yazıda anlattıklarım bugün Rekabet Kurumu Başkanı'nın basın açıklamasında aynen ortaya çıktı. Yani felaket geldi ve Özelleştirme İdaresi'nin yasaları hiçe saydığı ortaya çıktı. rnrnPOAŞ'ın özelleştirme virajının alınma iradesinin oluşması şüphesiz iyi bir karardı. Devletin pompacılık yapması zaten akıllara ziyandı. rnrnBir Rekabet Kanunu'muz var. Hakim duruma sahip ekonomik birimlerin bu hakimiyetlerini kötüye kullanmalarını yasaklayan, ekonomik birimlerin diğerleriyle birlikte rekabeti sınırlandırmalarına engel olan ve bu olumsuz etkilerin devralma veya birleşmeler ile oluşturulmasını yasaklayan. rnrnYüce Meclis'in çıkardığı bir yasa: 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun. İşte burada bir sorun başlıyor. Devlet'in pompacılığı bırakma sürecinde özelleştirmeden sorumlu kişiler, büyük bir sorumsuzlukla hem alana hem satana pranga oluşturuyor. rnrnGerek 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun, gerekse 4046 Sayılı Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine ilişkin Kanun özelleştirme işleminden önce işlemin rekabet piyasalarındaki durumunun tespiti ve olası bir hakim durum yaratıcı işlemler üzerine Rekabet Kurulu'nun görüşüne başvurulmasını emrediyor. Halböyleyken senin ÖİB, 16 Haziran'da yazdığı yazıyı adi posta ile Kurum'a gönderiyor ve yazı ihale sonuçlandıktan sonra Kurum'a ulaşıyor, bu arada da yazıda ne sorduğu belli değil. Her zaman elden teslim edilen yazılar bu sefer her nedense Türkiye'nin en büyük özelleştirme olayında adi postaya düşüyor. Bu da yetmezmiş gibi 1 Temmuz günü (ihale sonuçlandıktan sonra) faks ile lütfen yollanıyor. rnrnKurul gerekli ve isabetli işlemi yapmıştır. Basından olayın hayat hikayesini takip edebilirsiniz. Benim üzerinde durmak istediğim konu Devlet'in bazı kurumlarının yasaları hiçe sayma alışkanlığı üzerine. Bu Hükümet döneminde bu tür uygulamalara sıkça rastlıyoruz. rnrnHer kim hukuk devletinde yaşadığını unutur, "ben sattım oldu" der, bana kim ne diyebilir babalanmasına girerse, Rekabet Kurulu da Kanun'un gereğini yapar. Yani özelleştirme işlemine hukuki geçerlilik tanımaz. rnrnSonra birileri çıkıp, "Rekabet Kurulu Özelleştirmeye ket vuruyor" der. Bunu diyen de, kanuni yükümlülüğünü özelleştirme direksiyonu başında otururken unutan olur. İşte o zaman da özelleştirmeye ket vuran o şahsın ta kendisidir, yoksa Rekabet Kurumu değil. rnrnBir özelleştirme için kaç bin sayfa çalışma yapılıyor, bir düşünün. Değerleme, verimlilik analizi, falan filan. Neden bunlar yapılıyor Çünkü bunlar yapılmadan olmaz, tıpkı birleşme -devralma müracaat dosyasının Rekabet Kurulu'na usulüne uygun olarak sunulmadan olmayacağı gibi. rnrnRekabet Kurulu her özelleştirmeye yeşil ışık yakmak zorunda da değil. Devlet pompacılık yapmasın diye tekelleşmeye izin verilecek değil her halde. Belki bazı şartlarla izin verecek. Belki tamamen onaylayacak, belki de iptal edecek. Bu, alınan ile alanın konumu ve işlemin rekabet piyasalarına etkisi ile ilgili. Keyfi olarak iptal etmesinden korkanlar, hukuken iptalini zorunlu kılıyorlar. Bu ne biçim bir hukuk anlayışı... rnrnÖzelleştirme Yüksek Kurulu özelleştirmeyi onayladığında devir gerçekleştirilebilecek mi sanki Hayır. Devlet pompacılığı bırakacak, milyar dolar para kazanacak goygoyu ile hukuk devletinin sorumluluklarını da mı özelleştirme torbasına sokacaklar. Kurumları fırsatçılık istimiyle birbirine vurdurmak doğru değildir. rnrnBen sattım oldu, olmuyor. Kendi kendine pranga olup, sonra da suçu başkalarına atmayü yelten, şaka gibi. Bir tarafta yasalar, öbür tarafta milyar dolarlar var. Arada da her ikisine karşı sorumlu olan ÖİB. O zaman sorumluluğunun gereğini yap. Ve unutma ki, Rekabet Kurulu noterlik hizmeti vermeyecek müracaatına. İşlemi inceleyecek, gerekli görürse bazı tedbirlerin alınmasını isteyecektir belki de. rnrnBen yaptım oldu mantığı ile hareket edilse bile, POAŞ'ı devralanlar sonunda gidip yine Rekabet Kurulu'ndan izin almayacaklar mı Kurul'un görüşüne itibar etmeyenlerin ileride yanlış hesaplarının Bağdat'tan dönmesi olası değil mi rnrnAyrıca da işleme ilk itiraz 1 Temmuz 1998'de Kamu İşletmeciliğini Geliştirme Vakfı'dan gelmiş. Kurul çok isabetli bir karar ile bu müracaatı incelemesi sonrasında gündeme alacağını belirtiyor. rnrnBöylesine akıl almaz aymazlık ile nereye kadar gidilebilir rnrnHukuk Devletini çiğneyenler, iki yasayı da hiçe sayanlara yol yakınken öneriyorum. Bu işi bırakın, istifa edin ve en azından şerefinizle bu işten ayrılın. Hayat işte bu kadar basittir.