Seçici dağıtım anlaşmalarına ilişkin bir grup muafiyeti tebliğinin olmayışı, bu tip anlaşmaların kısıtlayıcılık derecelerine
ilişkin kesin hatlarla belirlenmiş bir yaklaşımın ortaya çıkmasını engellemektedir. Her ne kadar mevcut içtihatlar sonucunda
Komisyon ve ATAD'ın seçici dağıtım anlaşmalarına ilişkin yaklaşımları bir dereceye kadar şekillense de, bu tip anlaşmalara
bireysel muafiyet tanınması Komisyon tarafından anlaşmaya konu ürünün yapısının anlaşma içerisindeki kısıtlayıcı hükümlerle
birlikte değerlendirilmesi sonucunda mümkün olabilmektedir. Ancak, her ne kadar yüzeysel olsa da, mevcut Komisyon Kararları ve
Topluluk Rekabet Hukuku, seçici dağıtım anlaşmalarının hangi hükümlerinin bireysel muafiyet alabileceği, hangilerinin de böyle bir
ayrıcalıktan yararlanamıyacağı konusunda aydınlatıcı verileri ortaya koymaktadır. rnrnBireysel muafiyet alınabilecek hükümlere
bakıldığında; seçici dağıtım sistemlerinin ayrılmaz bir parçası olan ve özellikle toptancı seviyesinde büyük önem taşıyan bölgesel
münhasırlık, Kurucu Antlaşma'nın 85 (1) maddesi kapsamına girmektedir. Ancak, toptancılara mutlak bölgesel koruma verilmediği
sürece muafiyet alınması mümkündür. Münhasırlık hükümleri her ne kadar Tek Elden Dağıtım Anlaşmalarına ilişkin Grup Muafiyeti
Tüzüğü ile mümkün olsa da, bu durumda seçici dağıtım anlaşmasının ilgili Tüzük kapsamındaki diğer yükümlülüklere de uyması
gerekmektedir. rnrnNitekim Komisyon'un Junghans Kararı'nda işaret ettiği şekli ile; satıcıların, anlaşma konusu ürünler dışında
hiçbir ürünü veya rakip ürünleri satmamalarına veya sağlayıcıdan onay almadan diğer ürünlerin satışını yapmamalarına yönelik
kısıtlamalar doğrudan bireysel muafiyet alınmasını gerektirmektedir. rnrnDağıtım sistemine dahil olunmasına ilişkin sağlayıcı
tarafından aranan niteliksel şartların somut olarak belirlenmiş olmadığı bir seçici dağıtım sisteminde; sağlayıcının, satıcıların
dağıtım ağı üyesi olmayanlara tedarikte bulunmamasına ilişkin getireceği kısıtlamalara bireysel muafiyet tanınması oldukça güçtür.
Böyle bir kısıtlama, sistemi tek elden dağıtım grup muafiyeti kapsamı dışına da çıkaracaktır; zira böyle bir anlaşma hükmü
satıcıların arz boykotu yapmalarına yol açmaktadır. rnrnSağlayıcı tarafından dağıtıcı teşebbüs sayısının sınırlandırılması ise,
yukarıda da belirtildiği üzere, ancak ve ancak anlaşma konusu ürünün yapısının sağlayıcı ve dağıtıcılar arasında yakın bir
işbirliğinin mevcut olmasını zorunlu kıldığı durumlarda bireysel muafiyet konusu olabilmektedir. rnrnYukarıda belirtilen
kısıtlamalara ek olarak, sağlayıcının satıcılara getirdiği, malların satışını teşvik etme zorunluluğuna ilişkin yükümlülükler,
satıcıların satış ağının kurulmasına katkıda bulunmalarına ilişkin yükümlülükler satıcıların ilgili ürün satışlarında asgari bir
ciro oranına ulaşmalarına, asgari bir miktarda ürün ısmarlamalarına, asgari stok miktarlarını bulundurmalarına, belirli satış
sonrası hizmetleri sunmalarına ve garanti hizmetleri sağlamalarına ve malların tüm çeşitlerini bulundurmalarına ilişkin
yükümlülükler de ilgili anlaşmaların Komisyon tarafından incelemesi sonucunda bireysel muafiyet alabilecek kısıtlamalardır.
rnrnBuna karşılık bireysel muafiyet alınamayack bazı hallerde mevcuttur. Tam bölgesel kısıtlamalar öngören ve sonuç olarak Ortak
Pazar içerisinde bölgesel farklılıklara yol açan hükümlere hiçbir şekilde muafiyet tanınmamaktadır. Dolayısıyla, satıcıların kendi
bölgelerinin dışından gelen taleplere cevap vermemelerine ilişkin bir yükümlülük altına girdikleri anlaşmalara bireysel muafiyet
tanınmamakla birlikte, satıcıların aynı malı bir başka bölgeye veya Üye Ülke'ye gönderirken ek ücret talep etmelerini öngören
anlaşmalar da aynı kapsamda değerlendirilmektedir. rnrnNitekim BMW vakasında, BMW, satıcılarına getirdiği ihracat yasağı nedeniyle
uzun süre muafiyet alamamış, ancak anlaşmaların tadil edilmesi üzerine bireysel muafiyete hak kazanmıştır. Ancak sonrasında
BMW'nin, Belçika'daki merkezi aracılığıyla, yetkili satıcılarına ihracat yapmamalarına yönelik ve özellikle İngiltere'ye
yaptıkları satışları caydırıcı nitelikte bir sirküler niteliğinde bir bildiri yayınlatması, bu olayı Adalet Divanı'na taşımış ve
bu teşebbüsün cezai müeyyidelerle karşılaşması sonucunu doğurmuştur. rnrnBir seçici dağıtım anlaşmasının Rekabet Hukuku'na
uygunluğu, bir ölçüde, sağlayıcı tarafından satıcılara anlaşma konusu mallarla ilgili kendi bölgeleri dışından gelen talepleri de
karşılama imkanı verilmesine bağlıdır. Sağlayıcı tarafından bu durumu engelleyecek herhangi bir tutum, caydırıcı tavırlar ve bu
gibi sebeplerden dolayı tedarikte bulunmayı reddetme yoluna gitmeyen satıcıların sözleşmelerinin iptal edilmesi ve dağıtım
sisteminden ihraç edilmeleri, Komisyon tarafından onaylanmamaktadır. Komisyon bu tip uygulamalara yol açabilecek nitelekteki
anlaşmalara hiçbir şartta bireysel muafiyet tanımamaktadır. rnrnDiğer taraftan, sağlayıcıların, seçici dağıtım sistemine kabul
için koymuş oldukları bütün şartları yerine getiren çok katlı mağazalar ve departman mağazacılığı sistemiyle çalışan büyük alanlı
satış merkezleri gibi modern satış ve dağıtım şekillerini kendi sistemlerinin dışında tutma eğilimleri de, Komisyon tarafından
bireysel muafiyet tanınmasını imkansız kılan uygulamalardandır.