Avrupa Topluluğu'nda Komisyon ve Üye Ülke rekabet otoriteleri arasındaki işbirliğinin işleyişi kapsamında, ilk önce Komisyon'a
intikal eden vakalara ilişkin işbirliği prensiplerini dünkü yazımızda inceledik. Bugün ise önce Üye Ülke rekabet otoritelerinden
birine intikal eden vakalara ilişkin işbirliği prensiplerini işleyiş mekanizmalarını inceleyeceğiz.rnrnİlk önce Milli rekabet
otoritelerine intikal eden vakalar, Topluluk rekabet hukuku kapsamına giren ve Üye Ülke rekabet otoritelerinin kendi
inisiyatifleri doğrultusunda 85(1) ve/veya 86. maddeleri kendi milli rekabet mevzuatları veya Topluluk rekabet mevzuatı (birlikte
veya mümkün değilse sadece kendi milli rekabet mevzuatları) doğrultusunda uygulamaya yönelik olarak ele aldıkları vakalardır. Aynı
şekilde, milli rekabet otoritelerinin Komisyon'dan önce hareket ederek ele aldıkları vakalar da aynı kapsamda
değerlendirilmektedir.rnrnKomisyon, milli rekabet otoritelerinin, Topluluk rekabet kurallarını uygulayarak yürüttükleri vakalara
ilişkin olarak Komisyon'u düzenli bir şekilde bilgilendirmelerini istemektedir. Komisyon'un bu bilgilendirme talebi, Topluluk için
önem taşıyan vakaların tespit edilebilmesi ve bu tip vakalarda milli rekabet mevzuatlarıyla uyumlu ancak Topluluk rekabet
hukukuyla çelişki yaratacak kararların çıkmasının önüne geçilebilmesi amacını taşımaktadır. Bununla birlikte, milli yargı
organlarıyla Komisyon arasındaki işbirliğine benzer bir şekilde, milli rekabet otoriteleri de, yürütmekte oldukları vakalara
ilişkin olarak Komisyon'dan bilgi alabilecekleri gibi, Komisyon tarafından yürütülmekte olan vakalara ilişkin olarak da her türlü
bilgiyi alabilmektedirler. İki taraflı işleyen bu veri alış verişinin bir amacı da, -hangi idari organ tarafından yürütülürse
yürütülsün- mevcut vakalara ilişkin ilgili ürün ve ilgili coğrafi pazar tespitinin ve taraflara ilişkin bilgilerin sağlıklı bir
şekilde belirlenebilmesidir.rnrnMilli rekabet otoriteleriyle Komisyon'un aynı vaka üzerine aynı anda yürüttükleri soruşturmalara
ilişkin olarak da, Topluluk hukukunun üstünlüğü prensibi doğrultusunda, Komisyon, -alacağı karar milli rekabet otoritesinin
alacağı nihai kararın etkilerini azaltıcı nitelikte olsa dahi- Topluluk rekabet kurallarını dikkate alır. Bu durumda, milli
rekabet otoritelerinin, yürütmekte oldukları soruşturmaları Komisyon kararına kadar dondurmalarında ve Komisyon kararını
beklemelerinde fayda vardır. Komisyon da, bu bilinçle, kendi yürütmekte olduğu ve aynı zamanda milli rekabet otoritelerince de
yürütülen vakalara öncelik tanımaktadır.rnrnProsedür itibariyle, milli rekabet otoriteleri, Komisyon tarafından "Topluluk
çıkarlarını ilgilendirmediği gerekçesiyle" geri çevirilen şikayetleri doğrudan ele alabilmektedirler. Bildirimlere ilişkin olarak
ise, milli rekabet otoriteleri tarafından soruşturma kapsamında bulunan bir anlaşmaya ilişkin 85(3) madde kapsamında aynı
anlaşmaya ilişkin muafiyet alınabilmesi için Komisyon'a bildirim yapıldığı durumları incelemekte fayda vardır. Bu tip bildirimler
"tehir amaçlı bildirim" olarak adlandırılmaktadır. Bu kapsama, milli rekabet otoriteleri tarafından ele alınan veya ele alınması
muhtemel vakalara ilişkin olarak Komisyon'un devreye girerek soruşturma açmasını sağlamaya yönelik bildirim veya talepler de
girmektedir. Bir bildirimin tehir amaçlı olup olmadığına, Komisyon'un, ilgili milli rekabet otoritesinin de aynı görüşte olduğunu
teyid etmesi üzerine karar verilir. Ancak bu tip tehir amaçlı bildirimler kötü niyetli de olabilmektedir. Bu tip kötü niyetli
uygulamaların amacı, Komisyon'un devreye sokulması sonucunda milli rekabet otoritelerinin bloke edilmesi ve vakit kazanılmasıdır.
Şayet Komisyon tehir amaçlı bir bildirimin kötü niyetli olduğunu düşünürse, vakaya öncelik tanımamaktadır.