Rekabet Kurulu'nun 16 Ekim 1998 tarihinde TEDAŞ'a bağlı işletmelerin devrine ilişkin verdiği dört şartlı onay Rekabet Hukuku
anlamında teorik açıdan doğru bir karardı. Ancak sonradan Enerji Bakanlığı'ndan aldığı bilgiler ve müzakereler sonucu Kurul,
kararında bazı değişiklikler yapıyor. Bu konuların tam içeriği kamuoyuna detayları ile yansımıyor. Bu da çok doğaldır, Batı'da bu
tip bilgiler sokakta bulunmaz, kamu kuruluşları aralarında görev bölümü yaparak meseleleri hukukuna uygun hallederler. O bakımdan
özellikle basında bir eleştiri yaparken çok dikkati olunması gerekiyor. Rekabet Kurumu'nun özerkliğine gölge düşürecek beyanlardan
ya da siyasi baskılar altında geri adım atıyorlar gibi hamasetten kaçınılması gerekiyor.rnrnRekabet Kurulu 23 Haziran 1999 tarihli
Karar'ında ise serbest fiyat ve paralel tedarik konularındaki şartlarını geri çekiyor.rnrnHer nekadar fiyat rekabeti ve paralel
tedarik rekabet hukukunun vazgeçilmez kavramları olsa da, bir çok vakada bu konularda kamu yararı gözetildiğinde istisnalar
tanındığını biliyoruz.rnrnBenim görüşüme göre de Türkiye'de enerjide serbest fiyat bizim anladığımız fiyat rekabeti sonucunu
doğurmaz; aksine, akla hayale gelmedik madbabazlıklara dönüşebilir. Tüketicilerin kendi bölgeleri dıışından enerji tedariki işi
ise teknik olarak mümkün değil deniyor. Şimdi Türkiye'de teknik olarak ne mümkündür, ne değildir o konuda bir şey söyliyemem ama
teknik olarak neyin mümkün olup olmadığına dair Avrupa Birliği'nde güzel bir vaka olmuş. Ben en iyisi size onu
anlatayım.rnrnTürkiye'deki gelişmelere benzer bir vaka, Komisyon'un Ijsselcentrale Kararı'na 1 konu olmuştur. Bu vakada, elektrik
üreticisi dört Belçika'lı teşebbüs ve bu teşebbüslerin ortak olarak faaliyetlerini yürüttükleri SEP teşebbüsünün, elektrik
tedariğinin güvenli bir şekilde sağlanması için paralel ticaretin engellenmesi gerektiğine ve bunun da, kamu yararı gözönünde
bulundurulduğunda ihlal olarak değerlendirilmemesi gerektiğine yönelik iddiaları Komisyon tarafından geri çevirilmiştir.rnrnÖte
yandan bu tür konularda ATAD'ın yaklaşımı şu şekilde şekillenmektedir: Genel kamu yararının gözetilmesi için bazı teşebbüslere
imtiyazlar verilmesini kabul ederken; bu imtiyazların rekabeti sınırlayıcı ya da tamamen ortadan kaldırıcı hususlarının
çerçevesinin oldukça dar bir anlamda çizilmesini istemekte ve de bu teşebbüslerin mali bağımsızlığının ve ekonomik olarak
yaşayabilirliğinin temin ve tesis edilmiş olmasına özellikle dikkat etmektedir.rnrnAncak aynı Yüce Divan kamu yararına yönelik
hizmet veren teşebbüslerin pazardaki davranışlarının rekabet kurallarına uyumluluğunun tespitinin Üye Ülke milli kurumlarının da
görevi olduğunun altını her zaman çizmiştir.rnrnBu konunun üzerine daha çok mürekkep akacağa benziyor.rnrn rnrn1 Ijsselcentrale
Komisyon Kararı, ATRG, L 28, 1991, s:32