• Gazete Makaleleri / Finansal Forum Gazetesi

  • Uluslararası Rekabet Kurumu'na Doğru (IV)

  • DTÖ çatısı altında gerçekleştirilme şansı en yüksek olan Uluslararası Rekabet Kurulu veya benzer adlı, aynı işlevli bir kurumun kısa veya orta vadede tüm işlevleriyle hayata geçirilmesi pek de olası görülmüyor. Çünkü, böylesine bir oluşumun önünde Ulusal Egemenlik gibi iki ucu keskin bir bıçak bulunmakta.rnrnHer egemen ülkenin kendi kaderini kendinin tayin etmesi olarak da algılanabilen bu kavram gereği, ülkeler başka ülkelerin istekleri ya da çıkarları doğrultusunda Rekabet Hukuku konusunda dışarıdan kaynaklanan olası hükümler veya istekler konusunda kendi çıkarlarına müdahale edilmesini, iç işlerine karışılması olarak algıladıklarından, böylesi uygulamaların önüne geçilmesi ve bu konularda işbirliği yapılması şimdilik üzerinde anlaşma sağlanan birkaç ana başlık dışında pek de olası gözükmemektedir. Katılacak ülkelerin ortak kararlarıyla işletilmesi şart olan yeni kurumun, ilk olarak oluşturulacak bir çalışma grubu yoluyla temel konularda bir rapor hazırlaması ve DTÖ Genel Kurulu'nda kabul görmesiyle uygulamanın ilk aşamasının başlaması öngörülmektedir. Bu çalışmaların dayandırılması gereken dört nokta bulunmaktadır:rnrnÖncelikle her ülkenin kendi iç mevzuatlarında Rekabet Kanunu'na yer vermeleri ve de bu kanunun etkin bir şekilde uygulanması için gerekli tedbirlerin alınmasını sağlamaları gerekmektedir. Bu kanunun şirketlerin işleyişinin haksız rekabete yolaçmadan gerçekleşmesi yolunda, Hakim durumun kötüye kullanılmasına karşı, gerektiğinde uygun soruşturma ve yaptırım mekanizmalarının kullanılmasını mümkün kıldıran hükümler içermesi başlangıç için oldukça faydalı olacaktır. Dikkat edilmesi gereken husus, ihtisas mahkemelerinin işlerliğini sağlamak ve kanunları eşit, saydam ve de ayrımcı olmayan bir yapıya kavuşturulması gerekliliğidir.rnrnMevzuatlarda yer alacak rekabeti düzenleyici hükümlerin, ülkeden ülkeye büyük farklılıklar göstermemesi, tersine paralel bir çizgide ilerlemesi tercih edilmelidir. Oluşturulacak benzer kanunlar sayesinde, her şirket Dünya'nın her yerinde benzer uygulamayla karşılaşacağından ve yapısını bu çerçevede şekillendireceğinden, haksız uygulamaların Dünya'da izlenmesi ve bu çeşit etkinliklerin önüne geçilmesi kolaylaşacaktır. Dolayısıyla ticarette daha da hızlı bir gelişme gözlenmesi sürpriz olmayacaktır.rnrnBir başka önemli husus ise, Rekabet Hukuku'nun işlemesinden sorumlu yetkili merciler arası uluslararası işbirliği ve yardımlaşmanın sağlanması gerekmektedir. Çokuluslu şirketlerin Dünya ekonomisindeki çok önemli yeri ve üretimin ana kalemlerini oluşturan işgücü, hammadde, enerji, teknoloji, know-how gibi konular gözönüne alındığında, Dünya'daki üretimin nekadar yayıldığı ve bunun sonucunda yapılması düşünülen soruşturmaların ve anketlerin bir ülkenin sınırlarıyla kısıtlanmasının getireceği etkisizlik ve sonuçsuzluk durumu gayet açıktır. Bu yüzden, yetkili mercilerin beraber çalışmaları, gerekli konularda bilgi alışverişi ve ortak soruşturmaya gitme gibi işbirliği önlemlerin de hayata geçirilmesi gerekmektedir. Daha önceleri ülkeler arasında yapılan ikili anlaşmalar ve OECD çalışmaları bu konuda başlangıç için gerekli olan altyapıyı oluşturmaktadır.rnrnSon olarak da, İhtilafların çözümü konusunda, DTÖ'nün sahip olduğu doğal işleve ek olarak, bir de rekabet nedeniyle doğacak ihtilafların çözümü içinde bir organ oluşturulması gerekmektedir. Önceleri ülke mevzuatlarının içeriğini ve yapılan soruşturmalarla uğraşacak bu organ zamanla bir üst kurum yapısına büründürülecektir. Bu organa özel kişilerin başvurmasına raporda yer verilmemektedir. Buradaki anafikir çalışmaların düzenli olarak ilerlemesine ve geriye dönüşün olmamasına dayanmaktadır.rnrnTicaretle uğraşan her ülke için -yaklaşık olarak bütün Dünya-, yararlı olacağı açık olan bu uygulamaya katılmak, bir ülkenin kendi çıkarlarını savunmanın en uygun yolu olduğu açıktır. Ama bazı konularda altyapının tamamlanması bunun ön koşuludur. Çünkü soruşturmalar sırasında gereken sektörel veya firma yapılarına ilişkin bilgiler ve bunun gibi birçok konuda, elde başvurulunabilecek kuruluşların, bilgi bankalarının veya araştırma kuruluşlarının bulunması gerekmektedir. Yoksa yapılan soruşturma bir varsayımdan öteye gidemeyeceği için hiç beklenmeyen etkiler doğurabilir.rnrnGörüldüğü üzere ilk zamanlar yalnızca gelişmiş ve bazı gelişmekte olan ülkeler uygulamada yer alabileceklerdir.rnrnGelişmekte olan ülkeler açısından bakıldığında, kendi şirketlerinin maruz kaldığı, bazı çokuluslu şirketler tarafından uygulanan haksız rekabet ülke ekonomilerinde çok derin yaralar açmaktadır, işte bu yüzden gelişmekte olan ülkeler, rekabet konusunda artan bir ilgi göstermektedirler. 1980 yılında bu amaçla UNCTAD tarafından çıkartılan Rekabetle ilgili hükümler daha önce sözü edilen nedenlerden dolayı etkili olamamıştı. Adı geçen çalışmanın eksikliklerini de tamamlama şansına sahip olan yeni uygulama, gelişmekte olan ülkelerin en çok yakındıkları ihracat kısıtlamaları, kotalar, tarife dışı engeller gibi konularda kendi lehlerine bazı sonuçlar ortaya koyabilir. Gelişmekte olan ülkeler, çeşitli teknik imkansızlıklar nedeniyle hemen uygulamaya dahil olamasalar da, küresel boyutta gerçekleşecek etkin kontrol mekanizması ve ticaret hacminin artması sayesinde gelirlerinde artış yaşayacaktırlar. Fakat onları bekleyen sorun, iç pazarlarını yüksek korumayla güvence altına almaya çalışan ülkelerin bu uygulamalardan vazgeçmeleri sonucu ortaya çıkacak pazar dengelerinin bozulması olacaktır.