Rekabet Kurulu'nun bazı ölçekteki rekabet ihlalleri ile ilgilenmek istememesi üzerine Avrupa'dakine benzer bir düzenleme getirme
arzusu bulunduğu bir süredir biliniyor. 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un bazı hukukçulara göre böyle bir
uygulamaya cevaz vermediği, bazı iktisatçılara göre de bu uygulama sayesinde gerçek rekabet ihlallerinin üzerine daha güçlü
gidilebileceği ve Kurum'un rekabet piyasalarının izlenmesinde daha etkili olacağı savı tartışıladursun, biz dün Avrupa Birliği
uygulamasını anlatmaya başlamıştık. Bugün de devam ediyoruz.rnrnAvrupa Birliği'nde bugün için yürürlükte olan uygulamaya göre:
Tarafların anlaşmaya konu mal ve hizmetlerinin, Topluluk'taki ilgili mal ve hizmet pazarı içerisindeki payının yatay anlaşmalarda
% 5'den, dikey anlaşmalarda % 10'dan; yatay-dikey karışımı ya da herhangi bir kategoriye girmeyen anlaşmalarda yine % 5'den küçük
olması, ilgili teşebbüslerin de minimis kuralı kapsamında değerlendirilmeleri için yeterli görülmektedir.rnrnAyrıca, ATAD ve
Komisyon, yukarıda tanımlanan hesaplama tekniğine, Ulusal Rekabet Kurumları'nın da milli mevzuatlarına ilişkin uygulamalarında
aynen uymaları konusunda hashas davranmaktadır.rnrnÖte yandan, de minimis kuralına ilişkin ilginç bir vakadan söz etmekte yarar
vardır. Komisyon; Industrieverbant Solnhofener Natursteiplatten Kararı'nda, Azımsanabilir Nitelikteki Anlaşmalar Üzerine Duyuru'da
belirtilen nicel eşikler aşılmamasına rağmen konuyu Kurucu Antlaşma'nın 85 (1) maddesi çerçevesinde değerlendirmiş ancak ilgili
tarafa her hangi bir para cezası uygulamamıştır.rnrnBunun yanısıra Komisyon'a göre; ilgili pazarda, rekabetin, bir çok teşebbüsün
kümülatif olarak değerlendirilen paralel anlaşmalarının etkisi sonucu bozulması sözkonusu ise Azımsanabilir Nitelikteki Anlaşmalar
Üzerine Duyuru uygulanmayabilirrnrnİşte Rekabet Kurulu'nun şayet böyle bir niyeti varsa burada anlattıklarımı iyice kavrayıp,
Topluluk uygulamalarını inceleyip ve 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un cevaz verdiği ölçüde davranması
gerekmektedir.