Merak ediyorum acaba Tekel Kanunu neden değiştirildi, onca zamandır Meclis Komisyonları'nda süründükten sonra çıkarılan Kanun'un
eskisinden bir farkı yok, getirilen tek olumlu unsur milli içkimiz olan rakı'nın tescil edilmesinin yolunun açılması. Böylece
Yunanlılar gibi açıkgözler dünyayı rakı bizim içkimiz diye kandıramayacaklar üstelik Rakının kalitesinin kaybolmaması da
sağlanacak. Ancak eğer Türkiye'de içki sektörünün gelişmesi isteniyorsa tekelciliğin önü artık kapanmalı ve girişimcilere yol
verilmelidir. Hürriyet Gazetesi yazarı sayın Tuğrul Şavkay uzun süredir bu konu hakkında çok değerli yazılar yazıyor ve ben de
konunun ayrıntılarını ondan öğreniyorum. Yazarın hem küçük üreticilerin piyasaya çeşitlilik getireceği fikrine hem de yasada
yapılan değişikliğin göstermelik olduğu fikrine katılıyorum. Tuğrul Şavkay'ın bir yazısından alıntı yapmak istiyorum, kendisi bir
gourmet olarak konuya daha duyarlı, bense konuyla daha çok rekabet hukukçusu olarak ilgileniyorum: Mesela 'ithalatçı firmaların
ülke genelinde, kuruluş yeri nerede olursa olsun, her satıcının sipariş verdiği ürünleri yerinde teslim etmeleri' diye bir fıkra
var. Bunun anlamı, ithalatçı firmalara Türkiye genelinde müthiş büyük ve bir o kadar da gereksiz bayilik teşkilatı kurma
zorunluğu. Şampanya ithal eden bir firma, Kars'ta ve Hakkari'de niye bayı bulundursun Bir başka dikkat çeken nokta, içki
üretiminde 'entegre tesis' kurma şartı. Burada deyim doğru kullanılmışsa bağından taktir mahalline, oradan da şişelemeye kadar dev
bir yapı öneriliyor. Oysa bunun mantıki hiçbir gerekliliği yok. Varsa, biri açıklasın da anlayalım.rnrnBenim konu ile ilgilenmem
çok sevdiğim bir fransız likörünü Türkiye'ye getirip getiremeyeceğimi araştırmamla başlamıştı. Cassis de Dijon adlı bu likörü
ithal edip edemeyeceğimi araştırırken Tekel Kanunu'nun ne kadar çarpık düzenlendiğini anladım çünkü Türkiye'ye böyle bir ithalatı
yapmak mümkün değildi. Yapılan yasa değişikliğinden sonra da ancak yurtçapında faaliyet gösteren bir dağıtım ağı kurmam ya da
üretim yapmak için entegre bir tesis kurup her iki ihtimalde de yılda en az bir milyon şişe tüketim garantisi vermem gerekiyor.
Yeni Tekel Kanunu Gümrük Birliği'nden kaynaklanan zorunluluklarımızı bir kurnazlık mantığı ile yerine getirmiş göstermemizi
sağlıyor. Oysa ortada bir gerçek var bu derece büyük miktarlarda üretim ve ithalat yapabilecek içki firmaları belli, Tekel'in
bırakmaya hiç de niyetli olmadığı iştah kabartıcı pazar bir kaç monopolün eline bırakılıyor. Yarın öbür gün Tekel'i de bunlardan
birisine ucuza satıverecekler, ondan sonra vatandaş çeksin sıkıntısını. rnrnDaha önce de yazdım bağımsız bir Rekabet Kurumu
bulunan bir ülkenin ismi bile Tekel olan bir kamu işletmesine sahip olması utanç verici. Halkımızın Tekel'den bir fayda değil
zarar gördüğünü düşünüyorum. Siz eğer yılda bir milyon şişe tüketimi garanti edemezseniz mallarınızın fiyatlandırması, satış ve
dağıtımı Tekel tarafından yapılıyor. Böylesine büyük, verimli ve istikrarlı bir pazarın nasıl serbest piyasa kurallarına bu kadar
aykırı hükümlerle ve bu derece verimsiz yönetilebildiğine şaşıyorum.