Kılavuz kaptanların ve römorkörlerin kaza anında herhangi bir sorumlulukları da olmadığı ve günümüzde birçok geminin sahip olduğu
teknolojinin bu tür hizmetleri gereksiz kıldığı düşünüldüğünde, fiili tekel durumu kaldırılması gerektiği ve tüketicilere
istedikleri hizmet sağlayıcı ile çalışma olanağı tanınması gerektiği görülmektedir. lleyen Yönetmeliğin, çağın gereklerine uygun
olarak düzenlenmesi gerektiği düşünülmüş ve ilgili Bakanlık sektörden gelen bu isteği değerlendirmişti. Ancak, yakın zamanda
çıkarılan yeni Kılavuzluk ve Römorkaj Hizmetleri Teşkilatları Hakkında Yönetmelik Taslağı da eskisinden farklı değildir.
rnrnTaslak metinde, aynı kılavuzluk/römorkaj teşkilatı bölgesinde, bölgenin özellikleri dikkate alınarak birden fazla kuruluşun
faaliyet göstereceği açıkça belirtilmemiştir. Yönetmelik Taslağı, kılavuzluk ve römorkaj işlerini birbirlerinden ayıracak ve bu
işlerden herbirinin birden fazla teşebbüs tarafından verilebileceğini açıkça ifade edecek şekilde değiştirilmelidir. Ayrıca,
yönetmeliğin son halini alması aşamasında, Rekabet Kurumu'nun da görüşlerinin alınması ve kılavuzluk ve römorkaj hizmetleri gibi
liman hizmetlerinin Avrupa Birliği'ndeki uygulamalara paralel olarak rekabete açılması gerekmektedir. rnrnRekabet Kurumu'na İzmit
Limanı'nda kılavuz kaptanların kurdukları teşkilat ile rekabeti ortadan kaldırdıkları ve fiili tekel yarattıklarına dair yapılan
şikayetten sonra her ne kadar Rekabet Kurumu'nun ilgili mesleki dairesinin olumlu görüşüne rağmen, Rekabet Kurulu durumun
yönetmelikten kaynaklandığını öne sürerek soruşturma açmaktan kaçınmışsa da konuya ilişkin mevzuatta yapılması gerekli olabilecek
değişiklikler hususunda inceleme yapılmasına karar verildiği açıklamıştı. Oysa geçen zaman zarfında bu konuda herhangi bir
ilerleme kaydedilmediği ve bu sefer de Çanakkale ve İstanbul Boğazları'nda kılavuzluk hizmetleri vermek üzere tüm kılavuz
kaptanların aynı çatı altında toplanıp oluşturdukları şirket vasıtası ile rekabeti ortadan kaldırmaya çalıştıkları
gözlemlenmektedir. rnrnRekabet Kurulu, İzmit Limanı'ndaki rekabet ihlallerine ve tekele sessiz kalmasının ardından, Boğazlar için
de aynı tutumunu sürdürecek midir, bilemiyoruz. Ancak belirtmek gerekir ki; kılavuz kaptanlarının birleşerek liman hizmetleri
pazarını rekabete kapatmaları artık denizcilik sektörü için alışıldık bir durum olmuştur, hatta bir teammüle dönüşmektedir.
Türkiye'de rekabetin tesisinden sorumlu Rekabet Kurulu'nun ülke ekonomisi için hayati önemi haiz limancılık sektörünün sorunları
ile daha çok ilgilenmesi ve limanlarda rekabetin tesisini sağlaması beklenirdi, hatta bu görevini re'sen gerçekleştirmeliydi. Oysa
gelinen noktada yapılan şikayet başvuruları Rekabet Kanunu kapsamında bulunmamakta, rekabet ihlalleri ise ses çıkarılmadığı için
artmakta, yayılmaktadır. rnrnRekabet Kurulu'nun bu davranışının arkasında ne olduğunu anlamakta güçlük çekmekteyim.