Dün yayınlanan AB Komisyonunun İlerleme Raporunda Rekabet Kurulu ve rekabet politikalarından övgü ile söz ediliyor. rnRaporda
özellikle Türkiye'nin son ilerleme rapordan bu yana rekabet hukuku alanında büyük gelişme sarfettiği; Birlik mevzuatı ve Gümrük
Birliği mevzuatına uyumlu bir rekabet kanununa sahip olduğunu ve ikincil mevzuatı da özellikle grup muafiyetleri tebliğlerini
hayata geçirdiğine değiniliyor. rnAncak, tüm bu ilerlemelere rağmen, devlet yardımlarına ilişkin mevzuat çalışmaları ve yaptırım
mekanizmalarının oluşturulması hususlarında hiçbir ilerleme kaydedemediğinin de altı çiziliyor. Rapor, Haziran 2001 tarihinde
devlet yardımlarının bağımsız bir kurum tarafından onaylanması ve takibine ilişkin düzenlemelerin en geç 1 Ocak 2003 tarihinde
tamamlanacağının karara bağlandığını ifade ediyor. Halbuki bu tarihin Haziran 2002 şeklinde değiştirilmesi Türkiye'nin
menfaatinedir. Ancak bu konuda Kurul üzerine düşeni zorla da olsa yaptı. Şimdi top Hükümet ve TBMM'de.rnÖte yandan Rekabet Kurulu
hakkındaki bazı önemli eleştiriler de var. Bardağın boş tarafı üzerine konuşmasını pek sevmem, ancak burada Komisyon'un bazı
eleştirilerine katılmamak mümkün değil. Öncelikle Kurum'un soruşturmalarda teknik kalitesini yükseltmesi gerektiğinin altı
çiziliyor. İkinci önemli konu ise Rekabet Kurulu'nun KİT'lerin, özel haklarla donatılmış kuruluşların ve devlet tekellerinin
üzerine gidememesi. Komisyon'a göre Rekabet Otoritesi'nin kamu teşebbüslerinin rekabet ihlalleri üzerine durumunu açıklığa
kavuşturması gerekiyor. Bu konuyu Komisyon'dan önce bu sütünda defalarca yazdım. Devlet eliyle yaratılmış özel tekellerin örneğin
denizcilik alanında rekabet gücümüzü ortadan kaldırmasına Rekabet Kurulu'nun seyirci kalması, kimi KİT'lerin Rekabet Kurulu eliyle
görünmez bir muafiyet tılsımıyla şerbetlenmesi, falan filan Yani bizim için yeni bir şey yok ama Avrupa Birliği de artık durumun
farkına varmış. rnBunun dışında İlerleme Raporu TEKEL'in hala dağıtılmamış olduğundan da söz ediyor ancak bu Rekabet Kurulu'nu
ilgilendiren bir konu değil. Türkiye'nin teşviklerin envanteri ile bir dizi işlemi yapması gerektiği vurgulanıyor, bu da Kurul'un
işi değil ancak rekabete ilişkin başlığın altında yer alıyor. Özetle Komisyon'un Rekabet Kurulu'nun çalışmalarına bakışı genel
olarak olumlu. Bunları niye yazıyorum, çünkü her kurum Rekabet Kurulu gibi üzerine düşeni yapsa bu ilerleme raporları daha iyi
çıkar diye düşünüyorum. Demek ki geçen yıl Rekabet Kurumu üzerine düşeni yapmış. Maaşına hadi zammı hak ettin şimdi işte.