Avrupa Birliği işlerinden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz son dönemlerde ilişkilerimizi fevkalade iyi geliştiriyor, hele
2002'nin ilk çeyreğinin uyum yasalarında atılım dönemi olacağı üzerine Hükümet'in vardığı mutabakat bu yönde mükemmel bir dönemi
başlatacağa benziyor.rnAncak çok önemli bir konu yine unutulmaya yüz tuttu. Bu konu Devlet Yardımlarının Rekabet Kurulu'na
bağlanma işidir. Halbuki bu konu AB'nin üzerinde dikkatle durduğu bir husustur. rnİstanbul milletveki Prof.Dr.Aydın Ayaydın
TBMM'ne bir yasa teklifi verdi. Ayrıca Rekabet Kurulu yaz ayları boyunca titiz bir çalışma ile benzer bir teklifi hazırladı.
Aslında teklifleri kimin hazırladığının bir önemi yok, çünkü kim hazırlarsa hazırlasın AB'nin yönetmeliğini esas alacak.rnMesit
Yılmaz'a bu açık mektubu yazmamdaki amaç, devlet yardımlarının izlenme ve denetlenme işi için kamunun bazı birimlerinin Rekabet
Kurulu dışında ayrı bir teşkilatlanma önererek, bugünkü teşvik uygulamadaki olumsuzlukları oraya da taşıma gayretidir. rnDevlet
yardımlarının izlenme ve denetlenme işi idari ve mali özerliği haiz bir kurum tarafından yapılması nasıl zorunlu ise; geçmişte
gerek Hazine'de, gerek DPT'de bu konularda çalışmış kişilerin de bu yeni oluşum içinde yer almaması gerekliliğidir. Çünkü artık
teşvik işleri eski alışkanlıkların terk edildiği bir anlayışla yapılacaktır. Bu nedenle devlet yardımlarının denetimi için idari
ve mali özerkliği bulunan Rekabet Kurumu görevlendirilmelidir. Esasen Türkiye AB tam üye olmayı hedeflediğinden ve tam üyelik
gerçekleştiğinde bu denetimin AB Komisyonu'na geçeceği düşünüldüğünde geçici nitelikte yeni bir kurum ihdas etmenin ülke
kaynaklarını israf etmek anlamı taşıyacağı kuşkusuzdur. Nitekim halihazırdaki idari örgütlenmede bu yapıda kurulmuş ve dört buçuk
yıldır görev gören ve rüşvetin, adam kayırmanın giremediği Rekabet Kurulu mevcuttur.rnKurumlar arası taassubu bir kenara bırakıp
hızla devlet yardımlarının izlenmesi ve denetlenmesi hakkında kanunun çıkartılması gerekmektedir. İhale yasasından bile bu yasa
daha önemlidir. Zira siz teşvikleri doğru dürüst düzenleyemezseniz, düşünülen yapısal reformların başarı şansı yok gibidir. Ayrıca
bildiğiniz gibi AB Komisyonu'nun beklentisi de budur.