Avrupa Birliği Komisyonu'nun önemli yetkilerinden biridir Avrupa'daki şirkaetlerarası birleşme ve devralma işlemlerine izin
vermek. Belli büyüklükteki işlemler için alınan bu izinler için çok detaylı bir bildirim yapılır ve şayet Komisyon işlemin rekabet
kurallarına aykırı olmadığı sonucuna varırsa anılan işleme izin verir. Tabii aksi durumlarda da son derece önemli yaptırımları
vardır. Bu yaptırımlar hisselerin işlem öncesindeki sahiplerine geri iade edilmesine yani işlemin bozulmasına kadar gider. Avrupa
Birliği'ndeki sistemin bir benzeri de Türkiye'de mevcuttur. Türkiye'de de Rekabet Kurumu'ndan izin alınması gereken işlemler için
başvuru yapılır ve Rekabet Kurulu nihai kararını vererek işleme şartlı / şartsız izin verir veya bozar. rnAslında her ne kadar
belli kriterlere ve değerlendirme usullerine dayalı olsa da birleşme ve devralma işlemlerinin onaylanması aşamasında hatalar
yapılabilmekte. Bunların başında ilgili ürün tespiti ve etkilenen pazar analizleri gelmekte. Bu tespit ve analizler doğru
yapılmadığı taktirde ise izin için başvurulan ve fakat aslında izin verilmemesi gereken bir işlemin hayata geçmesi mümkündür. Bu
durumda anılan işlemin hakim durum yaratması veya mevcut bir hakim durumu güçlendirmesi kaçınılmazdır. Birleşme ve devralma
işlemlerinin değerlendirmesi başlıca iki sebepten ötürü hatalı yapılır. Bunların ilki, değerlendirmeyi yapacak rekabet otoritesine
eksik veya yahnıltıcı bilgi verilmesidir. Bu bir suçtur ve rekabet kuralları gereği gerek AB ülkelerinde gerekse de Ülkemizde ceza
gerektirir. Hataya sebebiyet veren ikinci faktör ise rekabet otoritelerinin işlemi değerlendirirken ilgili pazar analizlerinde,
dolayısıyla etkilenen pazar ve örtüşen pazarların tespitinde hata yapmalarıdır. İlgili pazar, yani ilgili ürün ve ilgili coğrafi
pazar tespiti kadar önemli olan bir diğer husus da eşik ve ciro hesaplamalarında dikkate alınacak işlem taraflarının tespitinin
doğru yapılmasıdır. rnBirleşme ve devralma işlemlerinin değerlendirmesinde yapılacak temel hatalar domino etkisi yaparak tüm
başvuruyu etkiler. Tarafların yanlış tespiti belki de hiç bildirilmemesi gereken bir işlem için başvurulması sonucunu dahi
doğurabilir. Burada en önemlisi hatanın kim tarafından yapıldığıdır. Hata şayet işlem taraflarından kaynaklanıyorsa büyük
ihtimalle rekabet otoriteleri bunu tespit eder. Bu, taraflara zaman ve para kaybettirir. Nitekim, izin alınmadan işlemlerin
kapatılması da ayrı bir suçtur. Büyük paraların sözkonusu olduğu birleşme devralma işlemlerinin bir iki gün gecikmesi dahi
devreden taraflar için büyük maliyetler doğurabilir. rnAncak, esas fiyasko hataların rekabet otoriteleri tarafından yapıldığı
işlemlerdedir. İşte yarınki yazımda da bu konuya değineceğim ve AB Komisyonu'nun sadece 2002 yılında yaptığı vahim hatalara ve
bunun rekabet hukuku camiasında yarattığı isyanlara yer vereceğim.