5.3. Yasa'nın 6. Maddesi'nin c bendi, yine dikey yapılanma içerisinde hakim konumdaki
işletmenin alıcılarına karşı hakim durumlarını kötüye kullanarak yaratabileceği haksız rekabet unsuru olan iki temel fiili
yasaklamaktadır. Bu fiiller, bir mal veya hizmetin alımını bir başka mal veya hizmetin alınması şartına bağlanması, ya da teşhir
ve sair şartlara bağlanması ve bir malın asgari satış fiyatının yeniden satıcıya (toptancı/toptancı-bayi/bayi) tedarikçi firma
tarafından empoze edilmesidir.Â
Bir önceki maddede vurgulandığı gibi, ana firmaların rekabet güçlerinin Türkiye piyasalarına KOBİ niteliğindeki toptancı ve
bayiler ile yaygınlaşabilmesi ile doğru orantılı olduğu bilinmektedir. Özellikle hakim durumdaki işletmelerin stok seviyelerinin
çok üzerindeki bir stok haddi, söz konusu KOBİ nitelikli dağıtıcı firmaların mülkiyetindedir. Bu durumun temel nedenlerinden
birinin, ana firmalar tarafından satılan ürünlerin alımına, sallama mal olarak tabir edilen ve satışa konu olmayan bir malın da
alımının şart koşulması olduğu bilinmektedir. Bu marifetle ana firmaların satış yaptıkları alıcılarına talep edilmeyen malın ya da
lansmanı yapılan bir yeni ürünün satınalımını zorlamaları yasaklanmıştır.Â
KOBİ niteliğindeki toptancı ve bayilerin ortalama stok miktarlarının yıllık performansa oranla ulaştığı seviyenin ana firmalara
oranla çok yüksek olmasının yanında, bir de stok devir hızlarına göre ürün grupları tasnif edildiğinde, bazı ürünlerin
çakılı ürün-demirbaş ürün niteliğinde bulunduğu ve stok devir hızının yıllarla ifade edildiği bilinmektedir. Bu ürünlere
dikkat edildiğinde çoğunluğunun yanlış mübaya ile temin edilmesinin çok ötesinde, ana firmalar tarafından sallama mal
niteliğinde, stok devir hızı yüksek olan bir malın satınalımına şart koşulmuş mallar olduğu bilinmektedir. Yaz aylarında artan
küçük ekran televizyon satışlarında beş adet küçük ekran alanın bir adet büyük ekran satınalımının promosyonlar ile
zorlanması, aksi halde paket dışında tek satış fiyatının daha da yüksek tutulması; ya da yaz aylarında artan klima ve buzdolabı
alımlarına fırın, soba, ocak gibi malların ilavesi yasaklanmaktadır.Â
Dayanıklı tüketim mallarının yanında, ilaç, kuru gıda, temizlik müstahzarlarında bu haksız rekabet uygulamasının Türkiye'deki
yoğunluğu düşÃ¼nüldüğünde, ilgili maddenin ana firma ve dağıtım şirketlerini doğru bir üretim planlamasına zorlayacağı,
bununla birlikte toptancı ve bayi niteliğindeki yeniden satıcı konumunda bulunan KOBİ'lerin sermaye akışlarını ve finansman
sistemlerini rahatlatacağı düşÃ¼nülmektedir.Â
İlgili maddenin c bendinde yer alan bir diğer önemli hüküm, yeniden satıcı konumundaki işletmelerin satış fiyatlarının ve diğer
satış şartlarının hakim durumdaki ana firmalarca tespit edilmesinin yasaklanmasıdır.Â
Serbest piyasa ekonomisinin serbest rekabet kuralları, kar hadlerinin mülkiyet sahibi tarafından belirlenmesini ön görmektedir.
Rekabet Kanunu da, bir mal veya hizmetin yeniden satış şartlarını, yalnızca o malı satın alan tarafından tespit edilmesini ve
tedarikçi konumundaki işletme tarafından bu şartlara müdahele edilmemesini öngörmektedir. Bu durumun açık ifadesi, hakim
konumdaki işletmenin üretimi ve arz miktarı ile şekillenen piyasalarda, ana firma niteliğindeki teşebbüsün yeniden satıcısı
tarafından uygulanacak satış fiyatlarına, hakim durumunu kötüye kullanarak asgari seviye belirlemesinin yasaklanmasıdır.Â
Türkiye'de hakim konumda bulundukları düşÃ¼nülen bir çok hammadde üreticisi, ithalatçısı ya da dayanıklı veya dayanıksız mal
üreticisi işletmenin piyasa satış fiyatlarını veya bayi/toptancı kar marjlarını belirlemekte olduğu düşÃ¼nüldüğünde, ilgili
maddenin piyasalara yeni bir yapılanmayı beraberinde getireceği görülmektedir. Özellikle yasaklanan bu fiillerin ana
firma-bayi/toptancı arasında aktedilen sözleşmelerde yer aldığı ve yeniden satıcının belirlenen kar marjı ya da fiyatın altında
toptan veya perakende satış yapmasının cezai şart olarak hükme bağlanmış olduğu düşÃ¼nüldüğünde, kanuna aykırı sözleşmenin
hükümsüzlüğü ve Rekabet Kanunu'nun 56. Maddesi'nin bu yöndeki açık hükmü dahilinde, hakim durumdaki işletmeler ile tüm
yeniden satıcıları arasında akdedilmiş olan sözleşmelerin hükümsüz olduğunu göstermektedir. Ayrıca ilgili yeniden satış
şartlarının ana firmalarca belirlenmesini emreden sözleşmelerin bir delil niteliğinde bulunduğuna ve hakim durumdaki ana
firmaların çok önemli seviyelerde para cezalarına çarptırılmalarına neden olacağına dikkat edilmelidir.Â
5.4. Rekabet Kanunu'nun 6.Maddesi'nin d bendi ise, belirli bir piyasadaki hakimiyetin yaratmış olduğu finansal, teknolojik
ve ticari avantajlardan yararlanarak başka bir mal veya hizmet piyasasındaki rekabet koşullarını bozmayı amaçlayan/bozan
eylemlerin kanuna aykırı ve yasak olduğunu ifade etmektedir.Â
İlgili madde yatay piyasa entegrasyonu içerisinde, hakim durumdaki işletmelerin rakiplerine karşı mevcut konumlarının sağladığı
avantajları kötüye kullanarak haksız rekabet yapmalarını yasaklamaktadır.Â
Bu madde, KOBİ niteliğindeki bir çok üretici firmanın en önemli dezavantajı olarak değerlendirilen ölçek sorunlarının hakim
işletmelerce koz olarak değerlendirilerek piyasa dışına atılmalarını yasaklamaktadır.Â
Hakim durumdaki yabancı sermayeli bir deterjan firmasının KOBİ karakterli bir firmaya uyguladığı haksız rekabet fiili, ilgili
maddenin pratikteki uygulamasının anlaşılması için iyi bir örnek oluşturabilecektir. Büyük ölçekli firma teknoloji ve
sermaye yoğun bir ürünün imalatını yaptığı gibi göreceli olarak düşÃ¼k sermaye ve teknoloji yoğun bir diğer temizlik
ürününün de üretimini gerçekleştirmektedir. Büyük işletme, birinci sınıf üründe hakim durumdadır ve çok büyük kar
marjı ile ürününü ticarileştirmektedir. İkinci sınıf üründe ise yine pazar lideridir fakat hakim konumda bulunmamaktadır.
Zira ürün fiyat esnekliği yüksek olan, birçok işletme tarafından üretilmekte olan bir üründür. Büyük işletme bu rekabet
ortamında ilgili üründe yüksek kar marjları ile çalışamamaktadır.Â
Bu şartlar altında ikinci sınıf ürünün üreticisi konumunda bir küçük işletme, gerekli sermaye yatırımları ile ilgili
mamulde üretim kapasitesini arttırmış ve orta ölçekli bir işletme büyüklüğüne erişmiştir. Doğru tutundurma programları ve
küçük kar marjları ile piyasa payını sürekli olarak yükseltmektedir. Yeterli sermaye birikimine ulaşan işletme, yeni
yatırımlarla birinci sınıf ürünü üretmeyi hedeflemektedir. Bu pazar segmentindeki çok yüksek kar marjları, KOBİ
niteliğindeki işletme için yeterli bir pazar fırsatıdır.Â
İleri teknolojilerle üretilecek bu ürün için yatırım programını yapar. Önceki üründe olduğu gibi kar marjını sınırlı
tutarak pazar payını yükseltmeyi hedeflemektedir. İkinci sınıf ürününden elde ettiği fonu, yeni yatırımının kredi ödemeleri
için yeterli olduğunun tespit edilmesi ile finansman sorununu çözer ve yatırıma fiilen başlar.Â
Aynı dönemde büyük işletme ikinci sınıf ürününün fiyatını % 25 mertebesinde düşÃ¼rmeye karar verir. Artık her sattığı
üründe % 10 seviyelerinde zarar etmektedir. Tek hedefi, büyüyen ve yüksek karlar elde ettiği faaliyet alanına girmeyi
hedefleyen rakibini, büyük sermaye gücü elde ettiği ve hakim durumda bulunduğu piyasadan sağladığı ticari ve teknolojik
avantajları hakim durumda bulunmadığı diğer piyasada kullanarak safdışı etmektir.Â
Büyük işletme hedefinde başarılı olur. %10 zararla piyasaya sunduğu ürün ile yeni yatırım içerisinde bulunan rakip işletmenin
pazar talebini kapmış, KOBİ konumundaki işletme büyük işletmeye göre önemli sermaye gücüne sahip olmaması nedeniyle, ikinci
sınıf ürün pazarından kar sağlayamamış ve birinci sınıf ürün üretimi için gereken kredi ödemelerini yerine getirememiş ve
her iki üründe de piyasalardan çekilmek zorunda kalmıştır.Â
Bu vaka, Rekabet Kanunu'nun ilgili maddesi ile hangi fiillerin yasaklandığını izah eder niteliktedir. İlgili Kanun çerçevesinde
yukarıdakine benzer bir fiili yapan işletmelerden küçük olanı değil, hakim durumunu kötüye kullanan büyük olanı terkin ile
baş başa kalacaktır.Â
İlgili madde küçük ve orta büyüklükteki sanayi işletmeleri için çok önemli avantajları beraberinde getirmektedir. Kanun
öncelikle, küçük ve orta büyüklükteki teşebbüslerin pazar fırsatları tespit etmeleri ile büyük işletmelerin kontrolunda
bulunan piyasalara girişlerine olanak tanımakta, özendirmekte ve büyük işletmelerin bu faaliyetleri zorlaştırmalarını
yasaklamaktadır.